Gündem

Hükümet programından: Cemevlerine hukuki statü, 'özerklik rötuşlu' Yerel Yönetim Şartı

Başbakan Davutoğlu: Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız

25 Kasım 2015 19:44

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı 64. hükümet programında cemevlerine hukuki statü tanıyacağı belirtildi. Hükümet programının "Demokratikleşme ve Yeni Anayasa" bölümünde "Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız" dendi.

Hükümet programında,  Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da 'özerklik rötuşu'yla yer aldı. Hükümet programında "Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’yla uyumlu olarak merkezi idare ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyeceğiz" ifadeleri yer aldı.

Hükümet programında "Ayrıca yerelleşmeyi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini sağlamak üzere etkin bir denetimi esas alan yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz" dendi.

64. hükümet programının ilgili kısmı şöyle:

Temel Hak ve Hürriyetler AK Parti hükûmetleri, iktidara geldiği günden beri, devletin topluma kimlik biçme, dikte etme hakkının olmadığını dile getirerek, bu vesayetçi zihniyetle mücadele etmiştir.

Hükûmet olarak, bireysel hak ve özgürlükler ile insan onurunu yüceltmeyi temel ahlaki referans olarak kabul etmekteyiz. Bu referansla, vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini garanti altına almayı ve bunların kullanımını kısıtlayan engelleri ortadan kaldırmayı temel bir vazife olarak görüyoruz.

Milletimizin temel değerlerine dayalı birlikteliğimizi ve vatandaşlık bağını benimsiyoruz. Devlet ile vatandaş ilişkilerinin adalet ölçüsünde ve demokratik bir temelde sağlanması gerektiğini düşünüyor ve tüm vatandaşlarımızı çoğulcu bir yaklaşımla kucaklıyoruz.

 

Eşit vatandaşlık vurgusu

 

Yeni dönemde de etnik kimliği, mezhebi ve inancı ne olursa olsun herkesi bağrına basan, onları eşit vatandaşlık ile evrensel ilke ve değerler temelinde demokratik bir ortak yaşam bilincine ulaştıran bir anlayışı, daha güçlü bir şekilde hayata geçireceğiz. Temel hak ve hürriyetler alanında geçmişte sağladığımız kazanımları kararlılıkla koruyacağız.

Yaptığımız düzenlemelerin zihniyet dönüşümü ve etkin bir uygulamayla birlikte hayatın bir parçası haline gelmesi ve düzenlemelerimizin kalitesinin yükseltilmesi temel önceliğimiz olacaktır. Etnik, dini ve mezhepsel aidiyetlerden önce, milletimizin temel değerlerinin yoğrulduğu tarihi yolculuktaki birlikteliğimizi ve eşit vatandaşlık anlayışını benimsiyoruz. Bu anlayışla, devletin bütün toplumsal kesimlerle hakkaniyet ölçüsünde, eşitlik temelinde demokratik bir ilişki geliş- tirmesini sağlayacak; toplumsal zenginliğimizin tüm unsurlarını çoğulcu bir yaklaşımla kucaklamaya devam edeceğiz. Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en ileri derecede yararlanacağı bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda, toplumdaki her bireyin yaşam tarzını güvence altına alan bir yaklaşımı benimsiyoruz.

 

Cemevlerine hukuki statü

 

Bu bağlamda; geleneksel irfan merkezleri ve Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli talepleri karşılanacaktır.

Cemevleri, eğitim sisteminde bilgilendirme, üniversitelerde araştırma ve uygulama merkezleri oluşturma gibi çeşitli konularda Alevi kanaat önderleri ile diyalog içinde demokratik uzlaşı temelinde gerekli adımları atacağız. Geleneksel irfan merkezleri ve cemevlerine hukuki statü tanıyacağız. 

Başta eğitim, istihdam ve iskân sorunları olmak üzere Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek, her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslim azınlıkları herhangi bir ayrımcılığa maruz bırakmayacak şekilde bütün hukuki ve fiili tedbirleri almaya devam edeceğiz. 

 

'Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi'

 

Çoğulcu, eşitlikçi ve katılımcı demokrasi hedefimiz, Türkiye’yi dünya demokrasileri liginde daha da üst sıralara taşıyacaktır. Temel hak ve özgürlükler alanında uluslararası normlar tüm politikalarımıza esas teşkil edecektir.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumunu etkinleştirecek ve uluslararası düzeyde üstlendikleri sorumlulukları güçlendireceğiz. Bu alanda uluslararası temel hak mekanizmaları ile mevzuat ve uygulama uyum düzeyini yükselteceğiz.

Yeni dönemde temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin iç hukuka dâhil edilmesine devam edilecek, özgürlükçü demokratik anlayışla bağdaşmayan şerhler kaldırılacaktır. Benzer şekilde mevzuatı- mızda anti-demokratik dönemlerden kalan düzenleme ve uygulamaların ayıklanması süreci tamamlanacaktır.

 

'Milli birlik ve kardeşlik projesi'

 

Ekonomik ve Sosyal Konsey ile ilgili yasal düzenlemeyi gerçekleştirerek, Konsey’i yönetişim ilkeleri çerçevesinde etkin bir biçimde çalıştıracağız. Sivil toplumun geliştirilmesi ve güçlendirilmesine dair çerçeve yasa çı- karacağız. Bu kapsamda; sivil toplum kurumlarının hukuki statülerinin, kurumsal yapılarının, faaliyetlerinin, kamu kurumları ile ilişkilerinin, mali kaynaklarının düzenlenmesini sağlayacağız. Ülkemizin demokratikleşmesinde ve refahının artmasında milli birlik ve kardeşlik süreci tarihi bir çabaya karşılık gelmektedir.

AK Parti olarak ilk günden itibaren, milli birlik ve kardeşlik perspektifi ile şekillendirdiğimiz siyasetle, vatandaşlarımızın devletimize aidiyetini zedeleyen, milletimizin farklılıklarını zenginlik yerine tehdit olarak gö- ren anlayışların terkedilmesi için büyük çaba gösterdik.

Yakın tarihimiz boyunca, hiçbir seçilmiş hükûmetin gösteremediği cesaret ve kararlılıkla sorunların üzerine gittik. Çözüm iradesini ortaya koyduğumuz Milli Birlik ve Kardeşlik sürecinde dönüm noktası, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakan olarak, 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı konuşma olmuştur. Bu konuşma ile tabular yıkılmış, etnik temelli sorunlara demokratik süreç içerisinde çözüm bulunacağı dile getirilmiştir. İlk kez bir hükûmet, bu sorunla açıkça yüzleşme cesaretini göstermiştir. AK Parti Hükûmetlerinin halkımız tarafından destek gören bu cesur adımları, çeşitli terör saldırıları ve provokatif eylemler ile sekteye uğ- ratılmaya çalışılmış; buna rağmen ülkemizin bu temel ve tarihi sorununun çözümü için kararlılık devam ettirilmiştir.

Hükûmetimiz, bir yandan terörle kararlı bir şekilde mücadele edecek, diğer yandan demokratikleşmeyi ve çözüm iradesini sürdürecektir. Demokratikleşme ile eş zamanlı olarak yatırım, üretim ve istihdam imkânlarının geliştirilmesi başta olmak üzere, terörden etkilenen yörelerimizin ekonomik ve sosyal rehabilitasyonuna dönük çalışmaları hızlandırarak devam ettireceğiz. Kalıcı huzuru tesis etmek amacıyla çıkardığımız “6551 Sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” ile silahın tamamen gündemden çıktığı bir noktaya ulaşmak için gereken tüm tedbirleri alacağız.

Süreci sabote etmeye, akamete uğratmaya çalışan terör örgütü; kamu düzenini bozmaya çalışarak silahlı çatışmaya geri dönmüştür. Özellikle doğu ve güneydoğuda yaşayan insanlarımıza yönelik her türlü baskı, şiddet ve illegaliteye başvuran örgüt, Türkiye’yi terk etmemiş, silah bırakmaya direnç göstermiştir. Terör örgütünün eylem ve sabotajları, süreci sürdürülebilir olmaktan çıkarmıştır. Halkın hakkını, hukukunu koruyabilmek için kamu düzenini tahkim ederek özgürlük-güvenlik dengesini kurmak mutlak gerekliliktir. Daha önce olduğu gibi, 64. Hükûmet olarak da hukuk içinde yürüttüğümüz terörle mücadelede vatandaşın mağduriyet yaşamamasını, aksine vatandaşların temel haklarını garanti altına alacak bir kamu düzeninin tesis edilmesini amaçlamaktayız.

Bu anlayışla reformlardan, hizmetlerden, yatırımlardan asla vazgeçmeyecek, geri adım atmayacağız. Süreçte farklı sebeplerle oluşan güvenlik risklerini gidermek, bölge insanını ceberrut ve zalim örgütün baskısından korumak devletimizin öncelikli görevidir. Akan kan duruncaya ve kamu düzeni tesis edilinceye kadar terörle mücadelemize; hukuk ve kardeşlik tam anlamıyla tesis edilinceye kadar da çözüm irademizi korumaya devam edeceğiz. Demokratikleşme konusunda atacağımız adımlarda muhatabımız tüm milletimiz olmaya devam edecektir. Önümüzdeki dönemde demokratikleşme çabalarımızı sürdürürken, tüm meşru toplumsal kesimleri muhatap alan bir anlayış içinde hareket edecek, hiçbir kesimin tek tipçi bir anlayışı vatandaşlarımıza dayatmasına izin vermeyeceğiz. 

 

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na rötuş

 

Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’yla uyumlu olarak merkezi idare ve yerel yönetimler arasındaki ilişkileri yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca yerelleşmeyi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini sağlamak üzere etkin bir denetimi esas alan yasal düzenlemeleri hayata geçireceğiz. 

Merkezi yönetim ve mahalli idarelerin sundukları hizmetler için ülke çapında asgari hizmet standartları belirleyerek, standartlara uygunluk denetimini merkezi idare eliyle yapacağız. Devlet personel rejimimizi etkinleştirecek, kamuda insan gücü planlaması yapacağız. Nispeten geri kalmış yörelerimizde yeterli ve nitelikli personel istihdamına yönelik tedbirler geliştireceğiz.

Kamu idarelerindeki iç denetim ve performans esaslı dış denetimi güç- lendireceğiz. Stratejik yönetim konusunda bakanlıklar arasında koordinasyonu güçlendireceğiz.