Gündem

Hürriyet Yönetmeni Ergin: Hükümet tedbir almayıp Cumhurbaşkanı kınamayınca ikinci saldırıya uğradık!

'Yarın kapıdan içeri girerken kendimi emniyet içinde hissedebilecek miyim bilmiyorum'

09 Eylül 2015 00:21

Pazar günü uğradığı saldırının ardından ikinci kez saldırganların hedefi olan Hürriyet Gazetesi Genel Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bize yapılan saldırıyı kınamış olsaydı, saldırganlar bu cüreti bulamazdı" dedi.

"Maalesef geride bıraktığımız 48 saat içinde iktidardaki AKP şiddetle arasına mesafe koymak konusunda, saldırıyı kınamak konusunda hiçbir adım atmamıştır" diyen Ergin, polisin yetersiz olduğunu belirterek, "İlk kez hayatımda can güvenliğimin olmadığını hissettim. Ben şu anda demokrasi içinde gazetecilik yaptığıma inanmıyorum. Demokraside korku yoktur. Demokrasinin görevi korkmadan işimi yapmamı sağlamaktır. Sadece benim değil, herkesin" ifadelerini kullandı.

CNN Türk canlı yayınına katılan Sedat Ergin, şunları söyledi:

"Gazetenin kafeteryasında sohbet ediyorduk, hareketlilik olduğunu sezdik, yeniden kapının önünde birikme var slogan atıyorlar dendi. Hemen kapıya gittik, gazetenin ana girişi var, o ilk gelenleri karşıladığımız yer, bariyerlerin önüne çekiciler gelmişti, birinin Rize’den geldiğini hatırlıyorum, tekbir getiriyorlar, Türk bayrakları var, sürekli kornaya basılıyor. “Allahu ekber sesleri”, “Türkiye bölünmez” sloganları. 30-40 kişi, 9-10 kadar polis var. Onları görünce yeterli olacaktır diye düşündük, önleyebileceklerini düşünerek yaklaştık. Giderek kalabalık artıyor gibiydi, çekiciler sürekli kornaya basıyorlardı. Birden bir hareketlilik olmaya başladı. Polis yetersizdi, bunu söylemek lazım. Ben içeri kaçtım, can derdine düştüm, o sebepten ne kadar zarar verildiğini bilmiyorum. Giriş katındaki kapıyı kırdılar. Yer cam parçalarıyla doluydu

Bize yapılan saldırı kınanmış olsaydı, saldırganlar bu cüretti bulamazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında saldırıyı kınamadı.

Güvenlikçiler bizi uyardılar, biz kaçtık. Önce ön kapıya geldik, polis bariyeri bir noktada yetersiz kaldı. Burası Hürriyet gazetesi genel merkezi, pazar günü saldırıya uğradı. Önlemler yetersizdi. Bariyeri aştılar, binaya doğru gelmeye başladılar. Yapabileceğiniz tek şey canınızı kurtarmak. İlk kez hayatımda can güvenliğimin olmadığını hissettim. Giriş katında nereye kaçacağımızı düşündük. Geldiklerini gördük ve içeri girdikleri esnada can güvenliğimizin ne olacağını düşündük. İnsanlar içeride çaresizlik içerisindeydi. Temizlik yapan kadınlar, gazete emekçileri panik içerisindeydi. Kapıya gelip zorlamaya başladılar. 

Olayın başlamasıyla polisin gelmesi arasında 20-25 dakikalık bir süre var. Ciddi bir gecikme, ihmal söz konusudur. Ben CNN Türk’te sabaha karşı 2 buçukta olayı anlattım. Çok daha soğukkanlıydım. Bir konuda çok emindim: Bir daha böyle bir şey bir daha olmayacaktır. Görevliler, ilgili bütün makamlar önlemleri alacaktır ve saldırganlar cüret edemeyeceklerdir. Siyasi partilerin terörle aralarına mesafe koymaları gerekir dedim. Maalesef geride bıraktığımız 48 saat içinde iktidardaki AKP şiddetle arasına mesafe koymak konusunda, saldırıyı kınamak konusunda hiçbir adım atmamıştır. Bir tek içişleri bakanı açıklama yaptı ama gereken önlemleri almadı. Beşir Atalay, Deniz Zeyrek’e bir açıklama yaptı ama bu tüm kamuoyuna yapılmış bir açıklama değil. İkisi dışında Ankara cenahında derin bir sessizlik vardı.

Maalesef iki gündür bu konuda kınama tavrı almıyor, şiddete karşı bir tavır almıyor. Ben bugün bir gazeteci olarak, ilk kez bu iktidar bana böyle bir tecrübe, korku yarattı. O insanlar kapıdan içeri girseydi bn şimdi ne olacaktım, o insanlar ne olacaktı bilmiyorum. Ben şu anda demokrasi içinde gazetecilik yaptığıma inanmıyorum. Demokraside korku yoktur. Demokrasinin görevi korkmadan işimi yapmamı sağlamaktır. Sadece benim değil, herkesin. Hürriyet bugün 48 saat aradan sonra vandalizmin ve açık bir saldırının mağduru olmuştur. Herkesin vicdanına seslenmek istiyorum, benim mi ihmalim var? Biz gazeteciler olarak can güvenliğimizi koruyabilmek için kendimiz mi önlem alalım. Devletin bu güvenceyi sağlaması gerekiyor. 

Toplum olarak büyük bir yas tutuyoruz. Birçok asker ve polisimiz şehit oldu. Benim bugün uğradığım saldırı son tahlilde önemsiz bir şey, böyle bir konunun bizim gündemimizi işgal etmesini bile zul adlediyorum. Ancak ortada somut bir gerçek var. 

Yarın Hürriyet gazetesinden kapıdan içeri girerken kendimi emniyet içinde hissedebilecek miyim bilmiyorum.