Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği hızlı ve kararlı müdahalelerle bölgedeki güç dengelerini değiştirdiğini vurguladı. Karagül'e göre, Türkiye-Suriye-Lübnan hattında şekillenen yeni coğrafi ve siyasi düzen, ABD, İsrail ve PKK’nın bölgedeki hesaplarını boşa çıkardı.
Karagül, Türkiye’nin bundan böyle Suriye’ye yapılacak her saldırıda “karşıda bulunacağını” söyleyerek, İsrail’in yayılmacı politikalarının artık büyük bir engelle karşılaştığını belirtti. Ayrıca, Türkiye’nin sadece Suriye’de değil, ilerde Lübnan’da da benzer bir etki alanı oluşturabileceğine işaret etti.
Karagül, tarihten örnekler vererek Kudüs’ün kurtarılmasının hep Şam üzerinden gerçekleştiğini hatırlattı, bölgedeki gelişmelerin uzun vadede İsrail’i endişelendirmesi gerektiğini, Türkiye'nin gerekirse savaşı göze alabileceğini söyledi. Karagül ayrıca İran’ın Ortadoğu’daki etkisi zayıfladığını, bununla birlikte ABD ve İsrail’in planlarının sekteye uğradığını, PKK’nın ise varlığını artık sürdüremez hale geldiğini belirtti.
Karagül'ün yazısında ilgili bölüm şöyle:
"1- Bundan sonra “Suriye’ye saldıran herkes karşısında Türkiye’yi bulacak.” Tüm zamanların en net, en keskin, en kararlı meydan okuması.
Şam’ın kurtarılması, Türkiye-Suriye-Lübnan arasında neredeyse bir ortak coğrafyanın biçimlenmesi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları, bizim öteden beri “Türkiye Ekseni” olarak niteliğimiz coğrafya güç haritasındaki değişimin belli bir olgunluk aşamasına geldiğinin ilanıdır.
Açıklama devam etti: “Suriye’nin diğer kısımlarındaki DEAŞ, PKK, PYD gibi terör örgütlerinin de en kısa sürede başı ezilecektir.”
Peki bu sözlerin anlamı ne?
BU MEYDAN OKUMA KİMLERE? “MEŞRU MÜDAHALE” NE DEMEK?
2- Türkiye, Suriye muhalefeti ile birlikte Şam’daki rejimi devirmiştir. Yıldırım hızıyla başlayan harekat ülke haritasını büyük oranda bütünleştirmiştir. İsrail işgali ve ABD/PKK varlığı olan bölgeler de kurtarılacaktır.
Türkiye “Olağanüstü Meşru Müdahale”nin ilk örneğini sergilemiş ve dünyanın şaşkın bakışları arasında inanılmaz bir sonuç almıştır.
Birinci cümle doğrudan İsrail’e yöneliktir. Çünkü İsrail, fırsatçılık yapıp, otorite boşluğu var diye Golan’da tampon bölgeyi geçmiş, Şam’a yaklaşmış, Suriye’nin bir bölümünü işgal etmiştir. Bu arada ağır hava saldırıları ile Suriye’nin askeri altyapısını yok etmiştir.
İsrail’in Gazze ve Lübnan’dan sonra Suriye’de başlattığı yeni işgal öncelikle bir yayılmacılıktır, hırsızlıktır. Ama daha önemli bir gerçek var: O da korkudur!
TÜRKİYE İSRAİL İÇİN ARTIK “KORKU”DUR!
İsrail bu işgali Esad zamanında niye yapmadı da şimdi yaptı? Çünkü artık korkuyor. O zaman saldırı ihtimali görmemişti, şimdi görüyor."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.