Türkiye’de hükümetin 3 yıldır üzerinde çalıştığı ve PKK ile müzakere ederek terörün sonlandırılmasını hedefleyen ‘Çözüm süreci’nde tarihi bir adım atıldı. PKK lideri Abdullah Öcalan, PKK üyelerine silahlı mücadeleyi bırakma çağrısı yaptı. Öcalan’ın bu çağrısının hükümetle Öcalan arasındaki iletişimi sağlayan HDP heyetinin, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la yaptığı ortak toplantıda kamuoyuna açıklaması dikkat çekti.
Karşılıklı restleşmeler ve suçlamalarla kamuoyunda artık yılan hikayesine döndüğü algısı yaratan çözüm sürecinde taraflar kritik bir buluşma gerçekleştirdi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın hükümeti; Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken’in de İmralı’da tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ve Kürt halkını temsil ettiği İstanbul Dolmabahçe’deki buluşmaya hükümet kanadından İçişleri Bakanı Efkan Ala da katıldı. Görüşme sonrası yapılan ortak basın açıklaması tarihe bir ‘ilk’ olarak geçti ve terörle mücadelede hükümet ile HDP, ilk kez bir ortak basın açıklaması yapmış oldu. İlk konuşan Sırrı Süreyya Önder, “Son 30 yılda 40 binden fazla insanımızın yaşamına mal olan Kürt meselesinin çözümü için yürütülen çözüm süreci çalışmalarında tarihi bir karar sürecinin eşiğinde bulunmaktayız” dedi.
“Tarihi niyet beyanı”
Sırrı Süreyya Önder, Kürt sorununun devletin dönüşümüyle ilişkili olduğuna dikkat çekerken, “Bugüne kadarki egemen devlet zihniyeti, bu meseleyi salt iktidarlaşma aracı olarak düşünülmüş ve kör şiddetin kurbanı haline getirilmekten çekinmemiştir” dedi. Önder, bu yüzden çözüm sürecinin cumhuriyet tarihi boyunca varlıkları yadsınan ve dışlanan tüm unsurların özgür ve eşitçe tanınması ve yeni norm sisteminde kendileri olarak yer almalarıyla gelişmesi durumunda olduğunu kaydetti. Çözüm sürecine dinamik bir yaklaşım gerektiğini söyleyen Önder, Öcalan’ın “PKK’ya silah bırakma” çağrısını da şöyle dile getirdi:
“Bu 30 yıllık çatışma sürecini kalıcı barışa götürürken demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedefimizdir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde, stratejik tarihi kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır.”
10 maddelik beklenti listesi
Önder; “Hem gerçek bir demokrasinin hem de büyük barışımızın omurgasını teşkil edecek olan olgusal başlıklarımız şunlardır” dedikten sonra da, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 10 maddelik 'taslak metinini' okudu.
“Demokratik gelişim hızlanacak”
“Çözüm sürecinde önemli bir aşamaya geldik” diyen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da, Öcalan’ın silahların bırakılmasına dönük çağrısını önemli gördüklerini söyledi ve yeni anayasanın birçok sorunun çözümünde fırsat olacağı vurgusunu yaptı. Akdoğan, “Silahların devre dışı kalması demokratik gelişime hız katacaktır. Özgüven içinde tartışmaktan geri durmamamız gerekiyor. Çözüm sürecinin akşamdan sabaha bitmeyeceğini biliyoruz. Demokrasilerde halkın desteğini alan düşünceler, görüşler ve politikalar değer kazanır. Biz de süreci sonuca ulaştırmakta kararlıyız” dedi.
Büyük yankı buldu
Öcalan’ın çağrısı kamuoyunda ve siyasette büyük yankı buldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin bütün vatandaşları kucakladığını belirtirken, “Süreç yeni bir aşamaya gelmiştir. Şiddetin ve silahın dili bitmiş, demokratik siyasetin yolu açılmıştır. Hiçbir annenin yüreğine evlat acısı düşmeyecek. Doğuda, batıda tüm gençler birlikte hareket edecek. Hepimizin kardeşliği için yeni bir ışık doğmuştur. Ortak aidiyet bilinci, bizi bir arada tutacaktır” diye konuştu.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Tarafların karşılıklı somut adımlara doğru ilerlemesi gerekiyor. PKK’nın da artık hazırlıklarını yapması gerekir. Önemli bir sürecin daha barışa evrilmesi konusunda herkes üzerine düşeni yerine getirir diye umuyorum. Barış, AKP’nin lütfu değildir” dedi ve hükümetin güvenlik yasa tasarısını gözden geçirmesin istedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, çağrı için “AKP’nin cumhuriyeti, vatanı, milleti PKK’ya peşkeş çekme anlaşması” dedi, Öcalan’ın çağrı mektubunu ‘vatana ihanet belgesi’ olarak gördüklerini söyledi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, 10 maddelik beklenti listesinin tamamının kabul edilmesi diye bir şey olmadığını kaydetti. Altay, “Ne olacaksa TBMM çatısı altında ve iradesinde olmalıdır. Çözümün adresi TBMM’dir. Türkiye’de 30 yıldır akan kan durmalıdır” mesajı verdi.
“Hükümet adım attı”
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen, Öcalan’ın çağrısını Deutsche Welle’ye değerlendirirken, “Hükümet ileri bir adım attı ki, Öcalan’dan silah bırakma çağrısı geldi. Burada mesele; 10 maddelik paketin müzakere masasında sonuca bağlanıp bağlanmayacağıdır. Sürecin ilerlemesi açısından faydalı bir gelişme yaşanmıştır” diye konuştu. Ülgen, olumlu bir aşamada olunduğunun ancak sürecin izlenmesi gerektiğinin altını çizerken, “Bu gelişme, barışın garanti altına alındığı gibi algılanmamalıdır. Türkiye’de 10 maddelik paket için neler yapılıp, yapılmayacağını zaman gösterecektir” mesajı verdi.
Ankara'da siyaset kulislerini iyi izleyen gazetecilerden olan Sedat Bozkurt da, DW’ye Öcalan’ın çağrısını değerlendirirken “AKP, politik bir hamle yapmıştır. Seçim öncesi politik kazanç elde etmiştir. Hem HDP’ye gidecek solcu-sosyalist seçmenin önünü kesmiş hem de AKP’den umudunu kesen Kürtlerin de HDP’ye oy vermesi engellemiştir” dedi. Bozkurt, çözüm sürecini iyi götürdüğü düşünülen AKP’nin başarısının süreci şeffaf yürütmesine bağlı olduğunu öne sürerken, “Ancak bu yapılmıyor. 10 maddelik liste, herkesin farklı anlayacağı şekilde hazırlanmış. Bu listeden sonuç çıkması zor görünüyor” yorumunda bulundu.