Ekonomi

İLK GDO'LAR HAYVAN YEMLERİNDE KULLANILACAK ANKARA (A.A)

26 Ocak 2011 13:41
-İLK GDO'LAR HAYVAN YEMLERİNDE KULLANILACAK ANKARA (A.A) - 26.01.2011 - Geçen yıl çıkarılan Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde kurulan Biyogüvenlik Kurulu, ilk kez genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren üç soya fasulyesi çeşidinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi.  Söz konusu GDO'lu soya çeşitlerinin ithalatı konusundaki son kararı, Biyogüvenlik Kurulunun kararlarını dikkate alarak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verecek.  Biyogüvenlik Kurulunun, Türkiye Yem Sanayicileri Birliğinin (TÜRKİYEM-BİR) başvurusu üzerine GDO içeren 3 soya fasulyesi çeşidinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin vermesine ilişkin kararları, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.  Buna göre, ''A2704-12 soya fasulyesinin taşıdığı herbisit tolerans geni'', ''MON40-3-2 soya fasulyesinin taşıdığı herbisit tolerans geni'' ve ''MON89788 soya fasulyesinin taşıdığı Herbisit Tolerans geni'' içeren soya fasulyesi ve ürünleri, hayvan yemlerinde yem ya da yem hammaddesi olarak belirtilen hususlara uyulması şartıyla kullanılabilecek.  Söz konusu genler, soya fasulyesinin yabani otlara dayanılıklığını sağlıyor. Risk değerlendirme sonuçlarına göre risk oluşturmayacağı belirlenen başvurular için Biyogüvenlik Kurulunun verdiği karar, 10 yıl geçerli oluyor.  Biyogüvenlik Kurulu, TÜRKİYEM-BİR'in başvurusu hakkında basitleştirilmiş işlem kapsamında Bilimsel Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi tarafından hazırlanan raporları değerlendirdi. Kurul tarafından gerek görülmesi halinde, izleme raporlarına dayanarak komitelere bilimsel değerlendirme yaptırılması, bu değerlendirmelerin Kurul tarafından uygun bulunması halinde izin devam edecek.  Herhangi bir risk tespiti halinde izin iptal edilecek. Biyogüvenlik Kanunu'nda belirtilen 10 yıllık süre içerisinde herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmesi halinde, Kurul, izleme raporlarına dayanarak kararın kısmen veya tamamen iptali ile yasaklama, toplatma, imha ve benzeri yaptırımlara ilişkin kararlar alabilecek. Karar uyarınca, izin verilen genleri taşıyan soya fasulyesi ve ürünlerinin ithalatı için başvurularda, soyanın taşımış olduğu gen ile ilgili Türkiye'deki ya da ithal edildiği ülkedeki akredite bir laboratuardan alınan Analiz Raporu eşliğinde uygun olanların gümrük ve ithalat işlemleri gerçekleştirilecek. Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik ile düzenlenen ithalat, ihracat ve transit kurallarına uyulacak.   -BELGELEME, ETİKETLEME, TAŞIMA VE ATIK İMHA KOŞULLARI Hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verilen soya fasulyesi ve ürünlerinin ithal, işlenme ve satışında yer alan paydaşların her biri tarafından GDO'lu soyanın son üründe tek başına ya da katkı maddesi olarak bulunduğunu gösteren ve Ayırt Edici Kimlik Kodunu da içeren bir belge bulundurulacak. Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik'te yer alan yemlerin etiketlenmesinde belirlenmiş kurallara uyulacak. Ayırt Edici Kimlik Kodu, mutlaka etiket üzerinde yer alacak.  Hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verilen soya fasulyesi ve ürünlerinin ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakillerinde bulaşmayı engelleyici tedbirler, ürün sahibi ve taşıyıcı tarafından işbirliği içinde alınacak. Ambalajlar, özel olarak, yırtılma ve parçalanmaya dayanıklı kağıt, polietilen ya da pamuk veya keten çuvallarla yapılacak. Taşımada yükleme yapılan araçlar mutlaka örtülecek ya da kapalı araçlarla taşıma yapılacak. Yükleme ve boşaltmada çevreye bulaşmasını önleyici önlemler  -İTHALAT İZNİNİ BAKANLIK VERECEK- Biyogüvenlik Kurulu Başkanı, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yardımcı, kurulun kararına istinaden, söz konusu GDO'lu soya fasulyesi ve ürünlerinin ithalatına izin verme yetkisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığında olduğunu, son kararı bakanlığın vereceğini söyledi.  Soya fasulyesi ve ürünlerinin özellikle kanatlı yemlerinde kullanıldığını, kanatlıların ihtiyaç duyduğu proteinin yüzde 40'ının soyadan karşılandığını ve AB, ABD dahil bütün ülkelerde durumun aynı olduğunu anlatan Yardımcı, şunları söyledi:  ''Soyanın alternatifi yok. Türkiye'de de üretimi yetersiz. Bakanlık yıllardır soya üretiminin artırılması için destek veriyor. Ancak, soya ile mısır aynı arazide, aynı iklim şartlarında üretilebilmesine karşın mısırın daha uzun süre ve daha kolay depolanması mümkün olduğu için çiftçiler mısırı tercih ediyor.  Soya alımı konusunda görevli bir kuruluş yok. Bu nedenlerle Türkiye'de, yılda sadece bir gemi ile ithal edilen miktar kadar, 30-30 bin ton soya üretilirken, yılda 1,6 milyon ton soya ve ürünleri ithal ediliyor. Üretimin artırılması, desteklere karşın şimdiye kadar fazla mümkün olmadı.''