Dünya

Holokost kurbanları için Yaşam Yürüyüşü

Binlerce Yahudi genç, Holokost kurbanlarının Ölüm Yürüyüşü'ne atfen 30'uncu kez düzenlenen Yaşam Yürüyüşü'nde Nazilerin en büyük imha merkezleri Auschwitz'ten Birkenau'ya yürüyerek soykırım kurbanlarını anıyor.

12 Nisan 2018 19:25

Nazilerin Yahudi esirleri zorladığı ölüm yürüyüşlerinde hayatını kaybedenleri anmak için çok sayıda ülkeden binlerce Yahudi gencin 1988 yılında başlattığı "Yaşam Yürüyüşü" bu yıl 30'ncu kez düzenleniyor.

Yürüyüşete 52 ülkeden binlerce Yahudi, Nazilerin en büyük ölüm merkezi olan Polonya’daki Auschwitz Toplama Kampı'ndan Birkenau Kampı'na yürüyerek 6 milyon Holokost kurbanını anıyor.

Kamplar arasındaki üç kilometrelik yürüyüşe bu yıl İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ve Polonyalı mevkidaşı Andrey Duda da katılıyor.

İsrail ile aylardır ilişkileri gergin olan Polonya'nın Cumhurbaşkanlığı ofisinden paylaşılan Twitter mesajında her iki liderin yürüyüşe katılacağı vurgulandı. Sağ muhafazakâr Polonya hükümetinin bir süre önce yürürlüğe soktuğu bir yasa İsrail’in büyük tepkisine neden olmuştu. Yasa, Nazilerin işlediği insanlık suçlarında Polonya ulusu veya devletinin payı olduğunu savunanların cezalandırılmasını öngörüyor.

Sosyal medyada yürüyüş için #YomHaShoah (Holokostu Anma Günü) ve March of the Living etiketleri açıldı.

Jonny Daniels adlı bir kullanıcı Holokost’tan sağ kurtulmayı başaran Edward Mosberg’in esir üniformasının bir fotoğrafı ile şu paylaşımda bulundu:

"Karışık duygularla bu yılki yürüyüşe hazırım. Her yıl üniformasını giyip elinde kutsal Tevrat Rulosu ile Mauthausen Toplama Kampı’nda yürüyen Edward Mosberg tarafından davet edildim. Ne büyük onur"

Jonny Daniles daha sonra Mosberg'in kamptaki Yaşam Yürüyüşü'nden torunu ile çekilen fotoğrafını da paylaştı.

Auschwitz Müzesi, TSİ 14.30’da başlayan yürüyüş öncesi paylaştığı tweette etkinliğe 12 bin katılımcının beklendiğini duyurdu.

Yürüyüşün ikinci etabı da bir hafta sonra Kudüs’te gerçekleştirilecek.

Ölüm Yürüyüşleri nedir?

II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru 1944 yılında Naziler, Yahudilerin esir tutulduğu birçok toplama kampının kapılarını açtı. Ancak amaç onları serbest bırakmak değildi. Kamplardan çıkan Yahudiler Almanya’ya içlerine doğru yürüyüşe zorlandı, bir kısmı nakliye için tren vagonlarına kilitlendi. Yürüyüş yapamayacak durumda olanların çoğu ise vurularak öldürüldü.

Ancak yürüşüye katılabilecek dirençte olanların büyük bir kısmı da günler, hatta haftalar süren bu yürüyüşü tamamlayamadı, soğuktan ya da açlıktan hayatını kaybetti. Yorulup bitkin düşenler de Nazi askerleri tarafından vuruldu. Yahudilerin tıkıldığı vagonların bir kısmı müttefik kuvvetlerin kontrolündeki bölgelere ulaşmayı başarırken, tarihte "Ölüm Yürüyüşü" olarak adlandırılan bu yolculukların bazıları felaketle sonuçlandı.

Örneğin savaşın sonlarına doğru 3 Mayıs 1945'te Cap Arcona adlı gemi bir İngiliz uçağı tarafından kazara vurulması sonucu battı. Gemide bulunanların büyük bir kısmını toplama kampı kurbanları oluşturuyordu. Bu olayda yaklaşık 4 bin 600 Yahudi hayatını kaybetti.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa, BD/GY