Ekonomi

IMF Başkanı: Küresel ekonomi senkronize yavaşlama ile karşı karşıya

10 Ekim 2019 11:04

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, 1 Ekim’de göreve başlamasından sonra ilk değerlendirmesini IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları öncesi Washington’da yaptı.

IMF’nin yeni başkanı, yaptığı konuşmada ticari ihtilafların küresel ekonomi üzerindeki etkisine yönelik uyarılarda bulundu. Açıklamasında ticaret savaşlarının kazananının olmayacağını vurgulayan Georgieva, “Ticaret ihtilaflarının küresel ekonomiye kümülatif etkisi 2020 yılında 700 milyar dolar tutarında azalma veya gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 0.8’inin kaybedilmesi olabilir. Bu yaklaşık olarak İsviçre ekonomisinin büyüklüğü kadar” dedi.

TIKLAYIN: IMF’nin Marx Enstitüsü mezunu yeni Başkanı ve kapitalizmin geleceği

Georgieva, bu yıl dünya ekonomilerin yaklaşık yüzde 90’ında daha yavaş büyüme beklediklerini ifade ederek, küresel ekonominin artan ticaret ihtilafları nedeniyle ‘senkronize yavaşlama’ ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Birlikte çalışma çağrısı

Birçok gelişmiş ekonomide faiz oranlarının çok düşük veya negatif olmasının merkez bankalarına sınırlı bir manevra alanı sağladığını belirten Georgieva, düşük faiz oranlarının, yatırımcıların gelişmekte olan pazarlarda daha yüksek getiri aramasına neden olduğunu ve bunun da birçok küçük ekonominin ani sermaye çıkışlarına maruz kalmasına sebep olduğunu kaydetti.

Ülkelerin fikri mülkiyet hakları ve teknoloji transferi gibi yasal ticaret konularını görüşmesi gerektiğini belirten Georgieva, devletlere küresel ticaretin daha sürdürebilir hale gelmesi için birlikte çalışma çağrısı yaptı. IMF İcra Kurulu 25 Eylül’de IMF Başkanlığına Bulgar asıllı Kristalina Georgieva’nın seçildiğini duyurmuştu. Georgieva görevine 1 Ekim’de başlamıştı.

Konuşmasında dünyada artan özel sektör borcuna da değinen Kristalina Georgieva, “Yeni analizimiz, büyük bir ekonomik gerileme olursa, temerrüt riski altında olan özel sektör borç stokunun 19 trilyon dolara yükselebileceğini veya sekiz büyük ekonomideki toplam borcun yüzde 40’ını bulabileceğini gösteriyor. Bu, finansal kriz döneminde görülen seviyelerin üzerinde” değerlendirmesinde bulundu.