Cumhuriyet gazetesinden bir ekip CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile görüştü. İnce görüşmede, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın duygu durumuna ilişkin olarak da konuştu. "Erdoğan normal insanlarla bir araya gelmeyi, onlarla konuşmayı, temas etmeyi unutmuş" diyen İnce, "Üzücü aslında. Çevresinde ona yanlış yaptığını söyleyecek tek kişi yok" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker görüşmeyi bugünkü (17 Mayıs 2018) köşesine taşıdı. Toker şunları yazdı:
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Cumhuriyet ekibine randevu verdiği otele varınca, lobide tanıdık simalara rastladık.
Belli ki, dere tepe gezdiği on günün ardından başlayan ramazan ayının ilk gününü gazetecilere ayırmıştı. Zaten sohbetin bir yerinde “Eğer ramazan ayı başlamış olmasaydı, şu anda sizinle burada değil, köy köy dolaşıyor olurdum” dedi.
İnce’ye kampanya dönemine rastlayan ramazan ayı boyunca iftar sonrası, halkla gece toplantıları yapıp yapmayacağını sorduğumda “Planlayacağız” dedi.
***
Tayfun (Atay) Hoca, ihtisas sahasıyla mütenasip bir sohbet girişi yaparak, Muharrem İnce’ye fark yarattığını, mitinglerde kullandığı üslup ve mizah duygusunun pozitif etki doğurduğunu söyledi. Tayfun Hoca’yı ilgiyle dinleyen İnce, bunun farkında olduğunu, özellikle gençlerden çok sevindirici tepkiler aldığını söyledi. Sonra sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a getirdi:
“Şunu fark ettim: Erdoğan normal insanlarla bir araya gelmeyi, onlarla konuşmayı, temas etmeyi unutmuş. Üzücü aslında. Çevresinde ona yanlış yaptığını söyleyecek tek kişi yok.”
“Beyefendi’yi kızdırmayalım” diye özetlenebilecek bir çekinmeden mi kaynaklanıyor diye sorduğumda, “Böyle olmaması gerekiyor. Çok yanlış. İnsan özellikle cumhurbaşkanıysa mesela çocukluk arkadaşlarıyla bağını koparmamalı. Onlar insanı yanıltmaz” yanıtını verdi.
***
Muharrem İnce, ülke yönetimine dair hangi temel sorun alanından söz etsek, eğitimle bağını kurmaya özen gösteriyor.
“Cumhurbaşkanını eleştiren bir tivit atmaktan korkan genç patent geliştiremez” diyor.
İnce, kötüleşen ekonomiye dair ne tasarlıyor?
Kötüleşen makro göstergeler, artan özel sektör borçluluğu ve cari açık nedeniyle kötümserliğe yol açan ekonomik tablo için ne yapacağını sorduk.
Devlet işleyişinde, bürokraside liyakatin hayati önem taşıdığından söz etti. Biat etmeyen, gerektiğinde “hayır” demesini bilen ekonomi bürokratları ile çalışmanın önemini vurguladı.
“Biat” yerine aklın gereğini yapan bir kamu yönetiminde sorunların serinkanlılıkla çözülebileceği görüşünde. Ekonominin farklı alanlarında görev yapan bağımsız, düzenleyici kurulların kuruluş amaçlarından uzaklaştığının altını çizdi. Hemen her alanda görülen ve verimsizlik doğuran fason üretim yerine markalaşmaya eğileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı adayı İnce’nin çevresinde kalabalık bir ekip görmedik. Takvimi daralan, daraldıkça harareti artacak böylesi önemli bir kampanyayı sürdürürken, çekirdek bir destek ekibine ihtiyaç duymuyor mu diye düşünmeden edemedik.
Aklımızdan bunlar geçerken, o tek tek elimizi sıkıp uğurluyor, bu arada da 19 Mayıs’ta gideceği Samsun programını anlatıyordu.
Belli ki İnce’nin daha söyleyeceği çok şey var.