İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanlığı’na yeniden adaylığının duyurulduğu tanıtım toplantısında, "Biz 6 Mayıs'ta çıkarttığımız o ceketi hiç giymedik, Türkiye'de iktidar olana kadar hiç giymeyeceğiz." dedi. “Tam yol ileri” sloganıyla yola çıkan İmamoğlu, 2024 yerel seçimleri için başkan adaylığını resmen ilan etti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yeniden adaylığının duyurulduğu tanıtım toplantısı, Haliç Kongre Merkezi’nde “İstanbul’a hizmette tam yol ileri” sloganıyla düzenlendi. Programa CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile çok sayıda partili katıldı.
İmamoğlu’nun konuşması, sık sık “Korkma Erdoğan, adayını açıkla” sloganıyla kesildi. Konuşmasına, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 10’uncu yıl nutkundaki “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık fakat asla yaptıklarımızı kâfi göremeyiz. Çünkü çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz” sözlerini hatırlatarak başlayan İmamoğlu, şunları söyledi:
"Aziz Atatürk’ten aldığımız ilhamla her türlü engele rağmen az zamanda çok ve büyük işler başardık. Bunca engele rağmen başardıklarımız bize güven ve cesaret veriyor. İşte bu cesaretle bir kez daha İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday tanıtım toplantısı için karşınızdayım. Beni oy birliğiyle aday ilan eden partimizin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, PM üyelerimize ve yetkili karar organlarında bulunan dava arkadaşlarıma gösterdikleri büyük güven için teşekkür ederim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olabilmek için kendinize güvenmeniz yetmez. Ekibinize, partinize, örgütünüze, vizyonunuza, İstanbulluların aklına ve vicdanına da güvenmeniz gerekir. Öncelikle bana bu güveni hissettirdiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Sizlerin iradesiyle 2019’da bu şehirde köklü bir değişim başardık. Sizlerin desteğiyle biz başardıkça onlar 25 yılda yaptıklarını bizim 4,5 yılımızla kıyaslamak zorunda kaldılar.
Başarı, hepimizin başarısıdır. Başarı, İstanbul’un başarısıdır. Tüm inancımla söylüyorum ki, İstanbul olarak başarmaya devam edeceğiz. 31 Mart 2024’te sizlerin iradesiyle İstanbul’u yeniden kazanacağız ve Allah’ın izniyle da daha büyük işler başaracağız. Çünkü engellemelere karşı bağışıklık kazandık. Hizmet ürettik, tecrübe kazandık. Önümüze çıkartılan zorlukları ve engelleri aşa aşa ustalaştık. Başarıya nasıl ulaşacağımızı artık çok iyi biliyoruz. İstanbul başardı. Daha çok ve daha büyük işler başarmaya devam edecek. Artık İstanbul senin. ‘İstanbul benim’ diyen tek kişiden kurtuldu. İstanbul, 16 milyonun. 5 yıl evvel yola çıktığımızda İstanbul durmuştu, bezgindi. İstanbul değişim, yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir vizyon istiyordu. İstanbullunun iradesi değişimle sonuçlandı.
"Topal ördek dediler, atom karınca olduk"
Peki, işlerine gelince millet iradesini ağızlarından düşürmeyenler ne yaptılar? Demokrasi tarihimizin en büyük utancına imza attılar. Milletimizin iradesini çiğnediler. 16 milyonun kul hakkını yediler. 16 milyon İstanbullu bizi ikinci defa ve çok daha büyük bir farkla iş başına getirdi. Bu büyük millet, o gün sadece demokrasiye sahip çıkmadı. İstanbul’da çok güçlü bir değişim talep ettiğini de dünyaya ilan etti. Biz de o günden itibaren ‘Bir marifet, bin mazeretten iyidir’ diyerek işe koyulduk. Mazeret yerine marifet göstermek için var gücümüzle çalıştık. Onlar ‘Seni topal ördek yapacağız’ dedikçe biz atom karınca olduk. Onlar ayağımıza pranga bağladıkça biz zincirleri kırdık. Onlar ‘Meclis çoğunluğu bizde, sana İstanbul’u yönettirmeyeceğiz’ dedikçe biz ahlâklı yeni yollar bulduk. Onlar milleti bölmeye çalıştıkça biz birleşmeye, kucaklaşmadan yana olduk ve İstanbul’a hizmette tarihin en hızlı koşucusu olduk.
TIKLAYIN - Özgür Özel'den Erdoğan'a: Onun kini Gezi davasıdır
"Her gün bize karşı algı operasyonu yaptılar"
Bizi durduramayacaklarını anladıkça kızgınlıkları arttı. O kadar kızdılar ki, Ankara’da ne kadar müfettiş varsa üzerimize gönderdiler. Onlarca yıl kapısından tek denetçi geçmemiş birimlerimiz ve iştirak şirketlerimiz, müfettişlerin yeni, daimi mesai mekânı oldu. Durmadılar. Daha önce kazandığımız konularda bile yeni davalar açtılar. Beylikdüzü’ne gittiler, 30 yıllık iş yaşamımım içine girmeye çalıştılar. İçi boş gerekçelerle davalar açıp özel görevlendirilmiş hakimlerle kararlar verdirmek için kumpas kurdular. Bakanından milletvekiline, gazetecisinden bürokratına her gün yeni bir yalana sarıldılar. Her gün bize karşı başka yeni bir algı operasyonu yapmaya devam ettiler. İftira üstüne iftira attılar. Her sabah yeni bir iftirayla uyandık. Peki, biz ne yaptık? Tüm engellemelere inat biz işimize baktık. Kazanan İstanbul, İstanbullu, Türkiye oldu. Yine de ilk başkanlık dönemimiz kolay olmadı. Görevi devraldığımızda İstanbul neredeyse durmuştu. Bizden önceki yönetim, iktidarla aynı partiden olduğu hâlde hizmet üretmekten uzaklaşmıştı. İsraf düzeni, İstanbul’un kaynaklarını tarumar etmişti.
"Yanlış politikalarla ülkemiz krizin içine sokuldu"
Bizim devraldığımız belediyede metro projeleri durdurulmuş, iştirak şirketleri vergi borcuna batırılmış ve ihale yasaklısı olmuş. Müteahhitlere karşı boynu bükük ve otobüsüne aldığı akaryakıtın borcu icralık olmuş bir belediyeydi. Kasasında sadece 6 milyon lira bırakılmış bir belediye teslim aldık. Bu rakamın ne anlama geldiğini merak ediyorsanız söyleyeyim sizlere. O tarihte 6 milyon lira İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir günlük değil, sadece bir saatlik gideri bile değildi. Nasıl bir kasa devraldığımızı anlayın. Ardından tüm dünya, insanlık tarihinde görülmemiş bir salgın geçirdi. Yanlış ve kasıtlı politikalarla ülkemiz çok ağır bir ekonomik krizin içine sokuldu. Covid salgını ülkemiz ve şehrimizi kasıp kavururken dahi boş durmadık. Aksine krizi fırsata, şerri hayra, musibeti nimete çevirdik. Sokakların ve trafiğin boşalmasını fırsat bildik. İstanbul’un altyapısına tüm zamanların en büyük yatırımını yaptık. Tam 130 noktada su baskınlarına karşı çözüm geliştirdik.
"Yürüttüğümüz her projenin maliye katlandı"
Hatırlayınız. Her büyük yağışta çok sayıda vatandaşımızı İstanbul’un orta yerinde sel afetine kurban verirdik. Yalnızca 2009’da yaşadığımız sel felaketinde, İkitelli ve Halkalı’da 31 vatandaşımızı sele kurban verdik. Bugün yaşadığımız afet niteliğinde yağışlara rağmen Allah’a çok şükür can kaybı yaşamıyoruz. Yaşamıyoruz çünkü biz yılların ihmal edilmiş meselelerini çözmek için kolları sıvadık. Çalıştık ve başardık. Pandemi salgınıyla başa çıkmaya çalışırken bilimden uzaklaşan iktidarın inatla ve üst üste yaptığı hatalar yüzünden tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden biri patladı. Enflasyon, döviz kurları ve işsizlik aldı başını gitti. Milletçe fakirleştik, satın alma gücümüz ciddi biçimde düştü, düşmeye devam ediyor. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu süreçte ciddi biçimde fakirleştik. Çalıştığımız her işin, yürüttüğümüz her projenin maliyeti katlandı ama israfı bitirdiğimiz için bütçemizin bereketi arttı.
Onların ürettiği işlerin iki katını, onların harcadıkları bütçenin yarısına bitirmeyi başardık. Onlar taksi sorununu çözmemizi engellerken, onlar 300 metrobüs satın almamız ve Beylikdüzü-Sefaköy Metrosu’nun başlatabilmemiz için 2 yıldır tek bir imza bile atmazken, onlar Allah’ın her günü devasa medya güçleriyle tek bir ağızdan ‘İstanbul için ne yaptınız, neyi başardınız’ diye algı operasyonları yaparken biz İstanbul’da her gün yeni temeller attık, her gün projeler tamamladık. Çok şükür içim rahat. Çok çalıştık ve başardık. 5 yılda İstanbul’da başlattığımız büyük atılım hamlelerimizi burada tek tek sayacak değilim. Buna vaktimiz de yok. 5 yılda yaptıklarımızı 5 başlıkta özetlemek isterim. Tüm zamanların en büyük ulaşım atılımını başlattık. Bizimle birlikte İstanbul, raylı sistemlerde bir dünya rekoruna imza attı.
"İstanbul kangrenlenmiş altyapı sorununu çözdük"
Aynı anda 10 hat inşasıyla tarihin en büyük atılımını başlattık. Mart ayında açacağımız 2 yeni hattımızla birlikte göreve geldiğimizden bugüne raylı sistemlerde 65,1 km yeni hat ve 62 istasyon tamamlamış olacağız. Bu da yıllık ortalama 13 kilometreye tekabül ediyor. Gururla ifade ediyorum ki, bizden önceki 25 yılın ortalamasının 4 katından daha fazla metro hattını her yıl İstanbul’a kazandırdık. Bu atılım sayesinde bugün İstanbul’un toplu ulaşımında yolculuk sayıları bakımından raylı sistemlerin payını yüzde 35’ten yüzde 42’ye çıkardık. 2025 yılı sonuna kadar toplam 45,7 km daha yeni hattı hizmete sunacağız. Karayolu ulaşımına yaklaşık 9 milyar liralık yatırım yaptık. Trafiği rahatlatması için 155 kavşak tamamladık. 232 caddeyi sil baştan yeniledik. İstanbul’un kangrenleşmiş altyapı sorunlarını çözdük. İstanbul’un altyapısına 43 milyar lira yatırımla 3 bin 100 kilometre içme suyu hattı, 2 bin 290 kilometre atık su hattı tamamladık. Bu sayede medya kurban bayramlarında ‘Boğaz kana büründü’ haberleri yapamaz oldu.
Terkos’tan aldığı ham suyu İkitelli Arıtma tesisimize taşıyan 33,6 km uzunluğundaki Terkos-İkitelli isale hattını tamamlayarak devreye aldık. Bu hat tam 33 kilometrelik bir metro tüneli gibi hattır. Aralarında ileri biyolojik arıtma tesisi, biyolojik atık su arıtma tesisi, içme suyu arıtma tesisleri olan 6 büyük altyapı tesisini hizmete açtık. İstanbul’un daha adil bir şehir olmasını sağladık. İlk kez bizim başlattığımız Halk Süt uygulamasıyla 257 bin çocuğa 24 milyon litre süt dağıttık. 388 bin dar gelirli aileye nakdi destek verdik. İlk kez bizim başlattığımız Anne Kart hizmetimizle 0-4 yaş arası çocuğu olan 614 bin anneye ücretsiz ulaşım hakkı tanıdık.”
Kollarını sıvadı: 6 Mayıs’ta çıkardığımız ceketi hiç giymedik, iktidar olana kadar da giymeyeceğiz
İmamoğlu, daha sonra ceketini çıkararak gömleğinin kolunu sıvadı ve konuşmasına şöyle devam etti:
6 Mayıs’ta çıkardığımız ceketi hiç giymedik, iktidar olana kadar da giymeyeceğiz. İlk kez bizim dönemimizde 300 bin üniversiteliye burs, 350 bin ilk ve orta öğretim öğrencisine eğitim desteği verdik. 14 yurtta 5 bini aşan üniversiteliye güvenli ve sağlıklı barınma hizmeti vermeye başladık. Halk Ekmek üretimi konusunda da dev bir adım attık. Avrupa’nın en büyük ekmek fabrikalarından Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikası’nı hizmete açtık. Bugün İstanbul’a günlük 2 milyona yakın Halk Ekmek üretiyoruz. İstanbul’un daha yeşil bir şehir olması için dev yatırımlar başlattık. 2019’dan bugüne, İstanbul’a halkın kullanabildiği 8 milyon 830 bin metrekare yeni yeşil alan kazandırdık. Sadece kent ormanlarımız değil, Eminönü-Alibeyköy hattında Haliç’e kazandırdığımız yeşil alan, tarihimizin en büyük hizmetlerinden biri oldu. İstanbul’a tam 10 yeni Yaşam Vadisi kazandırdık. 11 tanesinin ise imalatı devam ediyor.
"Yeşil Çözüm’ adını verdiğimiz çevre dostu yatırımlarımıza 1 milyar dolarlık büyük bir bütçe ayırdık. Atıktan enerji üretimini 3 katına çıkardık. Bugün 2,5 milyon insanın elektriği çöpten karşılanıyor. İstanbul’un krizlere ve afetlere direncini artırdık. 4 yılda 91 nazım imar planı güncelledik. Bu sayede binlerce vatandaşımız 40-50 yıldır bekledikleri tapularına kavuştu. Böylece depreme dayanıklı yapılaşma süreçleri de buralarda başlamış oldu. 36 ilçemizde vatandaşlarımızın imar haklarını koruyarak binalarını dönüştürmenin önünü açtık. İBB ve iştirak şirketleri, bu zamana kadar 19 milyar liralık yatırımla 52 projesini tamamladı. İştirak şirketimiz KİPTAŞ, 4 yılda 9 bin 498 konutu tamamladı, 7 bin 949 konutun inşaat ve proje aşaması devam ediyor. Toplamda vatandaşımıza 18 bine yakın yeni konut kazandırdık. Listemiz böyle uzar gider.
2019'da seçilmeseydik israf düzeni devam ederdi
Özetle yeni bir hizmet, yeni bir fayda sunmadığımız, geçmişte almakta olduğu hizmetin kalitesini ve miktarını artırmadığımız tek bir yurttaşımız kalmadı. Hangi kriterle bakarsanız bakın, her alanda bizden önceki 25 yıllık dönemin ortalamasından çok daha fazla yatırım ve çok daha hızlı icraat yaptık. Çok daha az bütçeyle bu şehrin her ilçesine, her mahallesine çok daha fazla çözüm ürettik. Bütün bunlar, Türkiye tarihinde benzeri görülmemiş adil, halkçı ve demokrat uygulamalar oldu. Yaptığımız her işte, aldığımız her kararda İstanbul’un muhafızı olma bilinciyle hareket ettik. 2019’da biz seçilmemiş olsaydık neler olurdu bir düşünün. Bu şehrin halka çevrilmiş kaynakları israf düzeni temsilcilerinin ceplerine akmaya devam ederdi. Bu şehrin gurur kaynağı olan halkçı belediyecilik yerine ‘Ben yaptım oldu belediyeciliği’ çevreyi talan etmeye devam ederlerdi.
"İstanbul modeli, kalıcı çözüm üreten belediyeciliktir"
Biz seçilmemiş olsaydık bu halkın çocukları, ücretsiz süt içebilir miydi? Burs, yurt ve kreş gibi kamusal desteklerden mahrum kalınırdı. İstanbullu, kendi hakkına sahip çıkmasaydı şimdiye bunlar çoktan beton kanal ile İstanbul’u baştan başa yarmış, temiz su kaynaklarımızı kirletmiş, İstanbul’un Trakya’yla bağlarını koparmış, kentimizi kocaman yalnız bir ada hâline getirmişlerdi. Sadece bununla da kalmaz, kamu kaynaklarını, atalarının emanetini saçıp savuran bir mirasyedi gibi har vurup harman savururlardı. İstanbul’da kamucu, halkçı, sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla bir ‘İstanbul Modeli’ geliştirdik ve büyük bir değişimin hep birlikte temellerini attık. İstanbul Modeli sadece hizmet değil, adil hizmet belediyeciliğidir. İstanbul Modeli sadaka dağıtan değil, her vatandaşa haysiyetli yaşam sürme imkanları üreten belediyeciliktir. İstanbul Modeli günübirlik değil, kalıcı çözüm üreten belediyeciliktir.
İstanbul Modeli, mağdurlar yaratan ve çevreyi katleden bir kalkınma anlayışı yerine, her insanı eşit derecede önemseyen, doğayı ve insani kalkınmayı esas alan belediyeciliktir. Başlattığımız halkçı ve emekçi dostu belediyecilik, darda olanın yardımına koşan, herkese adil ve erişilebilir çözümler üreten anlayıştır. Bizim anlayışımız, devasa, akıl dışı inşaat projeleriyle kaynakları israf etmek yerine, hizmeti vatandaşın ayağına kadar götürme anlayışıdır. 5 yıla yakın bir süredir İstanbul’un dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz sayısız projeyle katılımcı, planlı halkçı bir kalkınma programı uyguluyor, şehrimizi ve insanımızı güçlendiriyoruz. Bu anlayış sadece yaşam kalitesini değil, şehrimizde bireysel mutluluğu da artıran bir anlayıştır. O nedenledir ki, son yıllarda yapılan global mutluluk endeksi araştırmalarında Türkiye sürekli gerilerken İstanbul sürekli yükseliyor.
"Büyük çoğunluğu kazanacağız"
5 yılın özeti olarak büyük bir gururla diyoruz ki, İstanbul’da israfı bitirdik, hizmeti getirdik. İstanbul başardı. İstanbul’a adalet ve bereket geldi. İstanbul yatırımlarla güçlenmeye, geleceğe güvenle bakmaya başladı. Bu, hiçbir kimsenin, hiçbir kurumun tek başına üstlenemeyeceği kadar büyük bir başarıdır. Bu, hepimizin başarısıdır, 16 milyon İstanbullunun başarısıdır. Bizim için ilk dönem önemli bir değişim ve başarıyla sonuçlandı. 31 Mart 2024’te oylarınızla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik engellemelerin yol açtığı israfı da bitireceksiniz. İnanıyorum ki, büyük bir çoğunlukla bize yeniden ve çok güçlü bir onay vereceksiniz. İBB Meclisi’nde iş yapmamızı kolaylaştıracak büyük çoğunluğu hep birlikte kazanacağız. Daha fazla ilçeyi bizim yönetmemizi sağladığınızda, İBB ile ilçenizin belediyesi ortaklaşa ve çok daha hızlı çözüm üretecek, proje tamamlayacak. İstanbul’da hizmet ziyafeti başlayacak.
"İradesini yok sayanları millet de yok sayacak"
Sizlerin kararlı iradesi görüldükten sonra iktidar, vatandaşla daha fazla inatlaşamayacak. Biz de hiçbir komplekse kapılmadan, hiçbir siyasi hesabı düşünmeden, zaten ilk günden beri talep ettiğimiz şeyi yapacağız. Hükümetle birlikte daha yakın ve daha çok çalışacağız. Bu işin başka bir yolu yok. Hiçbir iktidar, ülkenin en büyük şehrinin açık ve net iradesini yok sayamaz. Yok sayarsa milet de onları yok sayacak, gönderecek. Biz siyasetçiler bu milletin hizmetkârlarıyız. Ben belediye başkanı olarak tüm milletime, tüm İstanbul’a hizmet ediyorum. Halka hizmet etmenin Hakk’a hizmet etmek olduğuna da çok iyi biliyorum. İnançlı bir ananın babanın inançlı bir evladı olarak yürekten inanıyorum. İktidar bugün yetişmiş insan kaynağımız ve milletin ortak değerleriyle kavga içinde. Milletin yetişmiş evlatlarını elitlikle suçlayıp milli olmamakla ötekileştirirken ülkemiz yetersiz insan kaynağı ile yönetilmeye mahkûm ediliyor.
"Türkiye bunu hak etmiyor"
Türkiye bunu hak etmiyor. Çağımızda bir şehri aklınıza estiği gibi tek başınıza aldığınız kararlarla yönetemezsiniz. Hele İstanbul’u hiç yönetemezsiniz. Önce şehrinizi nereye taşıyacağınıza karar vermelisiniz. Biz şehrimizi stratejik bir plan dahilinde yönetiyoruz. Dünya krizde, bölgemiz krizde, ülkemiz siyasal, ekonomik ve toplumsal olarak krizde. Bundan 100 yıl önce Atatürk ve arkadaşları muasır medeniyeti hedeflerken elimizde bir model, örnek vardı. Bizim iddiamız yalnızca İstanbul için değil dünyaya, bölgeye ve ülkeye örnek ve öncü bir İstanbul vizyonu hayata geçirmektir. Çünkü İstanbul hem bu ülkenin hem de dünyanın gözdesi. İstanbul Planlama Ajansı’nı bunun için kurduk. Biz yalnızca bugünün acil sorunlarına çözüm bulmak ve günü kurtarmakla ilgilenmiyoruz. Biz çocuklarımıza bırakacağımız bir şehri planlıyoruz. 31 Mart 2024’te İstanbul’da 5 yıl önce başlattığımız büyük yolculuğun hızlanacağı yepyeni bir dönemin başlangıcı olacak.
"Gelecekte neler olup biteceğini öngöremeyenler bugünü tasarlayamazlar"
İstanbul, gelecek güzel günlere doğru daha sağlam, daha kararlı, daha hızlı adımlarla yürüyecek. 2019’da çıktığımız bu yolculuğun hedefi İstanbul’u 2050’ye taşımaktır. Biz, 5 yıldır İstanbul’un yalnızca bugününü değil, geleceğini de gözeten bir anlayışla çalışıyoruz. Şehrin yol haritasını belirleyerek, geleceğimizi planlayarak, projelendirerek hareket ediyoruz. Bir dönem daha İstanbul’u yönetme kararlılığıyla yola koyulurken, benim gündemimde, İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi’ni hayata geçirmek var. Bizim gayet güçlü bir İstanbul vizyonumuz, bilimsel ilkelere dayalı bir yönetimimiz, ihtiyaçlara dayalı bir icraat anlayışımız var. Bizim için vizyon bugünden geleceğe bakmak değildir. Bizim için vizyon olası bir gelecek senaryosundan bugüne bakmaktır. Bugünü o geleceğe göre tasarlamaktır. Gelecekte neler olup biteceğini öngöremeyenler bugünü tasarlayamazlar.
Günübirlik kararlarla günü kurtaranlar geleceği karşılayamazlar. 2050 Strateji Belgesi’ni, farklı uzmanlık alanlarından bilim insanları, sivil toplum örgütleri kamu ve özel sektör temsilcileri ile gündeminde İstanbul olan çok çeşitli paydaşların katılımıyla 2 yıldan uzun bir sürede hazırladık. 20 binden fazla İstanbullunun emeği var bu yol haritasında. Her ilçeden ve her uzmanlıktan İstanbulluların bizzat kendilerinin belirlediği öncelikler var. Tam anlamıyla katılımcı, ortak akla ve rızaya dayanan bu vizyon; küresel rekabette İstanbul’u güçlendirecek, İstanbulluların refahı ve mutluluğunu artıracak hedefler çalışması oldu. Dünyanın en gelişmiş şehirleri geleceklerini nasıl şekillendiriyorsa biz de öyle şekillendireceğiz. İstanbul’da kendimizle de yarışacağımız büyük ilerleme hamlesi başlatacağız. ‘İstanbul’a Hizmette Tam Yol İleri’ diye tarif ettiğimiz ana hedeflerimiz şunlar olacak. Daha adil bir İstanbul için tam yol ileri diyoruz.
"İstanbul adil fırsatlar sunan kent olacak"
Yeni dönemde İstanbul, ihtiyaç sahiplerini daha çok gözeten, yoksullukla daha kapsamlı mücadele eden, herkes için adil fırsatlar sunan bir kent olacak. Gençlerimiz ve kadınlarımız için İstanbul daha adil, daha güvenli ve daha sosyal bir şehir olacak. Yoksullara, yaşlılara, bakıma muhtaç olanlara ve çocuklara kamunun şefkatli ve sürdürülebilir desteğini hissettirecek. Şehrimizde yaşayan her bir vatandaşımızın insan haysiyetine yaraşır biçimde hayat sürdürebilmesi için çözümler üreteceğiz. Devlet fırça atmaz, şefkatini gösterir. Daha yeşil İstanbul için tam yol ileri. Bizim önceliğimiz İstanbul’u aktif yeşil alanlarıyla yaşanabilir bir kente çevirmektir. Devam eden yaşam vadilerimizi etap etap tamamlayıp yenilerini de ekleyerek 2029 yılına kadar şehrimize yeni 10 milyon metrekare daha aktif yeşil alan kazandıracağız. Bu alanlarda aileler, gençler, yaşlılar, tüm İstanbullular temiz hava alacak, sporunu yapacak ve sevdikleriyle kaliteli zaman geçirecek.
"İstanbul'un altını demir ağlarla örmeye devam edeceğiz"
İstanbul, bundan böyle doğayı iyileştiren, mümkün olan her alanda doğayla barışık uygulamalar geliştiren bir şehir olacak. Önümüzdeki haftalarda Anadolu yakasında hizmete açacağımız Şile Kömürcüoda Çöp Sızıntı Arıtma Tesisi alanında dünyanın en hızlı tamamlanmış tesisi olacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak açacağımız bu tesis, Avrupa’nın ikinci en büyük tesisi olacak. Bu sayede her gün 400 ton atıktan yakıt türetecek ve çöpten enerji üretme kapasitemizi tam iki katına çıkaracağız. Daha özgür İstanbul için tam yol ileri. Yeni dönemde İstanbul, yerel demokrasinin her geçen gün güçlendirildiği, birbirini dinleyen, birlikte üreten, birlikte kendini güçlü hisseden bireylerin şehri olacak. İstanbul’u yönetirken demokratik katılım kanallarının sonuna kadar geliştirildiği, her fikrin ve sesin şehrin yönetime katılabildiği kalıcı çözümler geliştireceğiz. Daha ulaşılabilir İstanbul için tam yol ileri. İstanbul’un altını demir ağlarla örmeye devam edeceğiz.
İstanbul’u bir uçtan bir uca bağlayacak yeni nesil ekspres metro hattı HIZRAY projemizi hayata geçireceğiz. Sabiha Gökçen Havalimanı-Beylikdüzü arasındaki 74,5 kilometrelik mesafede 13 istasyonla hizmet verecek bu yeni nesil ekspres metro hattı ile 20 noktada diğer metro hatlarımıza entegrasyon sağlayacağız. HIZRAY Projesi hayata geçtiğinde İstanbul raylı sistem ağının ana arteri olacak. Çevreci, hızlı, konforlu ve dakik bu sistemle İstanbul’da trafik ve ulaşım çilesi sona erecek. HIZRAY sayesinde İstanbulluların zamandan tasarruf etmesi sağlanacak ve İstanbul daha konforlu ve daha yaşanabilir bir şehir hâline gelecek. Ayrıca Sefaköy-Beylikdüzü TÜYAP Metro hattı bir imza bekliyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nı, imzayı atana kadar herkese şikâyet edeceğim. Kredisi hazır.
"Kaos yerine hayatı kolaylaştıracağız"
Yenidoğan-Çekmeköy-Söğütlüçeşme Metro Hattı, Eyüpsultan Bayrampaşa Tramvay hattı ve Kadıköy-Maltepe-Cevizli Tramvay hattı gibi birçok yeni raylı sistem projelerini başlatacağız. 2029’da toplu ulaşımda raylı sistemlerin payını yüzde 50’nin üzerine çıkaracağız. Metro hatlarını kullanan vatandaşlarımızın çeşitli ihtiyaçlarını giderebilecekleri çok daha fazla alan, meydan ve yeşil alanlar, park et devam et istasyonları, otoparklar yapacağız. Böylece İstanbul’da kent içi ulaşım daha ucuz, daha konforlu ve daha kolay hale gelecek, Bugün daha fazla projelere girmek istemiyorum ama adına ‘Bulut’ adını verdiğimiz yeni projelerimizle Gayrettepe, Esentepe, Levazım ve Balmumcu gibi keşmekeşe dönmüş alanlarda yollar üstü yaya kaldırım sistemi kuracağız. Yaya teması kopmuş tüm hatları birbirine bağlayacak, tüneller, geçitler, asansörler ve köprülerin yarattığı kaos yerine yoğun bölgelerde hayatı kolaylaştıracağız.
Krizlere ve afetlere daha dayanıklı İstanbul için tam yol ileri diyoruz. Yeni dönemde kentsel dayanıklılığı artırmak için bir taraftan bireysel çözümler üretirken diğer taraftan kalıcı ve her ilçeye kapsayıcı çözümler getireceğiz. Kriz anlarında toplumsal dayanışmayı hızla örgütleyecek, birlikte mücadele kurumlarımızı ve kültürümüzü güçlendireceğiz. Deprem ve afet konusunda önerdiğimiz, başta İstanbul’a özel afet yasası olmak üzere politikaların hayata geçmesi için hükümetimizle çalışacağız. Girişimciliğin ve yaratıcılığın merkezi İstanbul için tam yol ileri. 8 bin yıldır insanlığın gözde şehirlerinden biri olmayı başarmış eşsiz İstanbul’u uluslararası yatırımlar için güçlü bir çekim merkezi hâline getireceğiz. İlk dönemimizde İstanbul’un yaratıcılığı açığa çıkaracak projelere istediğimiz kadar ağırlık veremedik. Yeni dönemde öncelikli hedeflerimiz arasında bu da var. Dünyanın yaratıcı sermayesinin bir kısmının İstanbul’a akması için çalışacağız. Bugüne dek 165 bin vatandaşımızın yararlandığı Bölgesel İstihdam Ofislerimizi yaygınlaştıracağız ve 500 bin vatandaşımıza iş imkanı yaratacağız.
"Gençlere eşit fırsatlar sunan İstanbul için tam yol ileri diyoruz"
2027 Avrupa Oyunları ve 2036 Olimpiyatları başta olmak üzere İstanbul’u her alanda bölgesel ve küresel etkinliklerin merkezi hâline getireceğiz. Tarihi mirasa sahip çıkan İstanbul için tam yol ileri diyoruz. İstanbul tarihinde tarihi mirasa en çok yatırım yapan yönetim biz olduk. Yerebatan Sarnıcı, Müze Gazhane ve Yedikule Gazhanesi başta olmak üzere 25 ilçede 42 rotada bin 321 kültür varlığımızı, müze, sanat eseri, çeşme ve tarihi eseri değerine kavuşturduk. Yeni dönemde İstanbul’un pek çok yerinde unutulmuş ve yok olmaya yüz tutmuş pek çok mirası kurtaracak; endüstriyel alanların dönüşümünü tamamlayacak ve şehrimizi dünyanın en önemli çekim merkezlerinden biri hâline getireceğiz. Gençlere eşit fırsatlar sunan İstanbul için tam yol ileri diyoruz. Biz gençleri ve çocukları, en önemli yatırım alanı ve kamusal görev alanı olarak kabul ediyoruz. İstanbul’da gençleri karar mekanizmalarının ve kentsel organizasyonların çok daha önemli bir paydaşı yapacak ve gençlerin sesine çok daha fazla kulak vereceğiz.
"Biz adaletli ve Atatürk milliyetçisiyiz"
Bu nedenle yeni dönemde İstanbul’u yönetirken yurtlar, burslar ve kütüphaneler gibi gençlere yönelik hizmetlerimizi kat kat artıracak, gençlerimizi dünyadaki akranlarıyla her alanda yarışabilecek donanımlarını güçlendireceğiz. Biz İstanbul’da geride bıraktığımız bu 5 yılda işleri rayına oturttuk. İstanbul, bu sağlam raylar üstünde ilerliyor, daha da ilerleyecek. Çünkü biz başarısı sınanmış, denenmiş bilimsel ilkelerle çalışıyoruz. Şehrimizi ortak akılla yönetiyoruz. İkinci dönemimizde daha kolay başaracağız ve çok daha büyük işler başaracağız. ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyenler o makamlara bir daha oturamayacak. İkinci dönemimiz İstanbul’un her anlamda yükseleceği, güçleneceği bir dönem olacak. Önümüzdeki günlerde bu vizyon çerçevesinde hazırladığımız somut projelerimizi detaylarıyla sizlerle paylaşacağız. O zaman göreceksiniz ki, İstanbul’u yönetmek için çok hazırlıklı ve çok kararlıyız. Bizim bir farkımız var. Biz adaletli, halkçı, Atatürk milliyetçisiyiz.
"Muhalifleri serbest bırakın"
Biz bu ülkeye yurttaşlık bağlarıyla bağlı her vatandaşımızı aynı derecede eşit, onurlu ve saygın kabul eden insanlarız. Biz söz verip yapanlardanız. Biz 7-8 yıldır ‘Ha bu yıl şahlanıyoruz, ha öteki yıl şahlanıyoruz, olmadı ertesi yıl şahlanıyoruz’ diyenlerden değiliz. Son şahlanış da 2024’e kaldı galiba. Onlardan bir isteğim var. İsraf düzeni olarak bize engel olmak, itibar suikastı yapmak ve İstanbul’un kaynaklarına göz koymak yerine gelin, ekonomiyi düzeltin, enflasyonu düşürün. 10 milyonlarca vatandaşımızı inim inim inleten şu derin yoksulluğa son verin. İlaçtan tedaviye kadar alarm veren sağlık sistemini düzeltin. Gelin, hukukun üstünlüğünü yeniden hakim kılın. Bu ülkeye adaleti geri getirin. Suçsuz yere içeri attığınız muhalifleri serbest bırakın.
"İstanbul'un muhafızı olacağız"
Sırf maddi nedenlerle ailesini, okulunu, ülkesini ve geleceğini terk eden gençlere gelecek borcunuz var. Siz önce onu ödeyin. Hiçbir şey yapamıyorsanız gelin, Türkiye’nin güvenlik ve sığınmacı sorununu el birliğiyle çözelim. Sahi uyguladıkları akıl dışı politikalarla Türkiye’de güvenlik sorunlarına neden olmuş eski yöneticilerinize de dava açacak mısınız? 5 yıl önce olduğu gibi bizim yine büyük hayallerimiz var. Bizim hayalimiz, ana gibi merhametli, şefkatli, adaletli, yüreği gibi temiz, kucağı gibi huzurlu, anamızın gönlü gibi zengin bir İstanbul’dur. O ana ki bize, önce atamız Fatih Sultan Mehmet’in, sonra da büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir. İstanbul’u başımızı yasladığımız annemizin sinesi kadar huzurlu, çocuklarının mürüvvetini görmüş annemiz kadar mutlu etmek vazifemizdir. İstanbul hepimizin evidir ve evi olmaya devam edecek. Ey aziz İstanbul, sana söz; biz yeni dönemde de durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Ey aziz İstanbul, sana söz; seni refahın ve adil paylaşımın huzur ve mutluluk dolu şehri yapacağız. Sevgili peygamberimiz ‘İşi ehline bırakınız’ demiş. Siz kendi işinize bakın ve halka hizmet işini ehline bırakın. İstanbul emin ellerde yönetiliyor, yönetilmeye devam edecek. İçiniz rahat olsun, İstanbul’un muhafızı olacağız.
Bu aziz şehre ihanet edilmesine bir daha izin vermeyeceğiz. Çünkü İstanbul’a ihanet eden Türkiye’ye ihanet eder. Sözlerime son verirken başta benim partim CHP olmak üzere her siyasi partiye üye olan, her siyasi görüşten İstanbulluları bir kez daha liyakati ve İstanbul’u ileriye taşıyacak ekibi seçmeye davet ediyorum. Kadınları, gençleri, esnafları, iş insanlarını bu tarihi yolculuğa destek olmaya davet ediyorum. Her yaştan, her sektörden çalışanları, üreticileri, emekçileri, kadınları ve gençleri bir kez daha tarih yazmaya davet ediyorum. İstanbul son kaledir. İstanbul’u birilerinin hırslarına kurban etmeyelim. Gelin, birlikte bu muhteşem şehri geleceğe taşıyalım. Birlikte, omuz omuza ileri diyelim. Eminim ki, 31 Mart 2024 akşamı, bir kez daha İstanbullular tercihini yapacak. Ekrem İmamoğlu ile tam yol ileri diyecek. İstanbul’a hizmette tam yol ileri.”