Independent gazetesi Diyarbakır'daki izlenimlerden yola çıkarak güvenlik güçleri ile PKK arasındaki çatışmaların tırmandığını, Suriye ve Irak'taki gelişmelerin de rol oynadığını yazıyor.
BBC Türkçe'nin çevirisine göre, gazetenin muhabiri Laura Pitel'in üç gün sürecek yazı dizisinin ilk bölümünün başlığı "Dalga etkisi".
Haberde, çatışmaların tırmanmasında Suriye'nin kuzeyinde Kürt birliklerin IŞİD'e karşı kazanımlarının da etkili olduğu belirtiliyor.
PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmaların daha önce 'dağlarda yaşandığına, şimdi ise Diyarbakır gibi şehirlere indiğine' dikkat çekilen haberde sokağa çıkma yasaklarının da devam ettiği vurgulanıyor.
Çınar saldırısının da çatışmaları tırmandıracağı kaygısını doğurduğu ve dün de çatışmalarda bir polis, bir asker ve iki PKK'lının öldüğü hatırlatılıyor.
"Diyarbakır'ın üstünde depresyon bulutları var" ifadesini kullanan muhabir, "Bölge halkı alaycı bir şekilde Suriyeli mültecilerin bile toplanıp terk ettiğini söylüyor" diyor. Haberde ilgili kısımlar şöyle:
"1984'ten bugüne uzanan çatışmalarda ilk defa çatışmalar bu kadar çok şehir merkezlerine taşındı. Bölgedeki bir dizi kentte sokağa çıkma yasakları uygulandı. Bedelini de siviller ödedi. Binlerce kişi evlerini terk etti. Kürt gruplar, Diyarbakır'da çatışma ortasında kalan en az 38 sivilin öldüğünü iddia ediyor. Ölenler arasında ailesiyle yemek yediği sırada bir roketin veya top mermisinin evine isabet eden üç çocuk annesi bir kadın da var."
Son altı ayda 1990lardan bu yana en kötü çatışmaların yaşandığını ifade eden gazete "Şiddetin dönüşü, Batı ile Suriye ve Irak'taki kaos arasında bir tampon olarak görülen Türkiye'nin istikrarsızlaştığı endişesini arttırdı" yorumunu yapıyor.
'AKP reform yaptı'
Haberde AKP'nin Kürt politikaları için de şu yorum yapılıyor:
"AKP, bir dizi kültürel ve Kürtçe diline dair reformlarıyla Kürt haklarının gelişimi için önceki hükümetlerden daha fazlasını yaptı. Bir süre, AKP lideri Erdoğan nihayet Kürt sorununu çözüyor gibiydi. Hükümeti, 2013 Nevruz'unda ateşkes çağrısı yapan PKK lideri Abdullah Öcalan'la müzakerelere girdi. Fakat sınır komşusu Suriye'deki savaş ve bir dizi kutuplaştıran seçim, sürece engel oldu."
"PKK ile bağlantılı Suriyeli Kürt birliklerin başarısı Türkiye yönetimini ve ordusunu derinden rahatsız etti. Ankara ile, PKK'yı terör örgütü görmesine rağmen Suriye'deki dalına silah temin eden, Batılı müttefikleri arasındaki ilişkiyi daha karmaşık hale getirdi."
'Kobani etkili oldu'
Independent muhabiri, PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmaların geçmişini 2014 yılında Kobani için yürütülen mücadeleye bağlıyor.
Kürtler arasında Türkiye'nin Kobani'deki katliamı önlememekle suçlandığını ifade eden muhabir, daha sonra Peşmergelerin geçişi için koridor açıldığını anımsatıyor. Ancak bu kararın da 6-8 Ekim Kobani eylemlerinden sonra geldiğine dikkat çekiyor.
Diyarbakır duvarlarında da "Kobani" yazılarının olduğunu aktaran Independent gazetesi şöyle devam ediyor:
"O dönem, Kürtler arasında Türkiye'nin IŞİD'e, Suriye'deki Kürt birlikleri bastırması için yardım ettiği inancı vardı. Türk devleti, Kürtlerin Suriye'nin kuzeyindeki kazanımlarının, özgüvenlerini ve PKK'nın silah zulasını arttırmasından, aynı zamanda da Kürtleri ayrılığa teşvik etmesinden endişeleniyor. Gençlerin sesi, bu endişeyi dağılmayacağını gösteriyor. Suriye'nin kuzeydoğusundaki özerk Kürt bölgesi Rojava'dan heyecanla bahsediyorlar, Rojava'yı tüm bölge için 'model' olarak tanımlıyorlar."
Independent, Suriye'deki çatışma devam ederken HDP eş genel başkanı Demirtaş'ın da gücünün arttığına dikkat çekip Haziran ayındaki genel seçimlerde barajı aşıp meclise girdiğini hatırlatıyor. HDP'nin meclise girmesiyle de Erdoğan'ın başkanlık sistemi için istediği çoğunluğa ulaşamadığı vurgulanıyor.
Haberde, 'HDP Diyarbakır mitingi öncesi düzenlenen bombalı saldırıyla Suruç'taki saldırının ardından PKK'nın da iki polisi öldürerek karşılık vermesiyle PKK'ya yönelik hava saldırılarının başladığı, bunun da barış sürecinin sonu olduğu' yazıyor.
'Erdoğan milliyetçilerin oyuna yöneldi'
Tekrarlanan seçimlerde AKP'nin oyların hemen hemen yarısını aldığı da belirtilen Independent'ın haberi şöyle devam ediyor:
"Çoğu Kürt, Erdoğan'ın Kobani'den sonra kendi oylarını alma umudundan vazgeçtiğine, onun yerine sert bir retorikle ve Kürt politikacıların kısıtlanmasıyla, milliyetçi demografiye yoğunlaştığına inanıyor. Kürtler Erdoğan'ı, siyasi beklentilerini karşılamak için çatışmayı körüklemekle suçluyor. Bölgesel özerklik ve daha fazla kültürel özgürlük için mücadele ettiğini söyleyen PKK da HDP'nin başarısından kaybediyordu. HDP, Kürt sorununu şiddetten çok politikanın çözeceğine dair gerçek bir beklenti oluşturdu."
PKK'yı açıkça eleştirenleri bulmanın zor olduğunu belirten muhabir, kendisine kimliğini vermeden konuşan bir Diyarbakırlının söylediği şu sözleri aktarıyor:
"Kendi aramızda onları eleştiriyoruz ama başkalarıyken değil. Çünkü hükümetin her zaman daha kötü olduğunu düşünüyoruz."
Muhabir birçok kişinin barış görüşmelerine devam edilmesinden yana olduğunu belirtirken, haberi İnsan Hakları Derneği'nden Raci Bilici'nin şu sözleriyle sonlandırıyor:
"Müzakere masasına dönmekten başka seçenek yok. Böyle devam edemez. Her iki taraf da bunu biliyor. Sorun şiddetle çözülemez. Ne PKK kazanır, ne de devlet."