Gündem

'İlacı bırakması cinneti getirdi'

Buse ÖZEL/İSTANBUL, (DHA)-  ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Psikiyatrik Rehabilitasyon Birimi Ana Sorumlusu Doç

06 Eylül 2018 18:36

Buse ÖZEL/İSTANBUL, (DHA)-  ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Psikiyatrik Rehabilitasyon Birimi Ana Sorumlusu Doç. Dr. Bora Başkak, şizofreni hastalarının ilaçlarını bırakması nedeniyle hastalığın alevlenebildiğini söyledi. Mersin\'de cinnet getiren Mehmet Kaya, oturdukları evin damında eşi ve 3 çocuğunu öldürdükten sonra intihar etmiş, Kaya\'nın şizofreni hastası olduğu ortaya çıkmıştı. Olayı çok yönlü soruşturan Mersin polisi, Kaya’nın herhangi bir suç kaydı olmadığını, olayın cinnet getirmeden kaynaklandığını belirledi. Kaya\'nın da kullanmış olduğu ilacı kestiği için cinnet getirmiş olabileceği önü sürüldü.
Mersin’de 3 Eylül günü 14.45 sıralarında bir kişi evinin çatısına çıktığında yan binanın damında komşu ve ailesinin cansız yattığı ihbarında bulundu. Olay yerine giden Mersin polisi, dama çıktıklarında 3’ü çocuk 5 kişinin cesediyle karşılaştı. Yapılan incemeler sonrasında Mehmet Kaya’nın 3 çocuğu ve eşini öldürdükten sonra intihar ettiğini belirledi.
ŞİZOFRENİ HASTASI
Mersin Cinayet Büro Amirliği ekipleri yaptıkları araştırmada Kaya’nın şizofreni hastası olduğunu ve raporunun da bulunduğunu belirledi. Herhangi bir kaydının da bulunmadığı öğrenilen Kaya’nın hastalığı nedeniyle verilen ilacı kullanmadığı için cinnet getirdiği öğrenildi. DHA\'ya konuşan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Psikiyatrik Rehabilitasyon Birimi Ana Sorumlusu Doç. Dr. Bora Başkak, şizofreni hastalarının ilaçlarını bırakması nedeniyle hastalığın alevlenebildiğini söyledi.
Doç. Dr. Baskak ayrıca psikiyatri hastaları ve yakınlarına psiko-eğitim verilmesinin de önemli olduğunu vurguladı.
\'HASTALAR TOPLUMDAN DIŞLANDIKÇA ZORLUK YAŞIYOR\'
Hastaların damgalanma ve toplumdan dışlanma nedeniyle zorluk yaşadığını belirten Doç. Dr. Baskak, \"Toplumda önyargılar var. Şizofreni hastaları damgalanıyor. Aslında bu topraklarda çok eskiden beri ruhsal hastalıkları olanlara hoşgörü ile bakılmış, müzik ile tedavi edilmiş. Bu duyarlılığın devam etmesini istiyoruz\" dedi.
\'İLACI ANİDEN BIRAKMAK HASTALIĞI ALEVLENDİREBİLİR\'
İlacı aniden bırakmanın tüm psikoz belirtilerinde artışa neden olabileceğini belirten Doç. Dr. Baskak, son yıllarda şizofreni gibi hastalıkların tedavisinde uzun etkili ilaçlar olduğunu açıkladı. Hastalığın alevlenmeler ile seyrettiğini ve bu alevlenmelerin en önemli nedeninin de ilacı bırakmak olduğunu söyleyen psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Baskak, \"Ayda 1 kere ya da 3 ayda 1 kere doktora gidilerek enjeksiyon şeklinde yapılan ilaç formları var. İlaç uyum bozukluğu olan hastalarda bu depo denilen yani enjeksiyon şeklinde uygulanan ilaçlara geçmenin hastalığın nükslerini engellediği biliniyor. Ayrıca psikososyal rehabilitasyona da geçmek çözüm üretilmesine yardımcı\" dedi.
\'TÜRKİYE\'DE 800 BİN HASTA VAR, 3 MİLYON KİŞİ BU HASTALIK İLE YAŞIYOR\'
Şizofreninin görülme sıklığının 100\'de 1 olduğunu, Türkiye\'de yaklaşık 800 bin şizofreni hastası olduğunu söyleyen Doç. Dr. Baskak aileleri de hesaba katıldığında 3 milyon kişinin şizofreni ile birlikte yaşadığını açıkladı ve sözlerine şöyle devam etti:
\"Şizofreni hastaları şiddete yatkındır gibi haberler çıktığında bu hastalar ve aileleri rencide oluyor, üzülüyor. Çalışmalara baktığımızda şizofreni hastalarında şiddet ortalaması normal toplum ortalamasının biraz üstünde ama dışlanmışlığı, diskrimine edilmişliği, damgalanmışlığı düşünürseniz hastalığın biyolojik sürecinden çok, toplumun yargıları hastaları buna itiyor.\"
\'100 HASTADAN 75\'İ İLACINI DOĞRU KULLANMIYOR\'
Antipsikotik ilaçların ömür boyu kullanıldığını söyleyen Doç. Dr. Baskak, 100 hastadan 75\'inin ilacını doktorunun söylediği gibi kullanmadığına dair araştırmalar olduğunu belirtti ve sözlerine şunları ekledi: \"Ömür boyu ilaç kullanmak zor. Hastaların ilacı kullanmaya gönüllü olması, doktoruyla birlikte tedavi seçeneklerini değerlendirerek karar vermesi gerekiyor. Buna psiko-eğitim diyoruz. Ancak hastanelerde 5 dakikalık muayenelerde hastaya ve ailesine eğitim vermek mümkün olmuyor. Bu da sağlık sistemiyle alakalı bir durum\" dedi.

FOTOĞRAFLI