Gündem

"Hızlı yasama mı, çoğulculuk mu?"

"Muhalefet', 'çoğunluk' karşısında adeta 'etkisiz eleman'a dönüşebilir"

14 Temmuz 2017 11:33

Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, yüzde 51.4 ile "evet" oyuyla kabul edildiği açıklanan halk oylaması kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İç Tüzüğü'nde yapılacak değişikliklerle ilgili olarak "Bu şekilde geçerse TBMM’de çoğunluğu sağlayan parti ya da partiler her teklifi jet hızıyla geçirebilir" dedi.

Zeyrek, sözlerinin devamında "Ancak milletin iradesinin tam olarak tecelli edebilmesi için olmazsa olmaz olan milletvekili katkısı, orantısız bir şekilde sınırlandırılabilir. Demokrasinin temellerinden olan 'çoğulculuk' açısından en önemli unsur olan 'muhalefet', 'çoğunluk' karşısında adeta “etkisiz eleman”a dönüşebilir" ifadesini kullandı.

Deniz Zeyrek'in "Hızlı yasama mı, çoğulculuk mu?" başlığıyla yayımlanan (14 Temmuz 2017) yazısı şöyle:

Biz diğer sıcak gündemlerin üzerinde fazla durmadık ama TBMM bugünlerde kendi içtüzüğünde değişiklik yapmaya hazırlanıyor.

Daha doğrusu, AK Parti ve MHP, CHP ile HDP’nin olmadığı bir ortamda el ele vermiş TBMM İçtüzüğü'nü değiştiriyor. 

Yasaklı sözcükler dönemi

Hatırlarsınız, HDP milletvekili Garo Paylan, 1915 olaylarından söz ederken “soykırım” ifadesini kullanmıştı ve bu durum tepkiyle karşılanmıştı. MHP, TBMM çatısı altında bu durum bir daha yaşanmasın diye İçtüzük teklifine şu ifadeyi ekletmiş:

“Türk milletinin tarihi ve ortak geçmişine yönelik hakaret ve ithamlarına geçici çıkarma (üç gün Genel Kurul’a girememe) cezası verilir ve maaşlarının üçte ikisine (bugün 12 bin TL) el konulur.”

MHP TBMM çatısı altında “Kürdistan” ifadesini de duymak istemiyor. MHP, İçtüzük teklifine “Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa ve kanunlarda düzenlenen idari yapısı ve yerleşim birimlerine ilişkin Anayasa ve kanunlara aykırı isim ve sıfatlar kullanmanın” da aynı şekilde cezalandırılmasını önermiş.

Kahraman fraktan kurtuluyor

Teklifte TBMM Başkanı İsmail Kahraman’dan gelen ilginç bir istek de karşılanıyor. Mevcut içtüzükte başkanın kıyafeti şöyle tanımlanıyordu: “Beyaz kelebek kravat ve siyah yelek üstüne siyah frak giyer.”

Teklif kabul edildiğinde Meclis başkanı artık oturumu milletvekilleri gibi sadece koyu takım elbise giyerek açıp yönetebilecek.

Pankarta, küfüre ve tokata kademeli para cezası

AK Parti’nin içtüzük değişikliği için öngördüğü hedef ise “Genel Kurul’da disiplini artırma” ve “yasa tekliflerinin TBMM’den hızlı bir şekilde geçmesi” olarak özetlenebilir.

Teklif aynen kabul görürse, Genel Kurul’da döviz veya pankart açan milletvekillerine kınama cezası verilecek. Üstelik, daha önce kâğıt üzerinde kalan kınama cezası milletvekilinin maaşının yarısına (bugün 6 bin TL) el konulması suretiyle uygulanacak. Genel Kurul’da “huzuru bozan” milletvekillerine de küfretmişse, başka bir vekile tokat atmışsa geçici ihraç ve maaşlarının üçte ikisine el konulması cezası uygulanacak.

Vekillere ve gruplara süre kısıtlaması

AK Parti’nin yasama faaliyetine hız vermek için teklife koyduğu düzenlemelerden bazıları şöyle:

- Geçmişte 15 milletvekili TBMM başkanından oturumu başlatmadan önce yoklama yapmasını isteyebiliyordu. Artık bunu 20 milletvekili yapabilecek.

- TBMM Genel Kurulu’nda tasarı ve teklifler görüşülürken maddeler için ayrıca açık oylama yapılmayacak.

- Grup önerilerinde konuşma süreleri 40 dakikadan 14 dakikaya inecek.

- Bir milletvekili tutanakta kendi beyanını düzeltmek için söz alamayacak, ancak başkanlığa yazılı başvurabilecek.

- Tasarı ve tekliflerin havalesiyle ilgili Genel Kurul’da söz alma dönemi bitecek, sadece yazılı başvuru yapılabilecek.

- Verdiği teklif uzun süre bekletilen bir milletvekili her istediğinde ‘doğrudan gündeme alma’ öneremeyecek. Bu işlem sadece salı günleri yapılacak ve her hafta farklı bir partiye söz verilecek. Bir milletvekili de bir yasama yılında en fazla bir defa bu istemde bulunabilecek.

- Genel Kurul’da, genel görüşme ve Meclis araştırması önergelerinin özetlerinin okunması uygulamasına son verilecek.

Muhalefet etkisiz kalabilir

Teklif metnindeki maddelerden ve Hürriyet’in deneyimli Parlamento Bürosu’nun analizlerinden ben şunu anladım:

İçtüzük bu şekilde geçerse TBMM’de çoğunluğu sağlayan parti ya da partiler her teklifi jet hızıyla geçirebilir. Ancak milletin iradesinin tam olarak tecelli edebilmesi için olmazsa olmaz olan milletvekili katkısı, orantısız bir şekilde sınırlandırılabilir. Demokrasinin temellerinden olan “çoğulculuk” açısından en önemli unsur olan “muhalefet”, “çoğunluk” karşısında adeta “etkisiz eleman”a dönüşebilir.