Bir dönem Gülen cemaatinin sözcüsü olarak anılan Star yazarı Hüseyi Gülerce, "Nasıl bu kadar gizlendiler?" sorusuna tanık olduğu bazı olayları anlatarak cevap verdi. "Kadrolaşmada iktidardaki insanları en yakınları ile ikna ettiler" diyen Gülerce, "Diyelim bir partinin iktidarı döneminde, bilhassa da AK Parti iktidarında emniyet, yargı ve bakanlık bürokrasisine bunlar, başbakana, beş-on milletvekili ile en güvenilen insanların referansı ile takdim edildi. Siz olsanız ne yapardınız? En güvendiğiniz insanlar takdim ediyor FETÖ militanlarını..." ifadelerini kullandı. "Bir başka sebep, layık olmadıkları halde FETÖ militanları en etkili makamlara getirildi ve kendilerine akıl almaz maddi menfaatler sağlandı" diyen Gülerce, "Devlet kurumlarında onların önü açıldı, en kritik mevkilere onlar getirildi. Gizliliğin, konumlarını korumak adına nasıl değerli olduğunu gördüler" görüşünü dile getirdi.
Gülerce'nin Star'da "FETÖ kendisini nasıl gizledi?" başlığıyla yayımlanan (4 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
FETÖ ile ilgili yaşanan en büyük şaşkınlık, terör örgütü üyelerinin 25-30 yıl boyunca kendilerini nasıl gizledikleridir. TSK’da, MİT’te, Emniyet’te ve yargının her kademesinde, 3-5 değil binlerce insanın, kendisini uzun süre gizlemesinin, tarihte bir örneği yok.
Bu durumu nasıl izah edebiliriz?
Kabul edilmeli ki, böylesine bir organizasyon, böylesine derinlemesine yaygın otonom yapı, devlet içerisinde bir emekli vaizin tek başına yapabileceği bir iş değil. FETÖ, çok açık ki 40 yıl hazırlıkları yapılmış Türkiye’yi işgal planı... İşte önceki gün en yetkili ağızdan, Sayın Cumhurbaşkanının söyledikleri: “Bu olay, sadece içeride tezgâhlanan bir olay değildir. Bu olay, içeride aktörleri olan ama senaryosu dışarıda yazılan bir darbe hareketidir.”
F. Gülen’e; ABD’de oturma izni verilmesinde CIA’nın doğrudan desteği, Pensilvanya’da ikameti, korunması, talimatlar vermek üzere kendisiyle yılda üç defa toplantı yapmak üzere 100 “imam”ın Türkiye’den ABD’ye gelmesine göz yumulması, darbenin senaryosunun dışarıda yazıldığını anlatmaya yeter. Yine de böylesine bir yabancı desteği, gizliliğin boyutlarını tek başına açıklayamaz.
İkinci derecede önemli sebep, Sayın Erdoğan’ın söylediğidir: “Hepimiz iyi niyetimizin kurbanı olduk...” FETÖ gizliliği, sadece AK Parti döneminde başlamadı. 40 yıllık hazırlık göz önüne alınırsa; Demirel, Özal, Türkeş, Çiller, Mesut Yılmaz ve Ecevit dönemlerinde de bu gizlilik vardı. Milletimiz ve yöneticiler; bilhassa eğitim, hoşgörü, diyalog, uzlaşma temaları üzerine oturmuş bu harekete hep iyi niyetle baktı. Çocuklarımız hepimizin zaafıydı. “Ne güzel, anne babalara saygılı, edepli, terbiyeli, dürüst ve çok başarılı nesiller yetiştiriyorlar” dedik. Hepimizin gözü bağlandı. Ben baştan beri diyorum, temelde bu küresel bir hipnoz hareketi. Abant Toplantıları, bir cazibe merkezi oldu. Hele dünya çocukları ile yapılan Türkçe Olimpiyatları bizi adeta efsunladı.
İllegal yapı, bütün gizliliği ile devlet kurumlarını işgal ederken, legal sahada müthiş bir göz boyamacılığı yaptı.
Nasıl bu kadar gizlendiler? Bir sebep de kadrolaşmada iktidardaki insanları en yakınları ile ikna ettiler. Diyelim bir partinin iktidarı döneminde, bilhassa da AK Parti iktidarında emniyet, yargı ve bakanlık bürokrasisine bunlar, başbakana, beş-on milletvekili ile en güvenilen insanların referansı ile takdim edildi. Siz olsanız ne yapardınız? En güvendiğiniz insanlar takdim ediyor FETÖ militanlarını...
Bir başka sebep, layık olmadıkları halde FETÖ militanları en etkili makamlara getirildi ve kendilerine akıl almaz maddi menfaatler sağlandı. Devlet kurumlarında onların önü açıldı, en kritik mevkilere onlar getirildi. Gizliliğin, konumlarını korumak adına nasıl değerli olduğunu gördüler.
Nasıl bu kadar kendilerini sakladılar? En birinci sebep, milletin evlatlarını, daha ortaokul lise sıralarında, Fetullah Gülen’in Mehdi olduğuna, bütün kararlarını Peygamberimizle istişare ederek aldığına inandırdılar. Hepsinin beynine bir hipnoz çipi takıldı. O yaşlarda bu çocuklar Gülen’e -hâşâ- Allah’a itaat eder gibi itaat ettirildiler. “Hocaefendi’ye itiraz ederseniz, şefkat tokadı yer, ahiretinizi de kaybedersiniz” dediler. “Abi”lere zimmetlenerek generalliğe, HSYK üyeliğine kadar hiç kendileri olmadılar/olamadılar. Pensilvanya’dan gelen her talimatı ölümüne yerine getirecek kadar canavarlaştılar. Cumhurbaşkanımızı ailesi ile birlikte öldürmeye kalktılar. Meclis’i bombaladılar, tankla masum halkın üzerine ateş ettiler, F-16’lar ile insanların üzerine bomba attılar.
Şimdi ders çıkarma zamanı...