Dünya

İngiltere Kraliyet Ailesi, Guardian'ın 'Buckingham Sarayı'nda yıllarca ırk ayrımcılığı yapıldı' iddiasını yalanladı

03 Haziran 2021 16:01

İngiltere Kraliyet Ailesi, Guardian gazetesinin, en az 1960'lı yılların sonlarına kadar Buckingham Sarayı ile bağlantılı memuriyet işlerine "beyaz olmayanların" getirilmediği yolundaki özel haberinde yer alan iddialara cevaben bir açıklama yayınladı.

Buckingham Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Kraliyet Ailesi ve Kraliçe 2. Elizabeth'in işe almada "eşitlik" öngören yasalara ilkesel olarak ve uygulamada riayet ettiği kaydedildi.

Guardian gazetesinin haberindeki iddia, üst düzey bir eski Saray çalışanının, 1968 yılında İçişleri Bakanlığı bürokratlarına verdiği bilgileri içeren bir resmi arşiv belgesine dayanıyor.

Haberde üst düzey bir Saray görevlisinin o tarihte, Saray'daki memuriyet görevlerine "uygulamada beyaz olmayan (renkli ifadesi kullanılıyor) göçmenler ya da yabancıların işe alınmadığını" söylediğine ilişkin belgeler ifşa ediliyor.

Saray'dan yapılan açıklamada da, Guardian gazetesinin haberine temel teşkil eden tanıklık, "bir memurun yarım yüzyıl önce söylediklerinin, ikinci elden tanıklığı" diye nitelendirildi, buradan bugüne dair sonuçlar çıkarılmaması gerektiği belirtildi.

Guardian gazetesi, bugünkü özel haberinde ayrıca 1960'lı yıllarda, kamu görevlerinde her türlü ayrımcılığı yasaklayan yasal düzenlemeler hazırlanırken, Saray'ın bu yasalardan muaf olmasını sağlayan düzenlemeyi alabilmek için müzakereler yaptığına işaret ettiği şeklinde yorumlanan belgelere de yer veriyor.

Gazete, Kraliçe'nin yasama sürecine müdahalesi sonucu elde edildiğini söylediği bu muafiyetler sayesinde, Saray hakkındaki ırk ayrımcılığı konulu şikayetlerin, mahkemelere gitmek yerine İçişleri Bakanları tarafından değerlendirilmesinin sağlandığını yazıyor.

İddialar neler?

Guardian'ın özel haberi, Ulusal Arşiv'den çıkan belgelere ve bazı eski tanıklıklara dayanıyor.

İddiaların ilki, yani en az 1968 yılına kadar Saray'daki memuriyet görevlerine "renkli göçmenler ve yabancıların" fiilen alınmadığı kısmı, üst düzey bir Saray çalışanının o yıl sarf ettiği sözlere dayandırılıyor.

Buna göre, bir belgede 1968 yılında Kraliçe'nin baş muhasebecisinin, diğer memurlara yolladığı bilgi notunda, Saray'daki memuriyet kadrolarına "renkli göçmenler ve yabancıların getirilmesinin" mevcut uygulama olmadığını bildirdiği aktarılıyor.

Gazete bu belgeye dayanarak, söz konusu ırk ayrımcı uygulamanın ne zaman son bulduğunun belli olmadığını ancak en az 1968 yılına kadar sürdüğünü kaydediyor.

Saray'ın böyle bir yasak uygulanıp uygulanmadığı ve ne zaman kaldırıldığı konusunda gazetenin sorularını yanıtlamadığı yazan Guardian, buna karşılık Saray çalışanlarının kayıtlarını inceleyerek iddialarını çek etmiş.

Haberde 1990'lı yıllarda beyaz olmayan azınlıklara mensup kişilerin Saray görevlerine getirildiğine dair kayıtlar bulunduğu, bundan önceki kayıtların ise çalışanların etnik kökenini kapsamadığı ekleniyor.

Guardian'ın haberindeki ikinci iddia ise Saray'ın 1960'lı yıllarda hazırlanmakta olan ırk ayrımını engellemeye yönelik yasalardan muaf tutulmasını sağlayacak düzenlemeler için hükümetle pazarlık yürüttüğü yönünde.

Bu iddia da yine Ulusal Arşiv'de bulunan ve haberin içinde sayfa sayfa fotoğraflanan bazı yazışmalara ve belgelere dayandırılıyor.

İngiltere hükümeti 1960'lı yıllarda, bir kişinin iş başvurusunun ırk veya etnik köken ve cinsiyet temelinde reddedilmesini yasaklayan bir yasa tasarısı hazırlamıştı.

Guardian, Kraliçe'nin kişisel olarak bu yasalardan 40 yılı aşkın bir süre muaf tutulduğunu, bu muafiyetin Saray'da çalışan kadınlar ve etnik azınlıklardan kişilerin cinsiyet ya da etnik kökenlerinden dolayı ayrımcılığa uğradıklarını hissettiklerinde mahkemelere gitmesinin önünü kestiğini iddia ediyor.

BBC
Kraliyet ailesiyle ilgili ırk ayrımcılığı iddiaları Kraliçe'nin torunu Prens Harry ve eşi Meghan'ın açıklamalarıyla gündeme gelmişti

İddiaların dayandırıldığı kritik belgelerde tam olarak ne var?

Habere göre ırk ve cinsiyet ayrımcılığına karşı yasaya muafiyet 1970'lerde yürürlüğe girdi.

Guardian, Ulusal Arşiv'deki resmi belgelerde, hükümet yetkililerinin bu yıllarda Kraliçe 2. Elizabeth'in danışmanlarıyla yasanın metni üzerinde yaptığı yazışmaların da bulunduğunu aktarıyor.

Bazı belgeler, Kraliçe'nin onayı diye bilinen bir parlamento mekanizmasına atıfta bulunuyor. Bu, Kraliçe'nin kendisini ve özel çıkarlarını ilgilendiren yasalar hakkında fikir bildirmesine imkan veren bir mekanizma.

Saray, bunun tamamen formaliteden ibarete bir yol olduğunu vurgularken, Guardian Kraliçe'nin bu düzenlemeden yararlanarak birçok kez yasaların yapılış sürecine müdahale ettiği ve bakanlar nezdinde etkisini kullandığına dair kanıtlar bulunduğunu öne sürüyor.

Buna örnek olarak da yayımladığı ırk ayrımcılığına karşı yasa hakkında hükümet yetkilileri ve Saray danışmanları arasındaki yazışmaları gösteriyor.

Belgelerin, 1968 yılında dönemin İçişleri Bakanı James Callaghan ve üst düzey bürokratların, Kraliçe'nin danışmanları tatmin olana kadar yasa tasarısını parlamentonun onayına sunmama görüşünde olduklarına işaret ettiği kaydediliyor.

Bu yazışmalardan birince İçişleri Bakanlığı bürokratlarından TG Weiler, Kraliçe'nin mali işlerinden ve personelinden sorumlu baş muhasebecisi Lord Tryon ile yapılan müzakereler ve Lord Tryon'un verdiği bilgileri özetliyor.

Lord Tryon'un, Saray'ın yasa tasarısına, diplomatik hizmet konusunda tanınan türünden muafiyetler (en az 5 yıldır ülkede yaşamak gibi) verildiği takdirde, uymaya hazır olduğunu söylediği aktarılıyor.

Aynı belgede, Lord Tryon'un ilk iddiada yer alan beyaz olmayanların Saray'da belli görevlere alınmaması uygulaması konusundaki sözleri de aktarılıyor.

Buna göre Lord Tryon Saray kadrolarını üçe ayırarak şöyle tarif ediyor:

"(a) önemli görevler: ilanla ya da açık bir atama süreciyle belirlenmeyen kadrolar-muhtemelen yasanın kapsamı dışında olduğu kabul edilecektir (b) memuriyet ve diğer ofis işleri: uygulamada bunlara renkli göçmenler ve yabancılar atanmıyor (c) sıradan ev hizmetleri kadroları: bunlara renkli (beyaz olmayan) kişilerin başvuruları değerlendirilir ama önerilen ev hizmetleri genel muafiyetinin kapsamına girer."

Belgeyi kaleme alan İçişleri Bakanlığı bürokratı, Saray'ın bu yasanın, muafiyet olmazsa, Saray'ı, ilk kez mahkemelere götürebileceği konusunda kaygılarını da aktarıyor.

O yılın Mart ayında Saray, tasarının metninden "artık" tatmin olduğunu bildiriyor. İçişleri Bakanlığı bürokratının raporunda kullanılan ifadeler, Guardian'a göre Saray'ın yasa tasarısının parlamentoya sunulmasına, ancak istenen muafiyetin verilmesi karşılığında razı olduğuna işaret ediyor.

Guardian, verilen muafiyet çerçevesinde, Irk İlişkileri Kurulu'na o tarihten sonra Kraliçe'nin maiyetinde çalışanların ayrımcılık şikayetlerini mahkemeler yerine İçişleri Bakanlığı'na gönderme görevinin verildiğini yazıyor.

Guardian bu gayet muğlak bir dille kaleme alındığı için fark edilmesi güç yasal muafiyetin, ayrımcılıkla ilgili yasanın yeni versiyonlarında da devam ettiğini, artık Saray'ın bazı memuriyetlerinde beyaz olmayan yüzler görülse de bunun oransal olarak çok yetersiz olduğu eleştirilerini de aktarıyor.

Haberde, Saray'ın 1997 yılında Independent gazetesine, işe aldığı kişiler konusundaki istatistikleri, istihdamda eşit hakları düzenleyen yasaların gerektirdiği şekilde takip etmediğini kabul eden bir açıklama yaptığı da hatırlatılıyor.