Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış, Türkiye’nin IŞİD ile 98 kilometrelik sınırında bulunan “Menbic Boşluğu”nun IŞİD’in çıkarılmasının ardından hangi güç tarafından doldurulacağı konusunu ele aldı. Tanış, bölgenin ya Türkiya’nin havadan operasyonu ve desteği ile bölgedeki muhaliflere ya da Kürt güçlerine geçeceğini belirtti. Konunun Antalya’da gerçekleşen G20 zirvesinde de ele alındığını ifade eden Tanış, Türkiye’nin bölgeye daha önce gerçekleştirmediği büyüklükte operasyonlar gerçekleştirmesine rağmen ABD’nin 14 Kasım’da bölgedeki Kürt güçlerinin domine ettiği Suriye Arap Koalisyonu’na silah yardımında bulunduğunu öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “YPG, Fırat’ın batısına geçerse vururuz” açıklamasını hatırlatan Tanış, “Paris olmuş, Rusların uçağını düşürmüşler, Beyrut’ta Şii mahallesini vurup İran’ın canını yakmışlar. Kürtler saldırınca Türkiye IŞİD’i değil Kürtleri vuracak öyle mi! Bunu dünyaya anlatması mümkün değil” görüşünü savundu.
Tolga Tanış’ın Hürriyet gazetesinde “Menbic Boşluğu'nu Türkler mi dolduracak Kürtler mi” başlığıyla yayımlanan (22 Kasım 2015) yazısı şöyle:
Geriye sadece 98 km kaldı. IŞİD'in yabancı savaşçı geçirdiği...
Petrol, buğday kaçakçılığı yaptığı... Türkiye’nin Suriye sınırının Kilis Öncüpınar’dan Gaziantep Karkamış’a kadar olan, IŞİD kontrolündeki son bölümü.
Şimdi Washington ve Ankara arasında işte bu kısım için büyük bir pazarlık dönüyor. İki taraf arasında sinirler yay gibi gergin. Paris saldırısından sonra geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Obama arasında Antalya’da yapılan toplantıda da gündeme geldi konu. Durum ne, onu aktarmaya gayret edeceğim.
*
Bölgede IŞİD’in elinde kalan iki sınır kapısı var. Biri hattın en doğusundaki Karkamış’ta. Diğeri de aşağı yukarı tam ortasına denk gelen, Kilis Elbeyli’nin güneyindeki Çobanbey’de. Karkamış’ın Suriye tarafında Cerablus var, Çobanbey’in karşısında ise Al-Rai.
Geçen ağustos Türkiye’deyken sınırı gezerken kendim de gördüm. Bu kapılar, bölgenin IŞİD kontrolüne geçtiği 2014 Ocak’ından beri kapalı. Ancak Obama’nın IŞİD’le mücadeleden sorumlu özel temsilcisi Brett McGurk, cuma günü Washington’da gazetecilere bir brifing verdi. Ve açık açık “Cerablus ile Al Rai, IŞİD’in yabancı savaşçı geçirmeye devam ettikleri bölgeler” diyerek bu kapıların olduğu alanın IŞİD tarafından halen kullanıldığını söyledi. Nitekim kapılar kapalı olsa da, bölgede tel örgülerin kesildiğini, geçişlerin kolayca gerçekleşebileceğini görmek mümkün.
*
Ağustos Türkiye’nin desteklediği Suriyeli muhalif gruplardan Ahrar Eş Şam’ın bu bölgeye giremediğini, her seferinde IŞİD tarafından püskürtüldüğünü yazmıştım. Sebebini McGurk açıkladı. Amerikalılar buraya “Menbic Boşluğu” diyorlar. Adını, hattın doğuya yakın kısmında kalan Menbic kasabasından alıyor. Ancak IŞİD’in yürüttüğü kaçakçılığın merkezi Menbic’den öte bu hat içinde IŞİD için asıl önemli başka bir kasaba daha var. O da Dabiq. Çıkardıkları dergiye de adını veren ve kendileri için bir tür ideolojik başkent saydıkları yer. Niye mi? Çünkü McGurk, “Çarpık dünya görüşlerine göre IŞİD, Armageddon Savaşı’nın buradan başlayacağına inanıyor” diyor. Bazı Hıristiyanlara göre İsa’nın dünyaya dönüp Hıristiyan olmayanlara karşı başlatacağına inanılan savaş. İşte bu yüzden, IŞİD bölgeyi elinden kaybetmemek için buraya büyük yığınak yapıyor.
*
Amerikalıların Türklerle yürüttükleri görüşmeler de burada düğümleniyor. Ankara’nın buranın güvenli bölge ilan edilmesini istediğini, Washington’ın ise uçuşa yasak bölge kararı ve kara gücü gerektiğinden buna yanaşmadığını biliyorsunuz. Onun yerine Obama Yönetimi, Türkiye’nin buraya dönük hava operasyonlarını artırıp karada birlikte çalıştığı muhalif gruplarla bölgeyi IŞİD’den arındırmasını bekliyor. Nitekim Amerikan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Paul Selva, bu kapsamda bu hafta Ankara’da.
Peki ya olmazsa? İşte bu durumda başka seçeneklerin gündeme gelmesi bekleniyor. Ki onlar da, sınırın Türkiye tarafında güvenliğin sağlanması için NATO ya da koalisyon kapsamında bölgeye konuşlandırılması önerilecek bir kuvvet. Ya da Fırat’ın doğusunda, askeri açıdan böyle bir harekâta hazır biçimde bekleyen ama politik koşulların olgunlaşması için sabreden Kürtler.
*
Ne kadarlık bir süre öngörüldüğü belli değil. Ancak Türkiye’nin işe hemen giriştiği, bir haftadır bölgede IŞİD’i epey hırpaladığı CENTCOM raporlarında sabit. Zira en son gelen 20 Kasım raporunda sadece 98 km’lik hattın olduğu Mare’de bir günde 13 ayrı hava saldırısı düzenlendiği belirtildi ki, benim şimdiye kadar gördüğüm, tek bir bölgeye odaklanan en kapsamlı harekâtlardan biri bu.
Paris’ten sonra bu konudaki pazarlık gücünün arttığını bilen Washington ise bastırmaya devam ediyor. Türkiye’nin itirazına rağmen 14 Kasım’da bölgedeki Kürt güçlerinin domine ettiği Suriye Arap Koalisyonu’na ikinci mühimmat yardımını yapmaları da bundan. Tabii, 11 Ekim’deki 50 tonluk ilk sevkiyattan farklı olarak, Pentagon bu sefer bunu açıkça teyit etmek istemiyor. Fakat ben YPG’ye yakın kaynaklardan bu kez sevkiyatın Erbil’den gelen kamyonlarla 200 ton olarak gerçekleştiğini ve kargoda ağır silahların da olduğunu öğrendim.
*
Sıkıştırıyor, çünkü Türkiye’nin izlediği Suriye politikasının bölgedeki yeni dengelerden sonra sürdürülebilir olmadığını artık Washington da biliyor.
Çünkü diyelim ki oldu. Amerikalılar da tutamadılar. Kürtler Fırat’ı geçtiler ve IŞİD’e karşı ilerlemeye başladılar. Türkiye diyor ya, “Geçerlerse bombalarız” diye. Paris olmuş, Rusların uçağını düşürmüşler, Beyrut’ta Şii mahallesini vurup İran’ın canını yakmışlar. Kürtler saldırınca Türkiye IŞİD’i değil Kürtleri vuracak öyle mi! Bunu dünyaya anlatması mümkün değil.
O yüzden de eli güçlenmiş Washington şimdi soruyor: Menbic Boşluğu’nu kim dolduracak? Türkler mi, Kürtler mi?