"İki sene önce il müftüsü, 'Bir bayan yanında erkek olmadan bakkala bile gidemez' deyince itiraz ettim. Halen görevde, bana o zaman cevap veremedi ama Facebook'taki paylaşımlarımı araştırmış. Sonrasında hakkımda soruşturma açıldı."
İsmini değiştirdiğimiz 35 yaşındaki Abdullah Bey, altı sene imam olarak görev yaptıktan sonra Haziran ayında "ortak niteliğin kaybı" gerekçe gösterilerek meslekten men edildi. İşten atılmasında, il müftüsünün fetvasına karşı çıkmasının etkili olduğunu düşünüyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 9. maddesi, atanmalarda "ortak nitelik" arandığını belirtiyor. Dini öğrenim şartı esas alınan unvanlara atanacak kişilerin "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak nitelik taşıması" gerektiği belirtiliyor ancak bu nitelik hakkında detay verilmiyor.
"Ortak nitelik" taşımayanların dini öğrenim şartı aranan kadrolara atanamayacakları ve bu niteliği taşımadığı anlaşılanların Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya kaybetmesi halinde memurluğu sona erer" hükmünü düzenleyen 98/b maddesine göre görevine son verileceği belirtiliyor.
"Oje namaza mani değil" paylaşımı soruşturma konusu oldu
Abdullah Bey'in DW Türkçe ile paylaştığı soruşturmaya konu olan sosyal medya iletilerinde, "Oje abdeste ve namaza mani değil", "Sorgulamadan körü körüne inanmak tehlikelidir" gibi ifadeler bulunuyor.
Soruşturma kapsamında kendisine, "Bu yazıları hangi amaçla yazıyorsun?" sorusunun yöneltildiğini anlatıyor. Abdullah Bey'in açtığı davada şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan gelecek savunma bekleniyor.
Paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini savunan imam, "Diyanet, 'Benim gibi konuşacaksın' diyor. Bana ajan suçlaması bile yapıldı. Şantaj da yapıldı. Benim görevim insanların aklını kullanmasını sağlamak ama öyle olmuyor. 'İşine gelmezse güle güle' diyorlar. Hani bu ülkede ifade özgürlüğü vardı?" diye soruyor.
"Yürüyüşünüzü beğenmedikleri için de men edebilirler"
Mersin'de yaşayan, ismini değiştirdiğimiz Serkan Bey, 41 yaşında. Müftülükte sekreter olarak çalışan bir kadının iftirasına maruz kaldığını ve 15 yıllık imamlık görevinin bu şekilde sona erdiğini iddia ediyor.
"Bana zaafı vardı. Eşimi arayarak bir ara beraber olduğumuzu söylemiş, beni de Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikâyet etti. Müfettiş geldi. Ne delil var, ne de şahit ama Kasım 2018'de ihraç edildim."
Müfettişin kendisinden telefon görüşmelerinin altı aylık dökümünü talep ettiğini, temin edebildiği belgeleri verdiğini ancak bu talebin özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğunu söylüyor. Serkan Bey'e göre kendisi hakkında alınan karar hukuksuz ve "ortak nitelik" ibaresi de ucu açık olması sebebiyle yersiz.
İhraç edilen imam, "Yürüyüşünüzü beğenmedikleri için de memurluktan men edebilirler. Kime, neye göre ortak nitelik kaybedildi? Benzer şekilde işinden edilen arkadaşlarım perişan" diye konuşuyor.
Şu an işsiz olan evli ve bir çocuk babası Serkan Bey, açtığı davanın sonuçlanmasını bekliyor.
"Edison'un cennete gideceğini söylemem ihbar edilmiş"
Kamuoyunun "rockçı imam" olarak bildiği Ahmet Muhsin Tüzer de "ortak nitelik" şartının kaybı iddiasıyla meslekten men edilenlerden. Kaş’ta rock grubu kurduktan sonra hakkında soruşturma açılan ve dokuz ay önce ihraç edilen imam, görevden alınmasını hem hukuk hem de ahlak dışı bir hareket olarak değerlendiriyor.
İhraç edilen imam, "Müzik grubundan sonra Diyanet benimle uğraşmaya başladı. Müfettiş gönderdiler, hayatımı didik didik araştırdılar. Müftüden izinsiz konser vererek para aldığım iddia edildi. Belge sundum ama dikkate alınmadı. İhraç yazısı gelince şok oldum" diye konuşuyor.
Tüzer, arkadaşlarıyla yaptığı bir sohbeti anlatıyor. İnsanlığa hizmet edenleri konuştukları sohbette, kendisinin ampulü icat eden Edison'un cennete gideceğini söylediğini anlatıyor ve şöyle devam ediyor: "Bunu ihbar eden olmuş. Suçlamalar arasında bu da var. İnanç özgürlüğü yok mu bu ülkede?" Tüzer'in iddiasına göre, son günlerde ayda yaklaşık 28 imam ihraç ediliyor. Tüzer'e göre, ortak nitelik kaybı gerekçesiyle meslekten men etmek demokrasi ve özgürlükler adına skandal bir karar.
Diyanet İşleri Başkanlığı ise DW Türkçe'nin son beş senede kaç imamın hangi gerekçelerle ihraç edildiği sorusuna yanıt vermedi.
"İYİ Parti'ye dua okudum, işimden oldum"
İmam Zekeriya Bilada'nın hikâyesi ise diğer imamlardan farklı. Nevşehir merkeze bağlı Göre kasabasında görev yapan Bilada, her şeyin geçen sene İYİ Parti teşkilatının açılışına dua okuması için çağrılmasıyla başladığını anlatıyor.
Telefonla izin istediği müftünün, 'Gidebilirsin' dediğini söylüyor. Ancak Bilada, daha sonra belediye başkanının kendisini şikâyet ettiğini ve AKP'li yetkililerin de "Başkasına söz verdik, senin yerini değiştireceğiz" dediğini öne sürüyor.
Bilada, Şubat ayında Diyanet İşleri Başkanlığı Kanunu'nun 25. maddesi gerekçe gösterilerek ihraç edildi. Bu maddede "Diyanet personeli siyasi partileri veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez" ifadesi yer alıyor.
21 yıllık imam, Türkiye'deki çoğu imamın camide ya da dışarıda siyaset yaptığını savunarak, yerel seçim döneminde Binali Yıldırım için dua eden imamın halen görevde olduğunu hatırlatıyor.
Şu anki durumunu ise "Çocuğum da ben de engelliyim. Hayatımız berbat oldu. Vicdansızlıktan başka bir şey değil. 40 yaştan sonra hiçbir yerde iş de bulamıyoruz. 'Meral Akşener FETÖ'cü, sen de ona dua etmişsin' diyorlar. Eş dost yardımıyla ayakta duruyoruz" sözleriyle anlatıyor.
"Sendika üyeleri KHK ile ihraç edildi"
Şırnak'ın Silopi ilçesinde görev yapan S.T., 25 yıllık imamlık görevine sendika üyesi olduğu gerekçesiyle veda ettiğini anlatıyor. 46 yaşındaki imam, 2017 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen memurlardan.
Silopi'de görev yapan KESK'e (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) bağlı Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (DİVES) üyesi imamlar, hendek olayları kapsamında bölgede Türk Silahlı Kuvetleri'nin operasyonlarının başladığı 2015 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'na ihbar edildiklerini öne sürüyor. Bunun üzerine DİVES üyeleri hakkında "terör örgütüyle iltisaklı" oldukları iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı.
İmam S.T., "Yöneltilen suçlama, HDP mitinglerine ve Newrozlara katılmak. Şırnak genelinde imamlara terör iddiasıyla soruşturma açıldı, hepsi de sendika üyesiydi. Mesele sendikaydı. 'KESK sol ve muhalif örgütlenme, bunlar da dine karşı' algısı vardı" diyor.
Açılan soruşturma neticesinde Silopi'den dört imam sürgün, dokuz imam ise KHK ile ihraç edildi. Meslekten men edilen dokuz imam şimdi açtıkları davanın sonucunu bekliyor. S.T., bin üyesi bulunan DİVES'in ise şu an 20 üyesinin kaldığını, üyelerin baskı ve korku sonucu istifa ettiğini öne sürüyor.
Burcu Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe