İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çorum ve Kahramanmaraş katliamlarına ilişkin olarak bir açıklama yaptı. Soylu, katliamların tiyatro olduğunu savundu.
Çorum ve Kahramanmaraş'ta yaşanan katliamları "Tamamen tiyatro" olarak değerlendiren Soylu, Tunceli'de yaptığı bir konuşmada özetle şu ifadeleri kullandı:
"İki kelimeyle insanları birbirine kırdırırsınız. Türkiye yıllarca bu işlerle uğraştı, bedel ödedi. Yaşı müsait olanlar hatırlar, Çorum ve Maraş olaylarını yaşadık. Onlarca vatandaşımızı şehit verdik. Tamamen tiyatroydu, tamamen kurgulanmış bir fitneydi. Ve kırk yıldır da şu topraklarda PKK fitnesini yaşıyoruz. Ben lafımı esirgeyen bir adam değilim, açık açık söylüyorum, PKK'nın Kürt vatandaşlarımı bir çakıl taşı kadar düşündüğü ve dert ettiği yoktur. İdeolojisi falan yoktur. PKK’nın işi gücü derdi, uyuşturucu kaçırsın, oradan para kazansın; Suriye’den insan ticareti yapsın, oradan para kazansın, milletin kanından kazandıkları paraları örgüt liderleri Avrupa’da lüks yerlerde yesin."
Çorum'da ne oldu?
Olaylar, 1980 Mayıs-Temmuz aylarında Çorum ilinde meydana gelen sağ-sol ayrımı temelinde, mezhep çatışması nedeniyle ortaya çıktı. Ülkücülerin, Alevi Mahallesi olarak bilinen Milönü Mahallesine saldırması üzerine, çoğu Alevi olmak üzere resmi kaynaklarca 57 sol görüşlü yurttaşın ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlandı.
Maraş'ta ne oldu?
19-26 Aralık 1978‘de Maraş’ta resmi rakamlara göre 111 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. 210 ev, 70 işyeri tahrip edildi. Savcılığın bin 350 olarak belirlediği katliamdan sorumlu olanlardan 840’ı hakkında dava açıldı. 23 yıl süren yargılama sonunda 29 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 357 kişi 1–24 yıl arasında cezaya çarptırıldı, 379 sanık beraat etti. Cezalardan bir kısmı Yargıtay’da bozuldu. 1991’de Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde çıkan ve hapis cezalarının 8 yıl olarak infazını sağlayan Terörle Mücadele Kanunu (TMK) nedeniyle ceza alanlar serbest bırakıldı.
Katliamın asıl sorumlusu olduğu, cinayetlere işlediği iddia edilen 68 kişi ise hiçbir zaman bulunamadı. Maraş Katliamı dosyası böylece kapandı. Katliamın müdahil avukatları Ceyhun Can 10 Eylül 1979’da, Halil Sıtkı Güllüoğlu Şubat 1980’de ve Ahmet Albay da 3 Mayıs 1980’de öldürüldü.