Gündem

HSYK'da hükümetin tasarımı tam tutmadı

10 Temmuz 2010 03:00
ANAYASA Mahkemesi’nin (AYM) TBMM’den geçen Anayasa değişikliği paketi üzerinde geçen çarşamba günü yaptığı iki ana düzeltmeden biri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) konu alıyordu.

Bugünkü yazımızda AYM’nin buradaki kısmi iptal kararının hükümetin HSYK için öngördüğü tasarım açısından ne anlama geldiğini, bu tasarımı hangi noktalarda sınırladığını analiz edeceğiz.

HÜKÜMET 12 EYLÜL SİSTEMİNİ SAHİPLENİYOR

Önce Anayasa değişikliği 12 Eylül tarihindeki referandumda kabul edildiği takdirde hukuken yürürlükten kalkacak olan mevcut HSYK düzenini hatırlayalım. HSYK’nın yapısı 1982 Anayasası’nın 159’uncu maddesinde düzenleniyor. Buna göre, kurul 7 üyeden oluşuyor. Kurulun başkanlığını Adalet Bakanı yapıyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı da HSYK’nın tabii üyesi.
Kurulun diğer 5 üyesi yüksek yargıdan geliyor. Yargıtay 3 asıl ve 3 yedek üye, Danıştay ise 2 asıl, 2 yedek üye gönderiyor HSYK’ya. Bu üyeler Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının salt çoğunlukla seçerek göstereceği üçer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor.
Hükümetin TBMM’den geçirdiği Anayasa paketinde HSYK’nın 7 üyeli yapısı ve seçim esasları olduğu gibi değiştiriliyor. Hükümetin teklifi referandumda kabul edildiği takdirde, yeni HSYK 22 asıl ve 12 yedek üyeden oluşacak. HSYK üç kuruldan oluşacak.
Kurulun başkanlığını yine Adalet Bakanı yapıyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı tabii üye olmaya yine devam ediyor. Bu haliyle, 12 Eylül askeri rejiminin getirmiş olduğu bu düzenlemeyi Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti de aynen sahiplenmiş bulunuyor.

HSYK’NIN YENİ KAYNAKLARI

Kurulun diğer 20 üyesi şu kaynaklardan geliyor:
- Toplam 4 üye doğrudan Çankaya Köşkü tarafından atanıyor. Cumhurbaşkanı, yükseköğretim kurumlarının hukuk dalında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından 4 asıl ve 4 yedek üye atıyor. TBMM’den geçen metinde, Cumhurbaşkanı, “üniversitelerin iktisat ve siyasal bilimler dallarından öğretim üyeleri” ile “üst kademe yöneticiler arasından” da üye gönderebiliyordu. Anayasa Mahkemesi, geçen çarşamba günü açıkladığı kararında bu iki kategoriye ilişkin hükümleri iptal etti.
- Yargıtay Genel Kurulu, 3 asıl ve 3 yedek üye,
- Danıştay Genel Kurulu, 2 asıl, 2 yedek üye,
- Türkiye Adalet Akademisi, 1 asıl, 1 yedek üye seçiyor.
- Birinci sınıf adli yargı hâkim ve savcıları arasından seçimle 7 asıl, 4 yedek üye,
- Birinci sınıf idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçimle 3 asıl, 2 yedek üye seçiliyor.

7 ADAY İÇİN 7 DEĞİL TEK ADAYI İŞARETLEMEK

Hükümetin TBMM’den geçen teklifindeki ilginç bir nokta, Yargıtay, Danıştay, Adalet Akademisi ile birinci sınıf adli ve idari yargı hâkim ve savcıları arasında yapılacak seçimlerin hepsinde her üyenin/hâkimin/yargıcın “ancak 1 aday için oy kullanacağı” yolunda bir hükme yer verilmiş olmasıydı.
AYM, geçen çarşamba günü bu ifadeyi iptal etti. Benzer bir düzenleme hükümet teklifinde, Anayasa Mahkemesi üyelikleri için Yargıtay ve Danıştay’da yapılacak seçimlere de getirilmişti. Mahkeme, bu ifadeyi de iptal etti.
Bu hüküm iptal edilince nasıl bir durum ortaya çıkıyor?
Hükümetin istediği gibi olsaydı, Yargıtay’da 3 HSYK üyeliği için yapılan seçimde her Yargıtay üyesi sadece tek bir kişi için oy kullanabilecekti. Toplam 20 aday varsa, bunlardan 3’ünü değil, yalnızca 1’ini işaretleyebilecekti.
Birinci sınıf adli yargıç ve savcılar kontenjanından seçilecek 7 üyenin durumunu ele alalım. Bu seçimde oy kullanma hakkına sahip olan 9 bin dolayında adli yargı hâkim ve savcısı mevcut. Seçime toplam 30 adayın katıldığını varsayalım. Seçime katılan her hâkim ya da savcı 7 aday değil yalnızca 1 adayı işaretleyebilecek, yani 6 kurul üyeliği için oy kullanmamış duruma düşecekti.
Hükümet, Anayasa değişikliği teklifinin gerekçesinde “çoğunlukçu” değil “çoğulcu” bir anlayışı hâkim kılmak için bu düzenlemeyi getirdiğini savunmuştu.
Bu düzenleme geçerli olsaydı seçim büyük sürprizlere açık hale gelebilecekti. Hükümetin istediği sistem, disiplinli ve organize bir şekilde hareket etme yeteneği olan küçük grupların planlı bir şekilde hareket ettikleri takdirde sahip oldukları sayısal gücün çok üstüne çıkan bir başarı elde edebilmelerine kapıyı aralıyor, bunun altyapısını kuruyordu.
Hükümetin özellikle yargıda kendisine mesafeli duran kesimlerin seçim sürecindeki gücünü kırabilmek ve muhafazakâr grupların önünü açmak için özellikle bu mekanizmayı getirdiği düşünülebilir.
Ancak AYM’nin kısmi iptal kararıyla bu tartışmalı sistem kalkmış oldu.

YENİ SİSTEM: SEÇİLECEK ÜYE SAYISI KADAR İŞARETLEME

Peki, yeni sistemde seçimler nasıl yapılacak?
Bu durumda oy kullanan yargı mensuplarının kendi kategorilerinde seçilecek üye sayısı kadar adayı işaretlemelerinin yeterli olacağı düşünülebilir. Bu durumda HSYK’ya 3 üyenin seçileceği Yargıtay’daki seçimde her üyenin aday listesi içindeki toplam 3 adayı işaretlemesi yeterli olabilir. Keza, adli yargı hâkim ve savcıları kategorisinde toplam 7 üye seçileceğinden, her oy kullanıcı toplam 7 adayı işaretleyecektir.
Buna karşılık HSYK Kuruluş Yasası, kurul için yapılacak seçimlerde Yargıtay ve Danıştay’da genel kurulların salt çoğunlukla toplanacağını belirtiyor. Yargıtay ve Danıştay HSYK’ya giden üyeleri salt çoğunluk kriteriyle seçmekteydiler. (Yargıtay’da en az 126 oy zorunluluğu.)
Teklif referandumdan geçtiği takdirde eski yasa da yürürlükte kalacağından hukuken tartışmalı bir durumun çıkıp çıkmayacağı, bu durumda bazı uyum yasalarının çıkarılmasının gerekip gerekmeyeceği şimdilik açıklık kazanmış değil. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne yakın çevrelerde seslendirilen görüşe bakılırsa, Yargıtay ve Danıştay’da HSYK’ya seçilecek üyeler için salt çoğunluk aranmasını gerektiren hukuki bir zorunluluk artık bulunmuyor.

HÂKİM VE SAVCILARIN OYLARI BELİRLEYİCİ

Anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse, önümüzdeki sonbaharda yapılacak olan seçimde 9 bin 5 adli yargı hâkim ve savcısı toplam 7 HSYK üyesi, 955 idari yargı hâkim ve savcısı ise 3 üye için oy kullanacak.
Yüksek Seçim Kurulu’nun yürüteceği bu seçimde il ve ilçelerde seçim kurulları oluşturulacak. Aday hâkim ve savcılar için siyaset yapma yasağı bulunuyor. Buna karşılık adaylar, YSK’nın belirleyeceği esaslar çerçevesinde bu iş için tahsis edilecek bir internet sitesinde özgeçmişlerini yayımlayabilecekler.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisine ait 4 kişilik kontenjanı genel uygulamasıyla uyumlu bir şekilde hükümeti memnun edecek üyeler atayarak dolduracağı tahmin edilebilir. Yargıtay’dan 3 üye ile Danıştay’dan 2 üye bu kesimdeki oylar çok dağılmadığı takdirde hükümete mesafeli duran isimler arasından çıkabilir.
Bu durumda yeni dönemde HSYK’ya nasıl bir çizginin, dünya görüşünün hâkim olacağı sorusu açısından, birinci sınıf hâkimler ve savcılar arasında yapılacak olan ve toplam 10 üyenin sandıktan çıkacağı seçimin büyük bir belirleyicilik taşıyacağını söyleyebiliriz.


Sedat Ergin, Hürriyet