T24 - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de demokratik açılımın konuşulduğu genel görüşmede hükümete ağır eleştiriler yöneltti. ''Bugün yüce Meclis'in önüne PKK açılımıyla çıkan AKP hükümeti, 7 yıllık iktidarı dönemindeki acz ve zafiyetlerden sonra terör örgütüne teslim olma noktasına gelmiştir. Terörle mücadele bırakılmış, terörle müzakere ve mütareke süreci başlatılmıştır'' dedi.
Atalay: Ayrımcılıkla mücadele komisyonu kurulacak
Baykal: Hükümet Öcalan'la anlaşıp hâkim ve savcı gönderdi
Bahçeli, ''demokratik açılım'' konusunda, TBMM Genel Kurulunda yapılan genel görüşmede, partisinin görüşlerini açıkladı.
Sözlerinin başında, "terörle mücadelede vatan ve bayrak uğruna toprağa düşen şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andığını" vurgulayan Bahçeli, gazilere de şükranlarını sundu.
Türk: Silahlar üç ay içinde Türkiye'nin gündeminden kalkabilir
Dinleyici locasında 'açılım'a protesto
'89 yıllık Meclis'in en talihsiz günü'
''Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 89 yıllık kutlu tarihinin en talihsiz günlerinden birisini yaşamaktadır'' diyen Bahçeli, "Türk milletinin kurtuluşu, bağımsızlığı, hürriyeti ve birliğinin en büyük temsilcisi olan, en muhteşem mekânı olan bu çatı altında konuşulan konulardan üzüntü duymamanın mümkün olmadığını" söyledi.
''Türkiye'yi 7 yıldır derin uçurumlara sürükleyen, yönetim iradesini başka başkentlerin yörüngesine oturtanların, milleti bölme hayallerinin burada tartışılmak durumunda kalınmasının son derece kaygı verici olduğunu'' savunan Bahçeli, şunları söyledi:
'Hükümet eliyle bölünme arayışı bir ilk'
''Hükümet eliyle Türkiye için bölünme modelleri arayışına girilmesine, siyasi tarihimizde ilk defa şahit olunmaktadır. Dün, Meclis'in ilk Başkanı olan Mustafa Kemal'in Anadolu'ya çöreklenmiş işgalcileri atmak için verdiği mücadeleye bakınız. Bugün, aynı çatı altında bulunanların getirdikleri tekliflere bakınız. Dün, bir milletin bağımsızlık savaşını tıpkı bir savaş karargahı gibi doğrudan yönetmiş muhterem kahramanların vatanı kurtarmak için verdikleri mücadeleye bakınız. Bugün, bu mücadeleyi sorgulatmaya çalışanların çırpınışlarına bakınız. Dün, Malazgirt'ten buyana bu toprakları vatan yapmak için can vermiş milyonlarca aziz şehidin ve gazinin mücadelesine bakınız. Bugün, şehidini sorgulatan bir anlayışın düştüğü çaresizliğe bakınız. Dün, dağınık, moralsiz, umutsuz, yoksul bir milleti bir araya getirmek için elele vermiş; yılgın, küskün, moralsiz kitlelerden büyük bir millet meydana getirmiş kahramanlara bakınız. Bugün, aynı muhteşem milleti otuzaltıya bölmeye çalışanların heveslerine bakınız.''
'İşte buradayız, neyi tartışacağız; topraklarımızı nasıl böleceğimizi mi'
''Bugün burada neyi tartışacağız?'' diyen Bahçeli, şu soruları yönetti:
''Nasıl bölüneceğimizi mi? Nasıl ayrılacağımızı mı? Kardeşlerimizi nasıl terk edeceğimizi mi? Bugün burada hangi konuda uzlaşacağız? Devletimizi nasıl parçalayacağımızı mı? Topraklarımızı nasıl taksim edeceğimizi mi? İllerimizi kimlere vereceğimizi mi? Bugün burada hangi karara varacağız? Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğimizi mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağımızı mı? Asker, polis ve korucularımızın hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağımızı mı? Aylardan beri görüşmek, buluşmak, konuşmak, temas kurmak istiyordunuz. İşte buradayız. Milletimizin gözü önünde ve onun şahitliğinde bilmek ve duymak istiyoruz: Maksadınız bunlardan hangisidir? Bize ne anlatmak istiyorsunuz? Bizden istediğiniz nedir? Bunların hangisini tartışıp, hangisinde uzlaşacağız? Bunların hangisini kabul edip, hangisine destek vereceğiz? Bunların hangisine onay verip, hangisini savunacağız? Ve Allah esirgesin, bunlara izin verirsek, göz yumarsak, görmezden gelirsek, muhterem ecdadımıza, ne diyeceğiz? Ne anlatacağız? Ne söyleyeceğiz? Şayet varsa, bir yolunuz ve bahaneniz siz söyleyiniz. Gafletteydik, uyuyorduk, güçsüzdük mü diyeceksiniz? Görmedik, bilmedik, düşünmedik mi diyeceksiniz? Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyeceksiniz? Bu mekânda ayakta alkışladığınız küresel güçler, öyle istiyordu, pazarlıklar böyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyeceksiniz? Ne yapalım, strateji kuruluşları böyle tavsiye ettiler. Birbirinden değerli zevat da böyle buyurdular. Çaresiz kaldık, boynumuzu eğdik mi diyeceksiniz? Devlet kurumları görülmemiş uyum içindeydi, Birileri de önümüzde fırsat var, kaçırmayalım demişti, Biz de razı olduk mu diyeceksiniz? Bunun hesabını iki cihanda nasıl vereceksiniz?''
'Türk milleti bunu kabul etmez'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türk milletinin hükümetin projesini asla kabul etmeyeceğini, mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun, hiçbir kardeşinin buna razı olmayacağını" savundu.
''Türkiye bir ve bütün olur, bu oyuna gelmez. Kardeşliğine, birliğine ve varlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iter'' diyen Bahçeli, sonsuza kadar var olmanın inancıyla, yıkımın muhataplarına da hak ettiği dersi vereceğini söyledi.
'Niyet sahiplerini uyarıyorum, MHP hakkından gelir'
Bahçeli, ''Niyet sahiplerini uyarıyorum, MHP'nin Mecliste bulunan 69 kişilik birbirinden değerli arkadaşlarım ve milyonlarca Türkiye sevdalısı, al bayrağımıza kem gözle bakanların hakkından gelir. Bugün aldığınız oya bakıp, 'Türkiye'nin tamamıyız' deyip duruyorsunuz, dikkat edin; Hakkari'den, Edirne'ye, Artvin'den, Muğla'ya, Van'dan İzmir'e, Trabzon'dan Mersin'e kadar bu kutlu vatanda yaşayan bütün kardeşlerim hesaplarınızı boşa çıkartır ve gerçeklerle yüzleştirir'' diye konuştu.
"Türk milletinin bugün son derece endişeli, huzursuz ve tedirgin; karşılarındaki sorunun da çok ciddi bir beka sorunu olduğunu" ileri süren Bahçeli, açılımın amacı, anlamı ve sonuçlarının iyi ve doğru anlaşılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
AKP hükümetinin, terörün sıfır noktasına geldiği bir Türkiye devraldığını öne süren Bahçeli, ancak, aradan geçen 7 yılda terörün yeniden tırmandığını, etnik bölücülüğün hiçbir dönemde görülmemiş bir şekilde cüret ve mevzi kazandığını iddia etti.
'Terörle mücadele yerine terörle mütareke süreci başladı'
''Bugün Yüce Meclis'in önüne PKK açılımıyla çıkan AKP hükümeti, yedi yıllık iktidarı dönemindeki acz ve zafiyetlerden sonra terör örgütüne teslim olma noktasına gelmiştir'' diyen Bahçeli, şözlerini söyle sürdürdü:
''Terörle mücadele bırakılmış, terörle müzakere ve mütareke süreci başlatılmıştır. Terörün tasfiyesi yerine, milli kimliği ve milli devleti tasfiye etmek için yola çıkan hükümet, bölücülüğün önünü açmıştır. Terörün talepleri siyaset sahnesine taşınmış, etnik bölücülük meşruiyet zemini kazanmıştır. PKK açılımıyla yapılmak istenen, terörün silah ve şiddetle yapamadığının siyasi yollarla hayata geçirilmesidir. Yüce Meclis maalesef bugün PKK'ya teslimiyetin belgesi olan bu yıkım projesini görüşmektedir. Hükümetin PKK açılımının hareket noktası; terörden beslenen bölücülük sorunun etnik ve meşru kimlik ve hak talebi sorunu olarak tanımlamasıdır. Sorunun kaynağı ve esası; bireysel hak, temel hürriyetler ve demokratikleşme özlem ve talepleri değildir. Yapılmak istenilen, bireysel kültürel haklar değil, oluşturulmak istenen bir azınlığın kolektif olarak kullanacağı siyasi azınlık haklarıdır.''
'Buranın adı Türkiye, milletin adı Türk milleti'
Bahçeli, AKP'nin açılım sürecinin hareket noktası ve temelinin, bu nedenlerden dolayı yanlış ve sakat olduğunu belirtti.
"Türkleri Anadolu'dan atmak hayalinin, yüzyılları aşarak günümüze kadar ulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu" dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
''Aziz milletimiz, altı asırlık hükümranlığının sonucunda, ana yurda, baba toprağının sınırlarına, asli unsurun ocağına dönmüştür. Bu tarihten sonra, büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergâhı ve verilecek başka vatan köşesi de kalmamıştır. Anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekenlere tekrarlıyorum: Burasının adı Türkiye, milletinin adı ise Türk milletidir."
'Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel var'
Bahçeli, "ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan milletin bir ve bütün tutulacağını ya da Türk milletinin Anadolu'dan atılacağını ve tarihten silineceğini" ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:
''Bilmeyenleriniz varsa, ben buradan tekraren söyleyeyim; bunun adı tarihi Şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız; diğer yanda haçlı zihniyeti. Bugün adının değişmiş olması, maskelerin değişmiş olması, bu tarihi emelleri değiştirmemiştir. Bunu görmek lazımdır. Bunu bilmek lazımdır. Adına ne denirse denilsin, ister fırsat, ister çare, ister yol haritası, ister açılım, dayatılmak istenenler Şark Mesele'sinin bugünkü uzantısıdır."