Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik Çarşamba günü başlattığı Barış Pınarı Harekatı 4. gününe girerken, operasyon İngiltere basınında geniş yer bulmaya devam ediyor.
Haberlerde sınırın iki tarafında da yaşanan sivil ölümlerine dikkat çekilirken, Financial Times gazetesi Batı'da kınanan operasyonun Türkiye içinde destek bulduğuna vurgu yapıyor.
Times: 5 IŞİD'li kaçtı
Times gazetesi, IŞİD'lilerin tutulduğu ve güvenliğini Kürtlerin sağladığı cezaevi ve kamplardan ilk firar haberlerinin gelmeye başladığını duyuruyor ve "ilk IŞİDli tutukluların dün akşam kaçtığını" belirtiyor.
Times, Suriye Demokratik Güçleri'ne dayandırdığı haberinde, Kamışlı'daki Navkur cezaevinden dün 5 IŞİD'linin kaçtığına ancak bu bilginin bağımsız kaynaklarca doğrulanamadığına dikkat çekiyor. Kamışlı'da dün bomba yüklü araçla yapılan saldırıyı ise IŞİD'in üstlendiğini hatırlatıyor.
Bu cezaevlerinin güvenliğinden sorumlu Kürtlerin, Türkiye'nin operasyonuna karşı koymak için buralardan ayrılmasıyla, cezaevi ve kampların güvenlik ve düzeninin çökmeye başladığı aktarılıyor.
Daha güneydoğuda el Hol kampında 70 bin kadar IŞİD yakınının yaşadığını belirten Times, burada da protestoların ve ayaklanmaların başladığını, dün yaşanan bir kaçma girişiminin ise engellendiğini duyuruyor. Times bu bilgiyi de ana çatısını Kürt PYD savaşçılarının oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne dayandırıyor.
Sınırın iki tarafında da sivil ölümleri meydana geldiğini belirten Times, Suriye Kürt Kızılay'ının şu ana kadar 27 sivilin hayatını kaybettiğini belirttiğini, Türkiye'de de aralarında 9 aylık bir bebeğin de bulunduğu sivillerin sınırın Suriye tarafından yapılan saldırılarda öldüğünü hatırlatıyor.
Bölgedeki altyapının da çökmek üzere olduğunu belirten Times, UNICEF'in bölgede 400 bin kişiye su sağlayan pompalama istasyonunun hizmet dışı kaldığını bildirdiğini, Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünün de Telabyad'daki hastanesini kapatmak zorunda kaldığını aktarıyor.
Bölgedeki Arap-Kürt ayrımına da dikkat çeken Times, gazeteye konuşan bir Arap'ın şu sözlerine yer veriyor: "Burada insanlar bombardıman ve yıkımdan korkuyor. Ama diğer taraftan da belki YPG yönetiminden ve insanları zorla silah altına almalarından kurtulmak iyi olacaktır. Türkiye ile sınırlar açılırsa ticaret yapıp ekonomiyi düzeltebiliriz" diyor.
Roni Teran adlı Telabyad'lı ise "Benim iki tarafla da sorunum yok" diyor.
100 binden fazla kişinin bölgeden ayrılmak zorunda belirten Times, Suriye savaşının başlamasından bu yana tahmini 13 milyon kişinin evlerini terk ettiği bilgisini veriyor.
"Rusya, ABD'den açılacak boşluğu kullanacak"
Times'ta yer alan bir analizde, Kremlin'in ABD'nin kendisini Suriye savaşından uzaklaştırmak istemesi ve Türkiye'nin operasyonunu fırsat olarak kullanıp, bölgedeki etkisini artırmayı deneyeceği yorumunda bulunuluyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Ankara ve Şam arasında arabuluculuk yapabileceklerine dair sözlerini hatırlatan Times, Rusya'nın Esad rejimini desteklediğini, Ankara ile de arasının iyi olduğunu belirtiyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Pazartesi günü Suudi Arabistan ziyaretinde bulunacağına da dikkat çeken Times, Putin'in bu ziyaretle "Rusya'nın, ABD'nin aksine, müttefiklerine sadık bir ülke olduğu mesajı vermeye çalışacağını da ifade ediyor.
Guardian yazarı Jonathan Freedland: Trump'ın Türkiye ile anlaşmasının ölümcül sonuçları olacak
Guardian'da haftalık olarak yazan gazeteci Jonathan Saul Freedland, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Pazar akşamı yaptığı telefon konuşmasının "ölümcül sonuçları" olacağı görüşünü dile getiriyor:
"Göreceğimiz ilk büyük etki, çok sayıda Kürt savaşçının ölmesi olacak... Ama bunun ötesinde Erdoğan bu bölgeye Suriyeli mültecileri yerleştirmek istediğini gizlemiyor. Bu mantıklı görünebilir: Suriyelileri yeniden Suriye'ye yerleştirmek. Tabii buraların Kürt bölgesi olduğunu gözardı edersek."
Freedland yazısında eski İngiltere Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Carne Ross'un görüşlerine de yer veriyor ve Ross'un bu işin sonunun "etnik temizliğe" varacağını düşündüğünü aktarıyor.
"Bizim gibi daha uzaktakilerin de bencilce bir endişesi var" diyen Freedland, birçok diğer Batılı gazeteci gibi IŞİDlilerin Kürtlerin kontrolündeki hapishanelerden kaçabileceği endişelerini dile getiriyor ve bu nedenle Trump-Erdoğan arasındaki anlaşmanın "ölümcül" bir anlaşma olduğu yorumunu yapıyor.
Financial Times: Türkler Suriye saldırısını memnuniyetle karşıladı
Financial Times (FT) gazetesi askeri harekatın Türkiye'de nasıl yorumlandığına yoğunlaşan bir başlık kullanmış: "Kürtlerle onyıllardır süren çatışma sonunda Türkler Suriye saldırısını memnuniyetle karşıladı."
Haberde, Türkiye'de ABD'nin, Ankara tarafından terörist kabul edilen milisleri silahlandırması sonrası yapılan operasyonun "kaçınılmaz" olduğuna dair genel bir hava olduğu belirtiliyor.
Gazeteye konuşan bir Ankaralı, 3 yıl önce Güvenpark'ta PKK tarafından yapıldığı belirtilen bomba yüklü araç saldırısını hatırlatıyor ve askeri operasyona destek verdiğini söylüyor.
"Batı dünyası operasyonu kınasa da, Türkiye'de operasyon, bazıları Erdoğan karşıtı olan gruplar tarafından bile destekleniyor" ifadesinin yer aldığı haberde CHP liderinin operasyona destek mesajına ve hükümet karşıtı Sözcü gazetesinin de operasyonu destekeleyen haberlerine dikkat çekiliyor.
Londra Merkezli Royal United Services Enstitüsü'nden Ziya Meral'in görüşlerine de yer verilen haberde, Türkiye'de birçok uzmanın bu operasyonu eski ABD Başkanı Barack Obama'nın, Türkiye tarafından terörist olarak görülen bu milisleri silahlandırmaya başlamasının bir sonucu olarak gördüğü ifade ediliyor. Meral "Bu yıllardır bekleniyordu" diyor.
Obama döneminde Türkiye ile IŞİD'le mücadele konusunda yapılan görüşmelerde, Türkiye'nin desteklediği Suriyeli muhaliflerin sahaya sürülmesinin konuşulduğu, ancak bu savaşçıların yetenek bakımından yetersiz kalacağı sonucuna ulaşıldığı hatırlatılıyor.
Haberde üst düzey ABD'li yetkililerin, YPG ile PKK arasındaki ilişkiyi bildiğine de dikkat çekiliyor ancak ABD'li yetkililerin o dönemde IŞİD'e karşı "daha iyi bir seçenek" göremedikleri aktarılıyor.
Haber, uzmanların tek kalıcı çözümün Kürtlerle Türkiye arasındaki barış sürecine geri dönülmesi ile olacağını düşündükleri belirtilerek son buluyor.