Ekonomi

"İktidar, ekonomi politikasında daha harcamacı davranacak"

"Genişlemeci maliye ve para politikasına yüklenecek"

17 Nisan 2017 11:52

Hürriyet yazarı Uğur Gürses, 2019'a kadar bir seçim olmayacağı görüşünü dile getirerek "Bu da, mevcut iktidarın önümüzdeki  iki buçuk yıl boyunca ekonomi politikasında daha ‘harcamacı’ ve bütçe bozulmasına ağırlık vermesine yol açacak. Genişlemeci maliye ve para politikasına yüklenecek" dedi. 

Uğur Gürses'in "2019 seçim ekonomisi perdesi açılır" başlığıyla yayımlanan (17 Nisan 2017) yazısı şöyle:

Kıl payı’ farkla sonuçlanan referandum bitti. Sonuç üzerinden tartışmalar başladı ve sürecek. İstatistiklerde ‘hata payı’ olarak dikkate alınan 2 puanlık pay dahilinde olan bu kesin olmayan sonucun, uluslararası alanda ve ekonomide yansımaları olacak.

En başında AB ilişkilerinde ki Avrupa Parlamentosu raportörü Kati Piri bunu ilk ifade eden oldu: “Az farkla Avrupa değerlerinden büyük uzaklaşma”. Bu açı AB zirvesinde de kabul görürse ekonomiye ilk elden finansal kanaldan etkileri olacak. En azından bunun baskısının öncü etkileri.

Ekonominin sesi

İçeride ise  ilginç bir tablo var; Türkiye’de milli gelir illere göre en yüksek üretenden aşağı doğru sıralandığında ilk 20 kentin 13’ünde “hayır” oylarının çoğunlukta olduğu görülüyor. Bu kentlerin ürettiği milli gelir, toplamın yüzde 62’si. Başka deyişle, ilk 20 büyük kent Türkiye’deki GSYH’nın yüzde 77’sini üretirken, yüzde 62’lik kısmını üreten 13’ünde çoğunluk “hayır” demiş. Bu tablo ‘ekonominin sesi’ olarak bakıldığında, geleceğe dönük olarak önemli bir sinyal taşıyor.

Bu anayasa oylamasının zayıf bir farkla geçtiği tescil edilirse özellikle büyük kentlerde ‘hayır’ çoğunluk sağlayan muhalefete güç, iktidara ise 2019 seçimlerine kamusal olanakları kullanma ivmesi verecek. Bu ‘fotoğraf’ ne sunuyor? Muhtemelen 2019’a kadar bir seçim olmayacak. Bu da, mevcut iktidarın önümüzdeki  iki buçuk yıl boyunca ekonomi politikasında daha ‘harcamacı’ ve bütçe bozulmasına ağırlık vermesine yol açacak. Genişlemeci maliye ve para politikasına yüklenecek. Tabii buna kabine revizyonu ile başlanması muhtemel.

13 kentin mesajı

Bir yandan da, AB ile müzakerelerin potansiyel olarak askıya alınması durumu da 2019 seçim harcamalarına eşlik ederse mali piyasa tablosu çalkantılı olmaya aday. Dün gece konuştuğum analistler de, kısa süreli bir piyasa yükselişi olması beklenebileceğini ama çıkan sonucun küçük farklı olması nedeniyle ve 2019 seçimine potansiyel olarak ekonomi politikası ile yüklenme tablosunun güçlenmesi nedeniyle piyasa görünümünde temkinli olmayı öneriyor.

Dün referandum bitti; bugün, 2019’a giden yolun başlangıcı. Bu yolda da hem iç hem de dış siyasi rüzgârlara açık, seçime odaklı bir ekonomi politikası öne çıkacak. Asıl sorun şurada; ‘seçim ekonomisi’, hayır oylarının çoğunlukta olduğu GSYH’nın yüzde 62’sini üreten 13 kentin verdiği mesajın çaresi olmayacak büyük olasılıkla.