Yaklaşık 30 yıldır "MHP" ve "Türkiye'de milliyetçilik" üzerine çalışmalarıyla tanınan gazeteci Kemal Can, 31 Mart yerel seçiminin ardından yaşananlara dair bir değerlendirmede bulundu. Can, Duvar'da kaleme aldığı yazıda iktidarın son 5 günde en önemli meşruiyet dayanaklarını imha etmeye başladığını öne sürdü. "İktidar kendisine kalkan yaptığı ve tek siyaset alanı haline getirdiği seçimi de siyasetin dışına taşıyor" diyen Can, "İçinden çıktığını iddia ettiği şeyi, başka bir şey çıktığında inkar etmek. Kazanana kadar seçim, tatmin olana kadar sayım ve seçim darbesi gibi müstesna siyasi kavramlar üretmek" ifadelerini kullandı.
Can'ın "Zaafın dibinde, kaosun eşiğinde" başlığıyla (6 Nisan 2019) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
İktidarın gerekleri ile, siyasetin ihtiyaçlarının çeliştiği zor bir seçim noktası bu: Yaşanan yenilgi karşısında beklenenden ağır bir travmaya uğrayan sadık seçmeni küstürmemek mi? Bu yenilgiyi yaratan küskünleri ve daha önemlisi seçim kalkanını tamamen kaybetmek mi?
Seçimden önce de çok tartışılmıştı. Seçimden sonra yaşanan itiraz-yeniden sayım rezaletlerinde de yine gündeme geldi. “Nasıl olsa bir yolunu bulup kazandıklarını söyleyecekler veya asla gönüllü biçimde iktidarı bırakmayacaklar, sonuçları tanımayacaklar, öyleyse çaba göstermenin, adaletsizliği, hukuksuzluğu tekrar dile getirmenin, zorlamanın bir anlamı var mı?” Kesinlikle var ve hatta hiç durmadan her türlü acayipliği, adaletsizliği, zorbalığı ifşa etmek, kayda geçirmek, kabullenmemek, görünür yapmak, mücadele etmek, her şeyin bunlardan ve onlardan ibaret olmadığını göstermek gerekir. Çok basit bir mantık yürütmeyle; seçimleri adil olmayacağı gerekçesiyle boykot ederek iktidarın meşruiyetini tartışmalı hale getirme olasılığı ile iktidarın seçimleri, sandık sonuçlarını tartışmaya açma biçimiyle kendi eliyle yarattığı meşruiyet zafiyetini kıyaslamak bile farkı görmeye yeter. Bu açıdan bakıldığında, sonuçta nereye vardırılırsa vardırılsın, beş gündür yaşananlar iktidarın en önemli meşruiyet dayanaklarından birini kendi eliyle imha ettiği bir süreç. Yenilgiden bir hezimet, sandıktan rezalet çıkarmak. Her türlü adaletsizlik, haksızlık, hukuksuzluk iddiasını sandık sonuçlarını gerekçe göstererek meşru yapmaya çalışan, sandıktan çıktığı için her durumda haklı çıkacağına inanan, inandırmak isteyen iktidar, kendisine kalkan yaptığı ve tek siyaset alanı haline getirdiği seçimi de siyasetin dışına taşıyor. İçinden çıktığını iddia ettiği şeyi, başka bir şey çıktığında inkar etmek. Kazanana kadar seçim, tatmin olana kadar sayım ve seçim darbesi gibi müstesna siyasi kavramlar üretmek.