Gündem

İbrahim Aras'ın ne bedeninde, ne de elinde patlayıcı çıkmadı

Adana Valiliği'nin el yapımı patlayıcı atarken hayatını kaybettiği iddia ettiği İbrahim Aras'ta patlayıcı madde kalıntısına rastlanmazken, MOBESE görüntülerinde elinde cisim görülmediği belirlendi

11 Temmuz 2014 23:13

Diyarbakır Lice’deki kalekol protestosunda iki kişinin vurularak yaşamını yitirmesinin protesto edildiği Adana'da, başına biber gazı kapsülü atılarak öldürülen 15 yaşındaki İbrahim Aras'ın vücudunda patlayıca madde kalıntısına rastlanmadı.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Lice olaylarını protesto gösterilerinde hayatını kaybeden 15 yaşındaki İbrahim Aras’ın ilişkin soruşturmada Emniyet’in hazırladığı fezlekede, “Olayın oluş şekli, olayın ne ile gerçekleştiği ve olayı gerçekleştiren şahıs ya da şahısları tespiti mümkün olmamış” ifadesine kullanan Adana Emniyeti, bu ifadeye rağmen savcılığı, “buldukları” bir gizli tanığı dinlemeyi önerdi.

“Gizli Tanık” arayışına çıkan Emniyet, Aras’ın geçmişte katıldığı eylemlerde çekilmiş resimlerini de, ölümle ilgisi olmadığı halde dosyaya soktu. Aras Ailesi’nin avukatı Vedat Özkan, “Polisin aklanması için gösterilen çaba, faillerin bulunması için gösterilseydi muhtemelen şu ana kadar olay aydınlanmış olurdu” dedi.

 

109 polis, binden fazla fişek fırlatmış

 

Emniyetin savcılığa gönderdiği yazıda o gün bölgede 109 polisin görevli olduğu, 24’ünün gaz, 14’ünün savunma tüfeği kullanıcısı, sekizinin TOMA sürücüsü ve üçünün de Landrover sürücüsü olduğu ifade edildi. Gösteride; değişik markalarda 260 gaz fişeği, 285 ses ve ışık fişeği, 632 adet savunma tüfeği mühimmatı ve beş el gaz bombası atıldı. Gösteriler sırasında polisle silah ve molotofkokteyli ile karşılık verildiği ileri sürüldü. 

 

TOMA'dan kaçarken vurulmuş

 

İfadesi alınan tanıklardan Hikmet Azboy adlı çocuk mahalleden arkadaşı olan Aras’ın iki arkadaşıyla gelip “Hürriyet Mahallesinde eylem var, biz oraya gidiyoruz, sen de gel” dediğini, birlikte gittiklerini, diğer iki kişinin ayrıldığını belirtti, TOMA’nın müdahalesi üzerine Aras’la ara sokaklara kaçtıklarını, yolun ikiye ayrıldığını, Aras’ın daha sonra ölü bulunduğu sokağa koştuğunu, sokak üzerindeyken patlama sesi geldiğini söyledi.

Tanık Ali Alyakut da, yoğun gazdan dolayı balkon kapısını kapatıp evine geçtiğini, bu esnada dışarıdan kapı ve pencereleri sallayacak şekilde şiddetli patlama sesinin geldiğini, sokaktan çocuğun yaralandığı şeklinde bağrışmalar duyduğunu söyledi.

 

Gizli tanık bulundu

 

Asayiş Şube Müdürlüğü Levent Birsel, savcılığa gönderdiği fezlekesinde, “Olayın oluş şekli, olayın ne ile gerçekleştiği ve olayı gerçekleştiren şahıs ya da şahısların tespiti mümkün olmamıştır” dedi. Buna rağmen Birsel, ellerinde bir gizli tanığın bulunduğunu belirterek savcılığa getirebileceklerini söyledi.

Fezlekede, “Olay esnasında sokak üzerinde bulunan, olayı kimin ne ile ve nasıl gerçekleştirdiğini gördüğünü, dosya kapsamında kimliğinin gizli tutulması kaydı ile tanık olarak ifade verebileceğini şifai olarak beyan eden ve kimliği saklı tutulan şahıs cumhuriyet başsavcılığınca dinlenmesinin uygun görülmesi halinde, başsavcılığımızda hazır edilecektir” dedi.

 

'Polisin aklanması için gösterilen çaba'

 

Avukat Vedat Özkan tarafından savcılığa sunulan dilekçede, soruşturmanın polisi aklama düşüncesiyle yapıldığını belirtilerek, “Polisin aklanması için gösterilen çaba, faillerin bulunması için gösterilseydi muhtemelen şu ana kadar olay aydınlanmış olurdu” dedi. Aras’ın ölümüyle ilgisi olmayan eylem resimlerinin dosyaya konduğunu anlatan Özkan, soruşturmanın Adana TEM’den alınıp Ankara Emniyeti’ne devredilmesini istedi.