Dünya

İngiliz basını: Türkiye'nin zamanı geldi

Daily Telegraph, Obama ziyaretiyle ilgili başyazılarından birinde "Türkiye'nin zamanı geldi" ifadesini kullandı

07 Nisan 2009 03:00
* ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti İngiliz basınında geniş yer buldu. Daily Telegraph, başyazılarından birinde "Türkiye'nin zamanı geldi" ifadesini kullandı

* The Guardian gazetesi de, başyazısında, "Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı, Türkiye'ye Avrupa'nın kapılarını kapatarak yanlış yaptı. Obama'nın gördüğü gerçeği göremediler" dedi.

"Türkiye'nin zamanı geldi" diyen Daily Telegraph şu ifadeleri kullandı: "Obama'nın niçin Ankara'yı tercih ettiğini anlamak için Türkiye'nin haritadaki yerine bakmak yeterli. Türkiye sadece değerli bir NATO müttefiki değil, doğudan gelebilecek tehditlere karşı stratejik bir kale."

"Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy gibi, Avrupa Birliği'nde daha derin entegrasyon yanlıları, birliğin batılı kimlik ve kültürüne zarar vereceği gerekçesiyle Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkıyor. Ermeni soykırımını tanımayı reddetmesinden, insan hakları siciline kadar birçok itiraz noktaları var."

"Ama Obama'nın dün Türk parlamentosunda vurguladığı gibi AB bu tür sinsi taktiklerle değerli bir Müslüman müttefikle daha geniş kapsamlı bir ilişki kurma fırsatını kaçırıyor."

Guardian ise, Obama'nın, 'Amerika İslam'la savaş halinde değil' diyerek Türkiye parlamentosu kürsüsünden İslam dünyasına zeytin dalı uzattığını yazıyor.

Gazete, İslam'ın uygarlığa katkısını öven ve Amerika'nın Müslümanlarla terörle mücadelenin ötesinde bir işbirliği istediğini söyleyen Obama'nın bu mesajlar için Türkiye'yi seçmesinin özel bir anlamı olduğunu vurguluyor.

Guardian, Irak savaşının Türklerin gözünde Amerika'nın itibarına büyük zarar verdiğini aktarıyor.

Guardian başyazısında ise şöyle diyor:

"Belki uygunsuz bir gerçek ama Ortadoğu'nun en nüfuzlu ülkeleri - ikisi de Arap olmayan - Türkiye ve İran. Ama Obama'nın İslam dünyası ile Batı arasındaki köprüleri tamir etme girişiminin odağı olarak Türkiye'yi seçmesi, umut verici bir gelişme."

"Amerika ile İslam dünyası arasında varılacak uzlaşma için Türkiye'nin örnek gösterilmesi, dış politika açısından cesur, iç politika açısından ise riskli bir adım. Sağda, Obama'nın kendisi için yaptığı "Ailesinde Müslümanlar olan bir Amerikalı" tanımını kullanabilecek birçok kişi var."

"Ama Amerika'nın İslam'la savaşta olmadığını ve olmayacağını söylemek için Türkiye Parlamentosu gibi bir platformun seçilmesi, dünya siyaset sahnesinde güveni giderek artan bir adamın izlerini taşıyor. Fransa Cumhurbaşkanı ve Almanya Başbakanı Türkiye'ye Avrupa'nın kapılarını kapatarak yanlış yaptılar. Obama'nın gördüğü gerçeği göremediler. Türkiye'nin en büyük varlığı jeopolitik rolü ve bunu da zekice kullanıyor. "

Financial Times gazetesi de Obama'nın Türkiye ziyaretini konu alan analizinde, Amerika'nın Başkanı'nın parlamentodaki konuşmasının hem içerik olarak hem de şeklen önemli olduğunu vurguluyor. Gazete başyazısında şöyle diyor:

"Başka Müslüman ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de büyük bir çoğunluk, İsrail-Filistin, Lübnan, Afganistan ve en önemlisi Irak politikalarına bakarak Amerika'nın aslında İslam'la savaş halinde olduğuna inanıyordu. Bu siyasi felaketten fayda sağlayanlar İslamcılar ve cihat yanlısı aşırılar oldu."

"Barack Obama'nın ilk Müslüman ülke ziyareti için özellikle Türkiye'yi seçmesi, bu inanışı tersine çevirmeyi amaçlayan uzun ve çetin bir yolculuğun başlangıcı. Neden Türkiye? Bunun nedeni, sadece NATO üyesi, Asya ile Avrupa arasında bir köprü ve hatta Müslüman bir demokrasi olması değil, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, evrim geçirmiş bir siyasi İslam’la demokrasinin iç içe geçmiş bir yapıyı temsil etmesi."

"Müslüman dünyasının deyim yerindeyse ilk Hıristiyan Demokratları, batağa saplanmış Orta Doğu'da bir model olarak değil, bir başarı öyküsü olarak hayranlık uyandırdı. Bu yüzden AKP'nin 2007'de çok güçlü generallere karşı elde ettiği seçim zaferi ve 2008'deki yargı darbesi girişiminden kurtulması sadece Türkiye için değil tüm bölge açısından dönüm noktası niteliğindedir.

'AB Türkiye'ye kapıyı kapatmamalı'

Financial Times, ayrıca Türkiye'nin Suriye, İran, Hamas, İsrail ve Suudi Arabistan'la yeni iletişim kanalları açılmasında rol oynayabileceğine dikkat çekerek şöyle devam ediyor:

"ABD'nin Irak'tan sorunsuz bir şekilde çekilmesinde Türkiye'nin desteği büyük önem arz ediyor. Türkiye'nin Afganistan'a lojistik destek platformu olarak oynayacağı rol de önemli. Obama, Türkiye'nin Ermenistan'la yakınlaşma çabasına destek belirtti."

"Ankara, AB'ye girme yolunda Osmanlı'nın 1915'te Ermenilerin katledilmesindeki rolüyle yüzleşmek zorunda. Ancak Amerika'nın bunu soykırım ilan etmesi Türkiye'deki milliyetçi sağın işine yarayacak ve Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri için çok değerli olan bir Müslüman köprüyü havaya uçuracak. "

Times gazetesi de başyazısında şöyle diyor:

"Obama'nın Türkiye'yi vaaz kürsüsü olarak değil örnek olarak kullanması önemli. Türkiye, ileri demokrasiyle İslam'ın bir arada bulunabileceğini gösteren bir kanıt. Türkiye'nin AB üyesi olabilmesi için daha fazla çaba harcaması gerekiyor. Ancak Bulgaristan ve Romanya'nın da. Ama bu ülkeler AB'ye üye oldular bile. Hiç kimse Türkiye'nin şimdi AB'nin 28'inci üyesi olmak için hazır olduğunu iddia etmiyor ama ABD bu fikri benimsemiş durumda. Avrupa da benimsemeli.

Başyazılarında Türkiye'ye yer veren bir başka gazete de Independent. Gazete, "Avrupa Birliği Türkiye'ye kapılarını kapatmamalı. Ankara henüz üyeliğe hazır değil ama birliğe girişi büyük faydalar sağlayacak" diyor:

"Obama belki Türkiye'nin AB üyeliğine Washington'un tam desteğini ifade ederek belki biraz incelik göstermemiş olabilir ama Türkiye'nin yüzüne kapıyı çarpmak bir tek Avrupalının bile çıkarına değildir." (BBC Türkçe)

RUM BASINI

``ABD Başkanı'ndan inanılmaz methiye''

ABD Başkanı Barack Obama'nın Ankara'da yaptığı temaslar ve TBMM'deki konuşması Rum basınında geniş yer buldu.

Haravgi gazetesi, `ABD Federal Kıbrıs'ı Destekliyor- Obama'nın Türkiye Meclisi'nden Mesajları' başlıklı haberinde, ABD Başkanı Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmada, ABD ve BM'nin `Kıbrıs'ta kalıcı, iki toplumlu bir federasyonu desteklediği' mesajını verdiğini yazdı.

Gazete, Obama'nın konuşmasında, Kıbrıs'taki iki liderin müzakereler gerçekleştirmek için büyük çaba harcadıklarını vurgularken ABD ve BM'nin iki toplumlu federal birleşik bir Kıbrıs için yapılacak çabaları destekleyeceğini ifade ettiğini belirtti. Obama'nın, Türkiye'nin AB sürecine de destek verdiğini yazan gazete, ABD Başkanı'nın bugün Fener Rum Patriği Bartolomeos ile, kaldığı otelde bir araya geleceğini kaydetti. Rum politikacılar ve örgütlerinden Obama'nın Türkiye ziyaretine ilişkin açıklamalar geldi.

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Türkiye'nin dünyanın güçlü ülkelerinin çıkarlarına hizmet edebilecek ülke olduğunu, bu yüzden Güney Kıbrıs'ın, Kıbrıs sorununun BM platformundan ve uluslararası hukuk çerçevesinden çıkararak çıkar çatışmaları içerisine sokmaması gerektiğini söyledi. Kiprianu, böyle bir çıkar çatışmasında kazananın Güney Kıbrıs değil, Türkiye olacağını vurgularken Rum Hükümeti'nin `Kıbrıs sorununa mümkün olan en iyi çözümüö bulma' hedefiyle mevcut olanakları en iyi şekilde değerlendirmek olduğunu belirtti.

Rum Meclisi ve DİKO Başkanı Marios Karoyan ise, Türkiye'nin zeki dış politikayla sadece bölgedeki rolünü arttırmakla kalmayıp dünyanın güçlü devletlerinin ihtiyaç duyduğu ülke konumuna geldiğini söyledi. Karoyan, Türkiye'nin bu rolünün birçok uzman ve siyasetçinin görüşünün aksine 2004 öncesinde de önemli düzeyde olduğunu vurguladı ve Türkiye'nin Kıbrıs sorununa ilişkin tutumunu değiştirmesi için Ankara'ya baskı yapılması gerektiğini savundu. Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi ise, Obama'nın ziyaretinin `Kıbrıs'ı işgal altında tutan ülkeye yönelik çok güçlü destek ifadesi olduğunu' iddia etti.

Simerini gazetesi, Obama'nın ziyaretini, `Modern' Türkiye'yi Övücü Obama - Amerika Başkanından İnanılmaz Methiye' başlıkları altında verirken, Obama'nın Ankara ziyaretindeki sözleriyle Türkiye'yi yücelttiğini yazdı. Obama'nın konuşmasında sözde `Ermeni soykırımına' değinmediğini vurgulayan gazete, ABD'nin Güney Kıbrıs'taki Büyükelçiliği önünde protesto gösterisi yapıldığını aktardı. Habere göre büyükelçilik önünde toplanan `Özgür Girne Derneği'ne mensup bir grup gösterici, ellerinde Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve AB bayrakları taşıdı ve Obama'nın Türkiye ziyareti çerçevesinde sözde "Türk işgaliniö protesto etti. `Başkan Obama, Hatırla: Türkiye Kıbrıs'taki Savaş Suçlarından Sorumludur' yazılı İngilizce pankartlar taşıyan göstericiler, ABD Başkanı'na verilmek üzere büyükelçiliğe bir de mektup verdi. Diğer gazeteler ise, Obama'nın Türkiye ziyaretini şu başlıklarla yansıttı:

* Politis: Obama Türkiye Modelini Yüceltti- Obama Türkiye'nin Düzeyini Yükseltti - Kıbrıs Sorununda Eşit Mesafede Durdu, Doğrudan Müzakereleri ve İki Bölgeli (Federasyonu) Destekledi.

* Fileleftheros: Türkiye Bölgenin Koruyucusu- Obama: Kıbrıs Sorununa İki Bölgeli İki Toplumlu Federasyon Temelinde Çözüm - Türkiye'nin AB Üyeliğine Tam Destek.

* Alithia: Ankara Kilit Müttefik - Obama'dan Kıbrıs Mesajı.

* Mahi: Obama Türkiye-ABD İlişkilerindeki En Güçlü Temeli Atıyor - Kıbrıs'ın Yeniden Birleşmesinden Yana.

RUS BASINI

Türkiye arabulucu olabilir

Rusya'da yayımlanan Kommersant gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretiyle iki ülke ilişkilerinde yeni bir başlangıç yapıldığını, Türkiye'nin ABD ile İslam dünyası arasında arabulucu olabileceğini yazdı.

Gazetede "Obama'dan Türkiye ile yeni başlangıç" başlığıyla yayımlanan haberde, Obama'nın bu ziyaretinin Türkiye'yi İslam ile Batı dünyası arasında köprü haline getirme isteğini ortaya koyduğu yorumu yapıldı.

Obama'nın bu ziyaretle George Bush döneminde Ankara ile bozulan ilişkileri yeniden kurmayı başardığı ifade edilen haberde, şu görüşlere yer verildi:

"Obama'nın Türkiye ziyareti, onun ilk önemli yurt dışı ziyareti gibi değerlendirilebilir. Avrupa ülkelerinden farklı olarak Türkiye ziyareti, Obama'nın inisiyatifiyle gerçekleştirildi. Hatta Obama'nın Avrupa gezisinin son ayağının Rusya olacağı söyleniyordu. ABD Dışişleri Bakanlığının bu planı gerçekleşmiş olsaydı, Obama'nın dün Ankara'da değil, Moskova'da olması gerekiyordu. Türkiye ile George Bush döneminde bozulan ilişkilerin yeniden başlatılması, Rusya'ya kıyasla çok daha kısa sürede sağlandı. Obama ziyaretinin en önemli sonuçlarından birinin, ABD'nin 2003 yılında Irak'a saldırısında Türk üslerinin kullanılmasını yasaklayan parlamentonun Amerikan askerlerinin Irak'tan tahliyesi için üslerin kullanımına izin verme olasılığının ortaya çıkması olduğu söylenebilir. Obama'nın Prag'da Avrupa ülkelerine seslenerek, Türkiye'nin AB üyeliğine alınması çağrısı da görüşmelere ek bir başarı katmış oldu."

Haberde, hem Obama'nın, hem de Türk yöneticilerin Ankara'nın Washington ile diyaloğunun sadece Türkiye adına değil, tüm İslam dünyası adına olduğunu bildiği savunularak, "Son dönemdeki Türkiye dış politikası da ülkeyi Batı ile İslam dünyası arasında bir arabulucu olarak konumlandırmaya çalışmakta"denildi.

Türkiye'nin NATO Genel Sekreterliği için Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e hem onay vermemesinin bunun en büyük kanıtı olduğu ileri sürülen haberde, "Dün TBMM'de konuşan Obama da İslam dünyasıyla hiçbir zaman savaş halinde olmadıklarını, her zaman işbirliği ve karşılıklı saygı için çalıştıklarını vurguladı. Obama'nın konuşmasını El Cezire ve El Arabiya televizyonları da canlı yayımladı" ifadelerine yer verildi.

ALMAN BASINI

Obama Türkiye'nin gönlünü okşadı

ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti Alman basın-yayın organlarında, Obama'nın Türkiye'ye verdiği önem ve İslam dünyasıyla diyalog bağlamında değerlendirildi.

Bild gazetesi, "Obama Türkiye'nin gönlünü okşadı ve AB üyeliğini istedi" başlığıyla verdiği haberde, Türkiye'ye AB üyeliği yolunda destek veren Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmada, "ABD'nin İslamiyet'e karşı mücadele etmediği, tam aksine yüz yıllardan bu yana dünyayı daha iyi hale getirmeye çalışan İslam dinine büyük saygı duyduğuna vurgu yaptığı" ifade edildi.

Frankfurter Rundschau gazetesi, "Obama İslam dünyasıyla 'yeni diyalog' arıyor" başlığıyla verdiği haberde, Obama'nın diyalog arayışı içinde olduğu ve Türkiye'nin Batı ile Doğunun buluştuğu yerde olmasını ülkenin büyüklüğü olarak gördüğü ifade edildi.

Alman Meclisi Dış İlişkiler Komisyonunun Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) üyesi olan başkanı Ruprecht Polenz, bu gazeteye verdiği demeçte, Türkiye'de yapılan reformlar çerçevesinde çok önemli gelişmelerin yaşandığını, "ancak özellikle insan hakları konularında hala eksiklikler bulunduğunu", buna rağmen Türkiye'nin AB üyesi olması için adil bir fırsat verilmesi gerektiğini söyledi.

Polenz, "Ben Birlik partileri (CDU/CSU) içinde şu görüşü paylaşan azınlıklardan biriyim: Her iki tarafta da şartlar yerine getirildiği takdirde Türkiye'nin AB'ye tam üye olabilmesi için bu ülke adil bir fırsatı hak ediyor. Ancak şu an bu şartlar yerine getirilmiş değil" diye konuştu.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, "Obama Türkiye'de 'yeni diyalog' vadediyor" başlığını kullanırken, Berliner Morgenpost gazetesi, Obama'nın Türkiye'ye AB üyeliği konusunda verdiği destek nedeniyle Avrupa'da Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili tartışmaların yeniden gündeme geldiğini yazdı.

Berlin'de yayınlanan B.Z gazetesi de, başlığa çıkarttığı "Türkiye'yi Obama için bu kadar önemli yapan ne?" sorusuna cevap aradığı bir haberde, Türkiye'nin sadece Avrupa ve Orta Doğu değil, Rusya ile ilişkilerde de anahtar konumda olduğu belirtildi.

Haberde, bu ilişkilerden kaynaklanan tüm ekonomik imkanların yanı sıra Türkiye'nin demokratik, Batılı tarzdaki ve Batılı değerlere bağlı tek Müslüman ülke olduğuna işaret edildi.

Alman televizyon kanalları da Obama'nın Türkiye ziyaretine haber bültenlerinde geniş yer verdiler.

YUNAN BASINI

Ruhban okulu için baskı

Yunan basını, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinin "İslam dünyasına açılım" ve "ABD-Türkiye arasındaki stratejik ilişkilerin güçlendirilmesini" amaçladığı yorumunu yaptı.

Katimerini gazetesi, "Obama, İslam'a siyasi açılım yaptı" başlıklı haberinde, ABD Başkanı'nın TBMM'de yaptığı konuşmada, "ABD hiçbir zaman İslam ile savaşta olmamıştır ve olmayacaktır" dediğini ve herkes tarafından alkışlandığını yazdı.

Obama'nın eski ABD Başkanı George Bush'tan farklı bir politika izlediği belirtilen haberde, "Obama'nın bavulunda taşıdığı armağanlardan birinin de Almanya ve Fransa'nın tepkisine yol açan, 'Türkiye'nin AB üyeliğine duyulan ihtiyaca verdiği sıcak destek' olduğu" vurgulandı.

Haberde, Obama'nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı ortak basın toplantısında, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddiaları konusunda görüşlerinin değişmediğini söylediği belirtildi.

Obama'nın, Türkiye'yi izlediği yeni dış politikanın merkezine dahil ettiği kaydedilen haberde, "Hedef, İslam alemine yaklaşmak. Ayrıca Irak'tan 18 ay içinde çekilecek Amerikan askerleri için Türkiye'ye ihtiyaç var. Bu nedenle ABD, Türkiye'nin AB üyeliğini bu kadar ısrarla destekliyor" yorumu yapıldı.

Obama'nın Bush'un tersine Türk kamuoyu tarafından dostça karşılandığına işaret edilen haberde, hatta bir tatlıcının "Baraklava" adlı bir baklava bile ürettiği kaydedildi.

"Obama ile Erdoğan arasında büyük pazarlık" başlığını kullanan "To Vima" gazetesi ise ABD Başkanı'nın TBMM'deki konuşmasında Türkiye'yi "bolca övdüğünü" yazdı.

Obama'nın Türkiye ile arzu ettiği imtiyazlı ilişkinin arkasında, İran, Afganistan, Orta Doğu ve Türkiye'nin AB üyeliği ile enerji gibi konularda sert pazarlıkların öne sürülen haberde, ABD Başkanı'nın Türkiye'den Orta Doğu konusunda dolaylı şekilde yardım istediği kaydedildi.

Obama'nın Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile bir nezaket görüşmesi yaptığına, resmi ziyaret için ise Türkiye'yi seçtiğine dikkat çekilen haberde, bunun, ABD'nin iki ülkeyle ilişkileri arasında bağlantı kurmadığının göstergesi olduğu değerlendirmesi yapıldı.

Apoyevmatini gazetesi, "Obama, Türkiye-ABD stratejik ilişkisini güçlendirdi" başlıklı haberinde, ABD Başkanı'nın Türkiye ziyaretinde iki ülkenin, Orta Doğu'daki karşılıklı çıkarları için stratejik ittifaklarını yenilediğini yazdı.

Haberde, Obama'nın Ankara'daki temaslarında ABD'nin terör örgütü PKK ile mücadelede Türkiye'ye destek olacağını söylediği de belirtildi.

"Duymak istediklerini söyledi" başlığını kullanan Elefteros Tipos gazetesi, Obama'nın Türkiye'nin bölgedeki rolünü övdüğünü, AB üyeliğini desteklediğini ve model teşkil eden bir ittifaktan söz ettiğini, ancak bunlara rağmen, Türk hükümetine Ruhban Okulunun açılması çağrısında bulunduğunu, ayrıca Ermeni iddialarıyla ilgili düşüncesinin değişmediğini ölçülü bir biçimde ifade ettiğini bildirdi.

Haberde, Obama'nın PKK'yı terör örgütü olarak nitelendirdiğine ve Mustafa Kemal Atatürk'ü överek göklere çıkardığına da dikkat çekildi.

Ethnos gazetesinin "Obama, 1922 için Türkleri akladı" başlıklı haberinde, Obama'nın TBMM'deki konuşmasında, "Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşında yabancı kuvvetlere teslim olmadığını ve kendisi için farklı bir gelecek tercih ettiğini" belirttiği aktarıldı.

Haberde, Amerikan liderinin, Ermeni iddialarına hassasiyetle yaklaşmasına rağmen, "1922'de Küçük Asya Helenizminin köklerinin sökülmesini" haklı çıkartarak, tarihin bu bölümünü "Türk kalemiyle" yeniden yazma girişimde bulunduğu öne sürüldü.

Gazetenin haberinde, Obama'nın Ruhban Okulu ve Kıbrıs konularını "yaldızlayıp yutturduğu", ayrıca azınlık ve insan haklarına saygı gösterilmesi uyarısında bulunduğu kaydedildi.

Obama'nın, Türkiye ziyaretiyle Ankara'nın, gayrı resmi olsa dahi dış politikasının önemli bir parçası olduğunu gösterdiği ifade edilen haberde, Atina'nın bu gerçeği ne görmemezlikten gelebileceği, ne de küçümseyebileceği vurgulandı.

"İslam'a açılım, Heybeli için baskı" başlığını kullanan Ta Nea gazetesi, Obama'nın tarihi Ankara ziyaretinde tüm İslam dünyasına dostluk mesajı verdiğini, ancak Türkiye'den de belirli adımlar atmasını talep ettiğini yazdı.

Haberde bu adımların, "Heybeliada Ruhban Okulunun açılması, Ermenistan ile sınırların açılması, bu konuda geçmişle yüzleşilmesi ve Kürtlerin eğitim görmesi" olarak sıralandığı kaydedildi.

Haberde, "Obama'nın Kıbrıs konusunda ise taraflara eşit mesafeli yaklaştığı ve iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünü desteklediğini ifade ettiği belirtildi.

Elefterotipia gazetesinin, "İslam ile savaşta değiliz" başlıklı haberinde, Obama'nın iki ülke ilişkilerindeki vizyonunun "Truman ruhu" temelinde olduğu ve Türk topraklarından İslam alemine işbirliği mesajları gönderdiğine işaret edildi.

Haberde, genel izlenimin, "Obama'nın Türklerin gözlerini kamaştırdığı" şeklinde olduğu, bunun da bu aşamada önemli olduğu ifade edildi.

Gazetenin haberinde, Yunan diplomatik kaynaklarının, Obama'nın TBMM'deki konuşmasında Ruhban Okulunun açılması konusundaki ifadelerinin, olumlu bir ortamın oluşmasına yol açtığı gibi, çok yapıcı bir gelişme olduğu değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.

İSPANYOL BASINI

İspanyol basını, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyareti ve İstanbul'da düzenlenen Medeniyetler İttifakı İkinci Forumuna geniş yer ayırdı.

Yüksek tirajlı sol görüşlü gazetelerden El Pais, Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşma sırasında kullandığı "ABD, İslam ile savaşta değil" ifadesini birinci sayfasına taşırken, "Obama, Türkiye'de medeniyetler çatışması fikrini mezara koydu ve Müslüman dünyasına uzlaşma mesajı verdi" diye yazdı.

Sağ görüşlü gazetelerden El Mundo, "Obama, Türkiye ile barışıyor ve Türkiye'yi İslam dünyasına büyükelçi ülke olarak atıyor" ifadesini kullandı.

ABC gazetesi ise Medeniyetler İttifakı girişiminin eş başkanlarından birinin İspanya olmasına rağmen İstanbul'daki toplantıda İspanyolca tercüme yapılmamasını eleştirdi.

Gazete, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero'nun yaklaşık 5 yıldır söylediği "barış", "diyalog", "uzlaşma", "eşitlik", "tolerans", "tüm dinlere ve kültürlere saygı" ve "fanatizmi sona erdirme" sözlerini İstanbul'da tekrarladığını yazdı.

Zapatero'nun Medeniyetler İttifakı İkinci Forumunda yaptığı konuşmada "Çatışmaları azaltmak için Medeniyetler İttifakının NATO ile işbirliği yapması" teklifi İspanyol gazetelerinde ön plana çıkarıldı.

Gazeteler ayrıca, Zapatero'nun ilkine katılamamasından dolayı aile fotoğrafının ikinci kez çekilmiş olmasına alaylı bir şekilde yer verdi.