Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme gazetesi, Türk hükümetininvize muafiyetinin yıl sonuna kadar sağlanmaması durumunda AB ile varılan mülteci anlaşmasının feshedileceğine yönelik açıklamasını değerlendiriyor. Gazete, AB'nin Türkiye ile sürdürülebilir bir anlaşma sağlanamayacağını en başında öngörmesi gerektiğine dikkat çekiyor:
"Türkiye'nin Avrupa'nın kapılarını nihayet açabilmek adına mülteci anlaşmasını bu denli acımasızca kullanabileceğini Başbakan Merkel de öngöremedi. Hükümete sadık vatandaşlara vize muafiyeti, Recep Tayyip Erdoğan'ın parmağıyla işaret ettiği herkese ise keyfi yurtdışına çıkış yasağı. Şimdi ikisini de AB'nin kabullenmesi isteniyor. Mümkün değil. Türkiye'ye böylesi güçlü bir bağımlılığın uzun vadede yürümeyeceğini AB'nin en başından görmesi gerekirdi. Buna rağmen o zamandan bu yana hiçbir şey olmadı. Yunanistan'daki mülteci kampları dolu ve utanılacak bir durumda. Türkiye yarın Suriyeli, Afgan ve Kuzey Afrikalılara sınırlarını açsa, bu yine Avrupa'yı hazırlıksız yakalayacaktır. Erdoğan'ın açık şantajları bile Avrupa'nın sınır güvenliği ve sığınmacıların koordinasyonunu sağlayacak ortak sürdürülebilir bir konsepte yönelik çalışmalarını hızlandıramıyor.”
Kassel'de yayımlanan Hessische Niedersachsische Zeitung gazetesinin aynı konuya dair yorumu ise şöyle;
"Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi gücüne olan inançla, Avrupa'ya giden tüm köprüleri yıktı. Ne var ki Avrupa Birliği'ne yönelik yeni tehditleri gerçekte sadece kendi zayıflığını örtmek için. Çünkü Erdoğan yaptıklarıyla sadece Avrupa Birliği'ni kaçırmadı. İslam Devleti'ne (IŞİD) verdiği gizli destek işine yaramadı, Kürtler ile barış sürecini bitirdi, Rusya ile yeniden yakınlaşma süreci uzun ömürlü görünmüyor. Erdoğan Türkiye'ye yıllar içinde sağladığı ekonomik gelişme ve siyasi takdiri, izansızlık ve kibirle kendisi yıkıyor.”
Basında, İngiltere'de Yüksek Mahkeme'nin, parlamentoya Brexit sürecinde söz hakkı tanınması yönündeki kararı da yer verilen bir yorum konusu. İngiltere Başbakanı Theresa May, AB'den ayrılma tarihi ile ilgili görüşmelerin hükümetin yetki alanına girdiğini savunuyordu. Süddeutsche Zeitung'un konuya dair yorumu şöyle:
"May, Avrupa Birliği'nden sert bir kopuşta ısrar ediyor. Dış göçü kontrol altına almak istiyor ve bunun için İngiliz şirketlerin kendi ülkelerinde daha zorlu şartlarda çalışmasını göze alıyor. Avrupa dostu milletvekilleri ise buna karşılık daha fazla uzlaşma sağlanmasını talep ediyor. Hakimlerin verdiği kararla cesaretlenebilirler. Bu nedenle Yüksek Mahkeme'nin kararı demokrasi açısından ve İngilizlerin Avrupa Birliği ile ilişkileri açısından iyi oldu.”
Almanya İçişleri Bakanlığı küçük yaştaki çocukları evlendiren imamlarıncezalandırılması için yeni bir yasa tasarısı hazırlıyor. Trierischer Volksfreund gazetesi konuya dair bir yorum kaleme almış. Yorum şöyle:
"Burada mevzu, zorla evlendirilme değil. Onlar zaten yasak. Ancak çocuk evliliklerine karşı yetkililerin eskisinden daha dikkatli olması gerekiyor. Zira böylesi bir hayata hapsolmuş şekilde yaşayan kadınlar, kendilerini bu durumdan tek başına kurtaramıyorlar. Genç kapsamına girmeyen gerçek çocuk evliliklerinde yasal bir düzenleme, son hukuki boşlukları da kapatmak için yeterli olacaktır.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Gezal Acer