Gündem

İki rapor arasında iki kurşun farkı!

Ankara’da polisin vurduğu Soner Çankal’ın ölü muayene tutanağında vücudunda üç kurşun, otopsi raporunda ise ‘tek kurşun’ yazıldı

05 Şubat 2009 02:00
Ankara’da polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden 17 yaşındaki Soner Çankal’a ait ‘ölü muayene tutanağı’ ile otopsi raporunda birbiriyle çeliştiği ortaya çıktı. Ölü muayane tutanağı’nda Çankal’ın vücudunda üç kurşun yarası belirtilirken, otopsi raporunda sadece bir ‘Ateşli Silah Mermi Çekirdeği’ yaralaması bulunduğu yazıldı. Ölü muayane tutanağında Çankal’ın ensesinde muhtemel kurşun yarası tespiti yapılırken, adli tıp raporunda ise böyle bir tespit yer almadı.

Radikal gazetesinin haberine göre; 20 Kasım tarihinde Ankara’nın gecekondu semtlerinde Çiçin’de polisin açtığı ateş sonucu 17 yaşındaki hırsızlıktan sabıkalı Soner Çankal hayatını kaybetmişti. Görgü tanıkları, savcıya verdikleri ifadelerinde polisin 4-5 el ateş ettikten sonra Çankal’ı yaralı olarak yakaladığını, H.Y isimli polisin “Soner’se kafasına sık” demesi üzerine yakalayan polisin Çankal’ı kafasından vurduğunu öne sürmüştü. Cumhuriyet savcısı Ziya Delen soruşturmayı tamamlayarak, Çankal’ı vuran Polis memuru V.K hakkında ‘Meşru Müdafaa Sınırının Aşılması Sonucu Adam Öldürmek’ suçunda dava açmıştı. Dava dosyasında yer alan raporların birbiriyle çeliştiği ortaya çıktı.

Olayın hemen ardından Çankal’ın cesedi üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ‘ölü muayane tutanağı’ Çankal’ın vücudunda iki kurşun yarası ile kafa bölgesinde bir kurşun yarası bulunduğu tespiti yapılarak, “Saçlı deri sağ oksipitopariyatelde (ense kökü) 1x0,4 cm’lik muhtemel ASMÇ (Ateşli Silah Mermisi Çekirdeği) Yarası (ensede orta hattı şişlik mevcut olup bu bölgede yabancı cisim ele geliyor. Göğüs ön sağ da parasitermal hat(kalp üzeri) ikinci kaburga aralığı üzerinde 1,5 cm’lik yırtık tarzında ASMÇ yarası, Toraks arkasında takriben 6-7 cm’lik muhtemelen ASMÇ yarası tespit edildi” denilmişti.

İddianame de yer alan otopsi raporu sonuçlarına göre ise Çankal’ın ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ (akciğer) ve büyük damar (Aort) delinmelerinden gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiği belirtildi.

Raporda Çankal’ın vücudunda sadece bir adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası tespit edilmiş olduğu ifade edilerek “Ateşli silah giriş yarası elbiseli bölgeye isabet etmiş olduğundan ‘kesin atış mesafesi tayini yapılamadı.’ Eğer kesin atış mesafesi tayini isteniyorsa olay anında kişinin üzerinden bulunan elbiselerin incelenmesi gerekir. Cesetten otopsi sırasında ateşli silah mermi çekirdeği elde edilmemiştir” denildi.

Ayrıca savcılık, Çankal’a yapılan ateşin mesafesini tespiti için giysilerinin, adli tıp kurumuna göndermesi gerekirken ‘Kriminal Polis Labaratuvarı Daire Başkanlığı’na gönderdi. Daire de raporunda elbiselerin incelenmesi sonucu atışın uzaktan yapıldığını belirtti.

Çankal ailesinin avukatı Özgür Yılmaz, iddianamenin kendilerini şaşırtmadığını anlatarak “Engin Çeber, Baran Tursun olaylarında tanık olduğumuz gibi iddianame görgü tanıklarının anlatımlarına uymuyor. Tanıklarının ifadeleri değerlendirilmemiştir” dedi.