Gündem

'İmparator Şi': Çin'de devlet başkanlığında süre sınırlamasını kaldıran düzenleme neden tartışmalı?

Çin Komünist Partisi'nin devlet başkanlarının görevlerini her biri beş yıl olmak üzere, iki dönemle sınırlayan anayasal düzenlemenin kaldırılmasını teklif ettiğine dair yapılan açıklama, hem şaşkınlıkla hem de endişeyle karşılandı. Düzenleme henüz Çin'in

29 Nisan 2018 20:30

Çin Komünist Partisi'nin devlet başkanlarının görevlerini her biri beş yıl olmak üzere, iki dönemle sınırlayan anayasal düzenlemenin kaldırılmasını teklif ettiğine dair yapılan açıklama, hem şaşkınlıkla hem de endişeyle karşılandı.

Bu düzenleme henüz Çin'in yasama organı tarafından onaylanmış değil. Bununla birlikte bu adım, şu anda görevde olan Devlet Başkanı Şi Cinping'in azami süresinin dolacağı 2023 yılından sonra da görevde kalmasının önünü açıyor.

Muhalifler ve yazı yorumcular, bu öneriyi, "sulta rejiminin kurulmasına doğrudan atılan adımlar" olarak nitelendirdi. Ancak bu konuda, devletin resmi görüşü bunlardan çok daha farklı.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin anayasası, 1982 yılından bu yana devlet başkanı ile yardımcıları da dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerin görev sürelerini belirliyor. Anayasaya göre, devlet başkanı ile yardımcıları beş yıllık bir süre için seçiliyor ve en fazla iki dönem görev yapabiliyor.

BBC Dünya Servisi'nin Doğu Asya Planlama Editörü Yuwen Wu, görev sürelerine getirilen sınırlamanın Çin'in eski lideri Mao Zedong'un hayata geçirdiği sosyo-politik bir hareket olan Kültür Devrimi'nin yarattığı deneyim ve ardından yapılan tartışmalar neticesinde alınmış bir karar olduğuna dikkat çekiyor.

Wu, "Kültür Devrimi'nin ülkeye zararı büyük oldu. Bundan sonra, Çin'de bir liderin böyle bir durumda hata yapmaya başladığı düşüncesiyle çok uzun süre iktidar kalmasının iyi bir fikir olmadığı düşüncesi doğdu" diyor ve ekliyor:

"Şi Cinping'den önce iktidara gelen liderler de 10 yılın ardından görevi bıraktı. Parti, şimdi ise bu sınırlamaların kaldırılmasını öneriyor ve böylece gerek mevcut lider gerekse de ileride bu göreve gelecek olanların daha uzun süre iktidarda kalmasının önünü açıyor."

Çin yasama organı Ulusal Halk Kongresi'nin bu düzenlemeyi onaylaması bekleniyor.

BBC Dünya Servisi Asya Pasifik Bölge Editörü Celia Hatton, Şi Cinping'in 2012'de göreve geldikten kısa bir süre sonra ülke çapında başlattığı yolsuzluk operasyonlarıyla siyasi rakiplerini saf dışı bıraktığını ve güç yapısında önemli değişiklikler yaptığını belirtiyor.

Şi ayrıca muhaliflerin üzerinde de uzun yıllardır görülmemiş bir baskı oluşturdu.

Devlete ait Global Times gazetesine konuşan Komünist Parti Üyesi Su Wei, Çin'in "2020'den 2035'e kadar istikrarlı, güçlü ve tutarlı bir liderliğe" ihtiyaç duyduğunu savunuyor.

Ancak aynı gazetede yayınlanan başyazıda, önerilen anayasal değişikliklerin "Çin devlet başkanının ömrünün sonuna kadar görevde kalacağı anlamına gelmediği" ifade ediliyor.

ABD'nin önde gelen Çin analistlerinden Susan Shirk gibi Batılı uzmanlar, bu değişiklikle ilgili kaygılarını dile getiriyor. Shirk, Guardian gazetesine yaptığı değerlendirmede, Şi Cinping'in "Çin'i güçlü ve karakterli bir lider ve hatta söylemekte beis görmüyorum, ömür boyu bir diktatör olarak yönetmek üzere konumlandırıldığını" belirtiyor.

BBC Dünya Servisi'nin Doğu Asya Planlama Editörü Yuwen Wu da dünyanın "Çin'i çok dikkatli bir şekilde ve teyakkuz halinde izlemesi gerektiğini" söylüyor ve şunları ekliyor:

"Şi Cinping çok hırslı bir kişi. Çin barışçıl ilerleme ilkesine bağlı kaldığı ve uluslararası anlaşmalara uyum gösterdiği sürece belki dünyanın çok da endişe etmesini gerektirecek bir durum yok. Ancak önümüzdeki beş ya da on yıl içerisinde, Çin daha da güçlendiğinde ve uluslararası konularla daha yakından ilgilenmeye başladığında durum nasıl olacak kestirmek zor."

Söz konusu konular arasında Güney Çin Denizi üzerindeki egemenlik haklarıyla ilgili artan tansiyon ve Kuzey Kore rejimine verdiği destek dahil olmak üzere Çin'in komşularıyla ilişkileri de yer alıyor.

Wu ayrıca, saydığı konular arasında, Şi Cinping'in 2013 yılında Pekin'de başlattığı Avrasya ülkeleri arasındaki iş birliğinin artırılmasını amaçlayan kalkınma programı Tek Kuşak Tek Yol Girişimi'ni de sayıyor.

Mao'dan bu yana Çin'de iktidara gelen en güçlü lider olan Şi Cinping, kendini çok ön plana çıkaran bir yönetim anlayışına sahip. Devlet başkanının resmine ülkenin çok farklı yerlerinde rastlamak mümkün. Hatta resmi lakabı da "Baba Şi."

Yuwen Wu, "Ülkeyi dünyada hak ettiği yere getirecek bir Büyük Çin rüyası var... Yolsuzlukla mücadele politikalarından dolayı Çin halkı da cesur olduğunu düşünüyor" diyor.

Yuwen Wu, iktidarı elinde tutma niyetinin aslında Komünist Parti Kongresi'nin birkaç ay önceki oturumlarında net bir şekilde anlaşıldığını ifade ediyor.

Beş yılda bir düzenlenen Komünist Parti Kongreleri'nde mevcut liderin halefinin de tanıtıldığını belirten Yuwen, "(Bu kez) Ortada hiç belirgin bir halef yoktu. Sanki daha uzun süre iktidarda kalmak ister gibi görünüyordu" diyor.

Katı bir şekilde kontrol altında tutulan devlet medyası her ne kadar lidere tam destek veriyor olsa da, Halkın Kurtuluşu Ordusu'nun gazetesinden beklenmeyen bir karşıt ses çıktı. Gazetenin internet sitesinde yapılması istenen değişikliği eleştiren yorumlar birkaç saat boyunca yayında kaldı.

BBC Dünya Servisi'nden Yuwen Wu, "Bazı kişiler, yapılan değişikliğin yeterince tartışılmadığını söylemiş ve hatta Çin'in geriye doğru gittiğini söyleyenler olmuştu. Ancak daha sonra siteyi tekrar kontrol ettiğimde, yorumların da silindiğini gördüm" diyor.

Şi Cinping'in başlattığı yolsuzluk soruşturmaları bazı generallerin görevden alınmasıyla orduda önemli değişimlerin yaşanmasına neden oldu.

Muhalifler ise özellikle sosyal medyada önerilen değişikliğe çok sert tepki gösteriyor. Çin'in en popüler sosyal medya platformu Weibo'da, "Ailem bana Şi Cinping görevini tamamlayana kadar evlenmemi söylemişti. Neyse ki artık bu konuda endişelenmeme gerek kalmadı. Rahatladım" mesajını attı.

Şi Cinping'in planlarının başarılı olmasının tek kıstası Komünist Parti'nin kontrolünü ele geçirmesi değil.

Gözlemciler, siyasi projesinin geleceğinin Çin'in ekonomik performansına bağlı olduğunu belirtiyor.

Şu ana kadar ekonomik göstergeler, devlet başkanın lehine oldu. Son yıllardaki yavaşlamaya rağmen, 1989 ile 2017 yılları arasında Çin'in yıllık ortalama büyüme oranı yüzde 9,6 olarak gerçekleşti.

Ancak geçen Ağustos ayında Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) da işaret ettiği gibi aşırı şişen kamu sektörü ve yaşlanan nüfusun yanı sıra artan borç da kaygı verici sinyaller olarak gösteriliyor.