Gündem

İç güvenlik paketine karşı birlik çağrısı: Sıkıyönetim olağan hale gelecek

'Makul şüphe'ye dayanarak sadece 6 Ekim’den bu yana 2 bin 495 kişi gözaltına alındı

08 Ocak 2015 09:04

Aydın, sanatçı, yazar ve siyasetçiler, güvenlik güçlerine ve valilere sıkıyönetim yetkisi veren iç güvenlik paketine tepki için bir araya geldi. Hazırlanan ortak metinde, ‘makul şüphe’ye dayanarak sadece 6 Ekim’den bu yana 2 bin 495 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Tasarıyla ‘sıkıyönetim’in olağan hale getirileceği belirtildi.

Çeşitli sivil toplum ve siyasi parti temsilcisi, Meclis’e sunulan ‘İç Güvenlik Paketi’ni bir basın toplantısında tartıştı. Toplantıya Akın Birdal, Sebahat Tuncel, Meral Danış Beştaş, Şebnem Korur Fincancı katıldı. Toplantıda iç güvenlik paketine karşı olan sanat, siyaset ve aydınlar ‘Çağrıcılar’ olarak nitelendirildi. Çağrıcılar arasında bulunan Kadir İnanır, Meltem Cumbul, Nuray Mert, CHP Milletvekili Melda Onur ve Murathan Mungan gibi isimlerin şehir dışında oldukları için toplantıya katılamadığı belirtildi. Çağrı metnini HDP Beyoğlu Eş Başkanı Levent Pişkin okudu. Açıklamada, “Muhalefetin uyarıları yasa henüz yürürlüğe girmeden gerçekleşmiş ‘makul şüphe’ye dayanarak sadece 6 Ekim’den bu yana 2 bin 495 kişi gözaltına alınmış ve üçte biri çocuk olmak üzere 700 kişi tutuklanmıştır. Toplum, Gezi direnişi ve 6-8 Ekim Kobani direnişi ve olayları gibi meşru eylemlerle AKP hükümetinin baskıcı-otoriter yönetim anlayışına tepki göstermiş ve hak ve özgürlük taleplerini yinelemiştir. Tasarıda kolluğun yetkileri iyice genişletilerek yürütmenin temsilcilerine yargı erkinin görevleri verilmektedir. Öyle ki sıkıyönetim rejimi tasarının yasalaşmasıyla olağan hale gelecektir.” ifadeleri kullanıldı. Haktan, özgürlükten ve hukuktan yana olan herkes, ‘İç Güvenlik Paketi’ne karşı çıkmaya ve ‘hayır’ demeye çağırıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun yeniden düzenlenmesini istediklerini anlattı. Bu konuda yeni bir teklif hazırladıklarını anlatan Tuncel, “O kadar çok yetki verilmiş ki… Bu iç güvenlik yasasıyla verilen yetkiler daha da artırılıyor. Bu yasayla öldürme hakkı verilmiş durumda. AKP iktidarı bu yasayı çıkardığından beri 178 insan polisin kurşunuyla katledilmiş.” dedi.

HDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Beştaş Danış ise “Bu kadar yargısız infazın olduğu bir ülkede polise arama, durdurma ve gözaltı yetkisi veriliyor. Polis insanları, 48 saat yargıya bildirmeden gözaltına alma yetkisine sahip. Bu arada polisle birlikte valiye de hükümetin atadığı valilere yargı yetkisi veriliyor. Tespit edecekleri kolluk amirine gözaltı yetkisi valiler aracılığıyla da veriliyor. Polise ifade alma yetkisi veriliyor. Müştekilere, tanıklara yerine giderek, evine giderek, polisler ifade alabilecek. Bu da bir yargı yetkisinin doğrudan gaspı anlamına geliyor.” diye konuştu.

 

‘Bilye atan çocuk öldürülebilecek!’

 

Meral Danış, gösterilerde şu ana kadar kullanılan biber gazı ve boyalı mermilerin bir yasal dayanağı olmadığını hatırlattı. Ardından, “Bundan sonra o da yasallaşıyor. Kimyasalların oranı, sayısı ve niteliği artırılıyor. Gaz bombaları ve içine katılan bilumum maddeler yasada yer alıyor. Bu da ayrı bir müdahale yetkisi veriyor. Çocuk oyuncakları bile, bu kamuoyunda çok tartışıldı; bilye, sapan, havai fişek benzeri birçok malzeme silah kapsamına giriyor. Bunun önemi, toplumsal olaylarda birinin elinde bir bilye olması ya da sapan olması onun atıldığı iddiasıyla öldürülebilmesi demek. Bir de bunu kim takdir edecek? Takdir eden kolluk güçleri, savcılık ve ilgili kendileri tarafından atanan yargı mensupları…” ifadelerini kullandı.

 

’Baskıyı artırarak kamu düzenini sağlayamazsınız’

 

Akın Birdal ise barış ve demokratik çözüm sürecinin müzakereye dönüştürülemediğini anlattı. Birdal, “Bu sürecin evrilmemesi sonucunda itirazları bastırmak için böyle bir pakete başvuruyorlar. Erzincan’da üniversiteli çocuklar gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Öte yanda yolsuzluklar, hırsızlıklar Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında aklanmaya kalkışılıyor. Buna itiraz edenler makul şüpheli olarak gözaltına alınıyor ve tutuklanmaya kalkışılıyor. Dünyanın neresinde görülmüş baskıları, saldırıları artırarak kamu düzeni ve güvenliğinin sağlandığı? Oysa kamu güvenliği, demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilerek demokratik bir sivil anayasaya bağlı kalarak hukukun üstünlüğünü ve gücünü herkes için kullanarak sağlanır.” ifadelerini kullandı.