Prof. Dr. İlber Ortaylı, canlı yayında "Türk tarihinde göçler ve sorunları" üzerine konuştu, Türkiye'deki sığınmacı sorunu hakkında çarpıcı ifadeler kullandı. "Sığınmacılar konusunda kontrolü kaçırdık” diyen Ortaylı, “Biz şarktan gelenlere mülteci statüsü vermiyoruz. Sığınmacı dediğin bayramda piknik yapar gibi sınırın öbür tarafına gidip gelmez. O zaman orada kal. Sığınmacıya insani yardım dışında bir şey yapılamaz" ifadelerini kullandı.
Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, TV5'de Hasan Basri Akdemir'in sunduğu "Konuşmadan Olmaz" programına konuk oldu. Ortaylı, "Sığınmacılar konusunda kontrolü kaçırdık. Biz şarktan gelenler için mülteci statüsü vermiyoruz. Bunu size söyleyebiliyorum. Ben kendim mülteciyim çünkü. 1 yaşında mülteciydim, kimliğim yoktu, Türk vatandaşı olduk tabii. Çünkü kanun böyle söylüyor. Irki bağlantısı olanlar Türkler ancak komünist kökenli ülkelerden gelirlerse iltica etmiş sayılıyorlar. Dolayısıyla bazı şeyler var. Sığınmacı dediğin bir kere bayramda, seyranda piknik yapar gibi sınırın öbür tarafına gidip gelmez. Almanya'ya sığınan adam sınırın dışına çıktığı zaman biter iş. Bizimkiler gidip geliyor böyle bir şey olmaz. O zaman orada kal. İkincisi sığınmacıya insani yardım dışında bir şey yapılamaz. Yani Türkiye'de bugün işi olmayan bir adamın birtakım sağlık sigortası hakları bile sınırlanırken sen bunu kalkıp da daimi olarak verirsen burada insanların huzuru kaçar bu çok açık bir şey. Hastanelerdeki yük artar. Bunların üzerinde düşünmemiz lazım" diye konuştu.
Öte yandan gündüz saatlerinde Köy Enstitüleri Günleri etkinliğine katılan Prof. Dr. İlber Ortaylı, köy enstitülerinin 1940 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “Tabi artık Kemal Atatürk hayatta değildi. Fakat oluşum onun devrindedir. Hasan Ali Yücel'in teorisidir. Sonradan kurulmuştur. O dönem CHP devridir. Tek parti dönemidir. CHP çok partili hayata geçince de köy enstitülerinin sonu getirilmiştir” dedi.
"Bu eksik öğretilme çok yanlış hedeflerle tespit ediliyor"
Türkiye tarihinin eksik öğretildiğini savunan Ortaylı, “Bu eksik öğretilme de çok yanlış hedeflerle tespit ediliyor. Şunu söyleyeyim, mevcut siyasi partilerin hiçbir şekilde Türkiye'nin yakın tarihine müspet veya menfi ortak olma hakları yoktur. Yani ne bu zevatın, ‘Biz çok iyi şeyler yaptık ve biz bunu belgeliyoruz’ deme hakkı vardır. Ne de, ‘Bunlar çok kötü işler yaptılar. Biz de onlarla savaştan geliyoruz' diyebilmeye hakları vardır. Bu biraz tuhafa gelecek ama normal olarak bu iş böyle yapılır. Köy Enstitüleri bunun için bir esastır” ifadelerini kullandı.