T24- BBC, İngiltere'nin yaklaşık 100 yıl önce Lenin'i öldürerek Bolşevik rejimini devirme planları yaptığı iddialarını güçlendirecek belgelere ulaştı.
İngiliz hükümeti, bu iddiayı Sovyet propagandası olarak niteliyordu.
Sovyet arşivlerinde 'Lockhart komplosu' olarak yer alan ve Rus okullarında okutulan bu olay birçok filme konu oldu.
1918'in başlarında; Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında, Rusya'daki yeni Bolşevik hükümeti, Almanya'yla barış anlaşması müzakereleri yürütüyor ve bitap düşmüş askerlerini cepheden çekiyordu.
Bu durum Londra'yı rahatsız etmişti. Zira, iki cephede birden savaşan Berlin bu anlaşma sayesinde Batı'daki kuvvetlerini takviye edebilecekti.
'Amaç Rusya'yı savaşa geri döndürmek'
İngiltere hükümeti Rusların, Müttefikler'in saflarında savaşta kalabilmesini sağlamak için geliştirdiği plan çerçevesinde Robert Bruce Lockhart adlı bir kişiyi elçi olarak Moskova'ya gönderdi.
İskoç asıllı olan Lockhart renkli bir karakterdi. Şarap, kadın ve spor tutkusuyla biliniyor ve aynı anda beş kitap okuyabilmekle övünüyordu.
İlk aşamada Lockhart, görevinde aşama kaydediyor gibi görünüyordu. Ama o yılın Mart ayında Sovyetler Almanya'yla Brest-Litovsk barış anlaşmasını imzaladı. Almanya'yı Müttefikler'in saflarına döndürme umutları tükenmişti.
Ama Lockhart pes etmeye niyetli değildi.
Lockhart bunun üzerine Bolşevik rejimini devirip, yerine Almanya'yla savaş girmek isteyecek bir hükümetin gelmesini sağlamaya odaklandı.
BBC'de bu akşam yayımlanacak bir belgeselde ulaşılan yeni belgelere göre, Lockhart Temmuz ayında Moskova'daki Bolşevik karşıtı örgütlere para vermek için Londra'dan tahsisat istedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın da Maliye Bakanlığı'ndan bu paraya onay verilmesini istediği belirtiliyor.
Mayıs ayında İngiltere hükümeti, Kuzey Rusya'daki Arkhangelsk bölgesine küçük bir askeri güç gönderme kararı aldı.
Bu askerlerin, Ruslara teslim edilen İngilizlere ait askeri malzemelerin Almanların eline geçmesini önlemekle görevlendirildikleri söylendi.
Ancak yine son belgelere göre, aslında bu 5 bin kişilik gücün, Kremlin'i koruyan fakat sonradan Bolşevikler'e karşı döndürülebileceği düşünülen 20 bin kişilik zayıf Litvanya birliğine katılması planlanıyordu.
Lockhart, 1918 yazında Savinkov adlı bir Bolşevik muhalifiyle yaptığı görüşmeden sonra Londra'ya gönderdiği telgrafta şöyle dedi:
"Savinkov karşı devrim öneriyor. Müttefiklerin müdahalesiyle önde gelen Bolşevikler öldürülecek, askeri diktatörlük kurulacak."
Bu telgrafın altında o dönemde savaş kabinesinde yer alan Lord Curzon'un bir notu bulunuyor. Bu notta, Savinkov'un yöntemin çok acımasız olduğu, müdahale konusunda kesin bir karar alınıncaya kadar birşey yapılamayacağı belirtiliyor.
'Casuslar Kralı Reilly'
Bu arada Lockhart, Moskova'da kendisi gibi renkli bir karakter olan Sidney Reilly ile tanıştı. Asıl adı Rosenbloom olan Rus vatandaşı Reilly, kısa bir süre önce İngiliz istihbaratına çalışmaya başlamıştı.
Birçoklarına göre, 'Casuslar Kralı' olarak da bilinen Reilly, Ian Fleming'in James Bond filmlerinin ilham kaynağı.
Ancak Lockhart ve Reilly kısa bir süre sonra büyük bir şok yaşadı.
1918'de yaz sonlarında Lenin'e suikast girişimi oldu. Genç bir Rus kadın, yakın mesafeden iki el ateş ederek Lenin'i yaraladı.
Bolşevik gizli polisi, olaydan birkaç saat sonra Lockhart'ı gözaltına aldı ve sorgulamak için Moskova'ya götürdü.
Reilly, o sırada Rus polisinden kaçıp kurtulduysa da birkaç yıl sonra Rusya'ya dönüşünde öldürüldü.
Rus polisi kayıtlarına göre, Lockhart sorgusunda Londra tarafından hazırlanan ve Lenin'in öldürülüp hükümetin devrilmesini öngören komploda yer aldığını itiraf etti.
Ekim 1918'de Rusya'yla yapılan bir takasla serbest bırakılan Lockhart, 1930'da yayımlanan anılarında Lenin'in öldürülmesi girişiminde rolü olmadığını, suikastı Reilly'nin planladığını iddia etmişti.