Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de bir suikast sonucu öldürülmesine ilişkin 35 kişinin yargılandığı davada savunma yapan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Hasan Durmuşoğlu, "Dink dosyası ile ilgili geçmişte hiçbir soruşturmaya dahil edilmedim. 23 yıllık meslek hayatımda hiçbir soruşturma geçirmedim. Devletin kurallarına göre çalışmaya özen gösterdim. Erhan Tuncel'in elemanlaştırıldığı süreçte görev almadım" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz sanıklardan Hasan Durmuşoğlu'nun savunması alındı. Hakkındaki suçlamaların doğru bilgi ve belgelere dayanmadığını öne süren Durmuşoğlu, dosyada hukuki delil bulunmadığını ve suçlamaları kabul
etmediğini söyledi. Durmuşoğlu, "Dink dosyası ile ilgili geçmişte hiçbir soruşturmaya dahil edilmedim. 23 yıllık meslek hayatımda hiçbir soruşturma geçirmedim. Devletin kurallarına göre çalışmaya özen gösterdim. Erhan Tuncel'in elemanlaştırıldığı süreçte görev almadım. 2005 yılında Trabzon İstihbarat Şubeye başladım, 2008'de de ayrıldım" ifadesini kullandı.
"Belgelerin gizlendiği iddiaları gerçek dışıdır"
Haber raporlarını gizlediği yönündeki suçlamalara da cevap veren Durmuşoğlu, "Ben şubede evrak, arşiv kısmına bakıyordum. Belgelerin yok edilmesi ve karartılması iddiası gerçek değildir. Olayın ardından müfettişler gelip inceleme yaptı. Raporların hepsi orada mevcuttu. F3 ve F4 raporlarını cinayetin ardından müfettişler inceledi. İddianamede F3 ve F4 raporlarının gizlendiği iddia ediliyor. Ancak müfettişlerin hazırladığı raporlarda bu belgelerden söz ediliyor. Belgelerin bu nedenle gizlendiği iddiaları gerçek dışıdır" şeklinde konuştu.
Paraf attığı belgelerde suç unsuru bulunmadığını, Engin Dinç ve Faruk Sarı ile birlikte çalıştığını ve Erhan Tuncel’i tanımadığını da belirten Durmuşoğlu, Ogün Samast ismini hiç duymadığını, Yasin Hayal'in ismini ise cinayetten sonra öğrendiğini öne sürdü. Hrant Dink ismini de cinayetten önce duymadığını, duymuşsa bile hatırlamadığını aktaran Durmuşoğlu, "Bilgisayar kayıtlarının yok edilmesi konusunu iddianameden öğrendim. F4 raporunun yok edilmesi konusunda da bilgim
yok. Sadece 11 nolu F3 raporunda benim parafım var. Bu da para ödemesine ilişkin bir rapor olup, olayla ilgisi bulunmamaktadır. Şubede müdür olmadığı zaman onun yerine ben bakarım. Ama bu olaylarla ilgili bir şey yapmadım, hatırlamıyorum" dedi.
Durmuşoğlu'nun savunmasının ardından mahkeme heyeti, sanık ve sanık avukatlarının taleplerini aldı. Söz alan tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in avukatları, müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar Engin Dinç, Ercan Demir, Faruk Sarı ve Mehmet Uçar’ın avukatları ise, müvekkillerinin duruşmalara katılma zorunluluğunun kaldırılmasını istedi.
Mahkemenin ara kararı
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut kanıtlar bulunması, isnat edilen suçların katalog suçlardan olması, kaçma şüphesinin varlığı ve tutuklama tedbirinin ölçülü sayılması gerekçeleriyle bu hallerinin devamına hükmetti.
Firari sanıklar Coşkun Çakar, Ahmet İskender ve Yunus Yazar ile Ömer Faruk Kartan, Serkan Şahan, Mehmet Akif Yılmaz ve Yılmaz Angın hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamını kararlaştıran heyet, İstihbarat Daire Başkanlığına müzekkere yazılarak 2006-2010 yılları arasında yürürlükte bulunan "İstihbarat Daire Başkanlığı Merkez ve Taşra Birimleri Arşiv Talimatı"nın onaylı bir örneğinin istenilmesine hükmetti.
Tutuksuz sanıklardan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü, İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı ve şube müdür yardımcısı Hasan Durmuşoğlu'nun aralarında bulunduğu 5 tutuksuz sanığın, savunmaları alındığı gerekçesiyle duruşmalara katılma zorunluluğunu kaldıran heyet, bir dahaki duruşmada tutuksuz sanıklar Ahmet İlhan Güler, Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun'un savunmasının alınacağını karara
bağladı.
Heyet, duruşmayı sıralı olarak 7, 8, 10 ve 11 Kasım 2016 tarihlerine erteledi.