Independent gazetesi, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, aralarında El Kaide bağlantılı örgütlerin de bulunduğu Suriyeli 'cihatçıları' desteklediklerini ve bu durumun Batılı hükümetleri endişelendirdiğini yazıyor.
Kim Sengupta imzalı haberde, 'Batı müttefikleri Suudi Arabistan ve Türkiye'nin, El Nusra Cephesi'ni de içeren Fetih Ordusu'na desteklerinin, Suriye'de cihatçı örgütlere silah ve para yardımı yapılmasına kesinlikle karşı çıkan ABD'nin yaklaşımına da ters düştüğü' belirtiliyor.
Haberde ilgili satırlar şöyle: "(Bu destek), ABD Başkanı Barack Obama tarafından bir yıl önce açıklanan fakat ancak geçen hafta başlayan, Washington'un Batı yanlısı muhalif savaşçıları eğitme girişimini de gölgede bırakma tehdidi yaratıyor. Mücadeleye dâhil olan savaşçıların sayısı az ve asıl önemli olan, ABD Dışişleri Bakanlığı savaşçıların rejime karşı değil IŞİD'e karşı sahaya sürülmeleri konusunda ısrarcı olması."
BBC Türkçe'de yayımlanan habere göre, "Independent'a konuşan diplomatlar, yeni ortak girişimin Mart ayı başında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Riyad'da Suudi Arabistan Kralı Selman'ı ziyaretinde varılan anlaşmanın ardından geldiğini söyledi."
Haberde, Türkiye'nin Suudi Arabistan'ın 'tehdit' olarak gördüğü Müslüman Kardeşler'e olan desteği nedeniyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ocak ayında hayatını kaybeden Kral Abdullah arasındaki ilişkilerinin sorunlu olduğu belirtiliyor:
"Fakat Erdoğan Suudi yetkililere, Batı'nın Suriye'ye müdahale etmemesi, özellikle de 'uçuşa yasak bölge' oluşturulmamasının, artık bölgesel güçlerin bir araya gelip muhalefete yardımda öncülük etmesi anlamına geldiğini vurguladı."
'ABD'nin çıkarlarına ters'
Ahrar-üş Şam ve Cund el Aksa dâhil yedi radikal örgütü içeren Fetih Ordusu'nun İdlib'in kontrolünü elinde bulundurulduğu hatırlatılan haberde Türk yetkililerin de örgüte 'lojistik ve istihbarat desteği sağladıklarını itiraf ettikleri' belirtiliyor: "El Nusra'ya doğrudan yardım ettiklerini reddetseler de, örgütün (yardımlardan) faydalanabileceklerini kabul ediyorlar."
"Suriye'nin bazı bölgelerinde El Nusra gibi IŞİD'e karşı savaşan ve ABD tarafından radikal örgüt sayılan Ahrar-üş Şam ile bağlantılar olduğunu da kabul ediyorlar. Türk yetkililer, Ahrar-üş Şam'ı desteklemenin El Nusra'nın etkisini zayıflatacağını öne sürüyor.
"Yetkililer ve muhalifler, silah ve para desteğinin Suudilerden geldiğini, Türklerin de geçişini kolaylaştırdığını söylüyor. Muhalif kaynaklara göre, sınır köyleri Güveççi, Kuyubaşı, Hacıpaşa, Beşaslan, Kuşaklı ve Bükülmez en çok tercih edilen yollar."
Independent yazarı Sengupta'ya göre, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın ortak yaklaşımı, bölgedeki Sünni güçlerin Suriye'deki çıkarlarının, ABD'nin çıkarlarından ayrıştığını ortaya koyuyor. ABD'nin
IŞİD'e karşı başlatılan hava operasyonunda Halep'te El Nusra mevzilerini de vurduğu hatırlatılıyor. Haber şöyle devam ediyor:
"Suudilerin tarafında, Irak'ta IŞİD'e karşı Şii İran'ın desteğine ihtiyaç duyan ve İran'ın nükleer programıyla ilgili anlaşmayı uman ABD'nin, Tahran'a bağımlı Şam rejimine son vermekte giderek daha isteksiz hale geldiği şikâyetleri yapılıyordu."
"Sünni devletler arasında ABD'nin yaklaşımından duyulan memnuniyetsizliğin bir kanıtı da dün, Kral Selman'ın bu hafta Beyaz Saray'da Barack Obama ile yapılacak İran nükleer görüşmelerinden çekilmesi oldu. Kral Selman'ı, veliaht prensi Muhammed bin Nayef temsil edecek. Altı Körfez ülkesi liderinden yalnızca Katar emirleri ve Kuveyt katılacak."
Haberde, ABD'nin muhalifleri eğitme programının geç kaldığı yorumu yapılırken, CIA'in geçmişte oluşturduğu bazı 'ılımlı' milis grupların radikal örgütlere direnmekte başarısız oldukları ve geri çekildikleri, silahlarını da çoğunlukla arkalarında belirtiliyor. Bu duruma da Hazm Hareketi'nin geçen yıl üslerini terk etmeleri ve ABD'nin sağladığı gelişmiş silahları El Nusra'ya bırakmaları örnek gösteriliyor.
'Suriye'de Müslüman Kardeşler'
Ayrıca bölge halkı da, Batı destekli grupların insan hakları ihlalleri yaptığına dair iddialar öne sürüyor.
Independent'a göre, Amerikalıların hafif silahlar temin edeceği ve eğitim vereceği muhalif savaşçıların sayısı 400. Bunlardan 90'ı, Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan'da eğitilmeye başlanacak ve anca birkaç ay sonra savaşmaya yeterliliğe ulaşacak. ABD Savunma Bakanlığı, 15 bin kişilik bir kuvvetin konuşlandırılmasının üç yıl alacağı tahminini yapıyor.
Gazetenin haberinde Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki yakınlaşmanın önemli işareti olarak Müslüman Kardeşler gösteriliyor.
Haber şöyle devam ediyor:
"Suudiler Mısır'da Muhammed Mursi hükümetine karşı darbeyi memnuniyetle karşılamıştı fakat Müslüman Kardeşler, Erdoğan iktidara geldiğinden bu yana Türkiye'nin desteğini alıyor. Diplomatlar ve yetkililer şimdi ise, Suudi Arabistan'ın Müslüman Kardeşler'in Suriye muhalefeti içindeki rolünün devamını kabul ettiğini söylüyorlar."
"Suriye'deki muhalif savaşçılar, Batı destekli grupların El Nusra'ya karşı yenik düşmelerinden sonra Washington'un ılımlı sayılan çoğu gruba kaynaklarını kesmeye başladığını iddia ediyor. Bunların içinde en favori gösterilen Hazm Hareketi'nin nakit yardımı yarıya düştü. El Faruk Tugayı'nın ise tüm para kaynakları kesildi."
"Ahrar-üş Şam yetkilisi Abdüllatif el Sabbah şunu söyledi: 'Amerikalılar devrimci olduklarını söyledikleri kişiler destekledi fakat o kişiler yozlaşmış ve becerisizdiler… Fetih Ordusu başarılı çünkü hepimiz birlikte savaşıyoruz. Hepimiz Beşar'a olduğu kadar Daeş'e (IŞİD) de karşıyız. Amerikalılar, Daeş'i bombalıyor fakat rejime karşı hiçbir şey yapmıyorlar. Biz de bu yüzden, onlara karşı savaşmak için bir araya geldik.'"
Haberde Fetih Ordusu'nun İdlib'i ele geçirip Şam rejiminin kontrolündeki bölgelere ilerlediği belirtiliyor. El Nusra'nın operasyona 3 bin savaşçı temin ettiği ve Lazkiye'ye yönelik bir saldırı konumuna ulaştıkları da aktarılıyor.
Independent haberini, "Fetih Ordusu'nun da Halep'in rejim kontrolündeki bölgelere saldırı hazırlığında olduğu söyleniyor" diye bitiriyor.