Dünya

İngiltere'nin AB çıkmazı

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in serbest dolaşım nedeniyle İngiltere'ye rest çekmesi, gözleri Londra'ya çevirdi. İngiltere, AB'den ayrılma seçeneği ile karşı karşıya.

04 Kasım 2014 19:56


Angela Merkel'in serbest dolaşım hakkını pazarlık konusu etmeyeceğini gerekirse İngiltere'nin AB'den ayrılmasına "hayır" demeyeceği yönündeki sözleri dünden beri dünya kamuyonu meşgul ediyor. Haber özellikle Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Şimdi gözler İngiltere'nin üzerine çevrilmiş durumda.

Merkel'in tepkisi

İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma tartışmaları, göç konusuyla birlikte ele alınır oldu. İngiliz gazeteleri, Londra'nın AB sınırları içinde serbest dolaşıma karşı sergilediği tutumun AB ülkelerinde rahatsızlığa yol açtığını yazıyor. The Guardian dün Almanya Başbakanı Angela Merkel'in söylediği ileri sürülen "Eğer İngiltere serbest dolaşıma karşı çıkacaksa AB'den ayrılmalı" şeklindeki sözlerinin büyük yankı uyandırdığını duyurdu.

Guardian, konuyu haber yapan bir çok gazete gibi kaynak olarak "Der Spiegel" dergisini gösteriyor. Der Spiegel pazartesi günü yayınlanan yeni sayısında Angela Merkel'in İngiliz mevkidaşı David Cameron'a AB zirvesinde söz konusu açıklamalarda bulunduğunu yazıyor. Dergi, haber kaynağını ise açıklamıyor. Sadece konuşmayı duyan bir kişiden aktarıldığını belirtmekle yetiniyor.

Seibert'ten açıklama

Alman hükümetinin, dolayısıyla Başbakan Angela Merkel'in sözcüsü Stefan Seibert konuya açıklık getirdi. Seibert, Alman hükümetinin İngiltere'nin AB'nin aktif ve angaje bir üyesi olarak kalmasını istediğini söyledi. Ancak Seibert, hükümetin serbest dolaşım prensibinden ödün vermeyeceğini de sözlerine ekledi.

Aslında Angela Merkel'in ısrarla dile getirdiği konu bu. Başbakan Merkel 24 Ekim'deki AB zirvesinde düzenlediği basın toplantısında da konuya yaklaşımını "Almanya, AB içindeki serbest dolaşımı öngören temel prensibe dokunmayacaktır. Ancak bu durum, çeşitli sorunların olmadığı anlamına gelmez" şeklinde özetlemişti.

Merkel'in söz ettiği sorunların başında AB vatandaşlarının, göç ettikleri Avrupa ülkelerindeki sosyal yardım imkanlarını istismar etme olasılığı bulunuyor. Mevcut genel uygulamaya göre AB'li göçmenler çalışmıyor ve gelir elde etmiyorlarsa yerleştikleri ülkelerin sosyal yardımlarından yararlanamıyorlar.

Ancak bu durum, itirazlar üzerine mahkemelik olmuş durumda. Dosya, Avrupa Adalet Divanı'nda karara bağlanmayı bekliyor. Merkel çıkacak kararı Cameron'la birlikte değerlendireceklerini ve serbest dolaşımın istismar edilmesinin önüne geçilmesi için ortak girişimlerde bulunacaklarını açıklamıştı.

İngiltere de avantajlı

İngiltere hükümeti şu sıralarda üç ay boyunca iş bulamayan Avrupa Birliği vatandaşı göçmenleri ülkelerine geri göndermeyi planlıyor. Eğitim durumlarına göre kota uygulama planından ise vazgeçildi. Çünkü rakamlar İngiltere'nin AB içindeki serbest dolaşımdan yarar sağladığını ortaya koyuyor.

İstatistiklere göre Nisan 2013 ile Mart 2014 arasında İngiltere'ye 27 AB ülkesinden 560 bin kişi göç etti. Bunların 28 bini yoksul ülkeler olan Bulgaristan ve Romanya'dan. Yani tüm göç edenler arasında yoksul ülkelerden gelenlerin oranı sadece yüzde beş. Aynı şekilde serbest dolaşım uygulamasından yararlanan 83 bin İngiliz de diğer AB ülkelerine yerleşti.

Seçim sonrası kritik

Gelecek mayısta İngiltere'de Avam Kamarası üyeleri seçilecek. Seçimlerden sonra Cameron AB ile pazarlık masasına oturacak. Buradan çıkan sonucu da 2017'de referandumla halkın tercihine sunacak. Halk, 1973'ten beri birlik üyesi olan İngiltere'nin üyeliğini sürdürüp sürdürmeyeceğine karar verecek.

İşte bu nedenle birlik karşıtı partiler şu sıralarda yoğun bir propaganda kampanyası sürdürüyor. İngiltere'de AB karşıtılığıyla bilinen UKIP partisinden Avrupa Parlamentosu Milletvekili Nigel Farage, birlik ülkelerinin İngiltere'den kolay kolay vazgeçemeyeceklerini belirterek, şunları söylüyor:

"Bazı Kuzey Avrupa ülkeleri David Cameron'un niyetinin yanlış anlaşılmasından dolayı son derece endişeliler. İngiltere ayrılacak diye, daha fazla çaba harcamaya, tavizlerde bulunmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. İngiltere ne kadar geniş bir ticaret sahasına sahip olmak istiyorsa, Kuzey Avrupa ülkeleri de bunu istiyorlar."

Farage, İngiltere'nin sınırlarını daha özgür kontrol edebilmek için birlikten ayrılması gerektiğini de sözlerine ekliyor.