HIV ile yaşayan kişileri fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak güçlendirmeyi amaçlayan Pozitif-iz Derneği, 2020 Yılı Hak İhlalleri Raporu'nu yayımladı. 2020 yılı içerisinde derneğe yapılan 42 başvuru ile hazırlanan rapora göre, HIV (Human Immunodeficiency Virüs: İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) ile yaşayanlar sağlık hakkına erişim, çalışma yaşamı, askerlik, ceza hukuku ve aile hukuku alanlarında hak ihlaline uğradı.
Ameliyat, tedavi, randevu iptal
HIV pozitif olan kişilere yönelik en belirgin ayrımcılık olan "hekimin tedaviden kaçınması", yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını dolayısıyla daha da gün yüzüne çıktı. Raporda hak ihlaline uğrayan kişilerin HIV statülerinden dolayı diş tedavisinin yarım kaldığı, farklı branşlardaki hastane randevularının iptal edildiği, ameliyatlarının yapılmadığı kaydedildi.
İşe alınmadılar, işten çıkarıldılar
Independent Türkçe’de Efe Altay’ın haberine göre, 2020 yılında HIV pozitiflerin sağlık alanında uğradığı ayrımcılıklar sadece bunlarla kısıtlı değil. Farklı ücret politikaları, ilaçlarına erişim sıkıntıları rapora yansıyanlardan birkaçı. Pozitif-iz Derneği'nin raporuna göre, yaşanan hak ihlallerinde ikinci sırayı çalışma yaşamı çekiyor. Derneğe 2020 yılı içerisinde başvuranlar arasında HIV statüsünü açıklamak zorunda kaldığı için işinden olanlar, işe giremeyenler olduğu ifade ediliyor. Bir bölümün de askerlik sürecinde yaşanan ihlallere ayrılan raporda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin HIV pozitif kişilerle ilgili nasıl bir muafiyet yolu izleyeceğini bilmediği için mağduriyetler yaşandığı ifade ediliyor.
Ameliyat oldu, "taksirle yaralama"dan soruşturma açıldı
Raporda en dikkati çekici ihlallerden biri HIV pozitif kişinin ameliyatı sonrasını ele alan süreç: Ameliyatı sırasında her hasta için standart alınması gereken sterilizasyon önlemlerini gerçekleştirmeyen bir doktorun ihmalinin ardından, HIV pozitif hastaya "taksirle yaralama" suçlamasıyla soruşturma açılıyor. Soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığı bu ihlal, şu ifadelerle raporda yer alıyor:
“Başvurucu bir süredir HIV ile yaşamaktadır ve tedavi altında olduğundan HIV viral yükü (kandaki HIV miktarı) baskılanmıştır. Başvurucu bir sebepten ameliyat olmak zorundadır, ameliyata girmeden önce kendisini takip eden enfeksiyon hastalıkları uzmanına HIV statüsünü ameliyatı gerçekleştirecek cerrah ile paylaşmak zorunda olup olmadığını sormuş; enfeksiyon uzmanı ise hekimlerin herkes için eşit sterilizasyon önlemleri alması gerektiğini açıklamış ve buna gerek olmadığını belirtmiştir. Başvurucudan ameliyattan önce HIV testi istenmemiştir. Ameliyattan bir gün sonra başvurucu hastaneden aranmış ve acil olarak hastaneye gitmesi belirtilmiştir. Başvurucu hastaneye gittiğinde ameliyatına giren cerrah kendisini odasına almış ve ameliyat esnasında başvurucunun kanının gözüne sıçradığını, kendisinin panik olduğunu, ameliyattan önce aldıkları kanı teste yolladığını ve bu sırada başvurucunun HIV ile yaşadığını öğrendiğini belirtmiştir. Başvurucu bunun üzerine kendisinin statüsünü bildiğini, takipte olduğunu, viral yükünün baskılanmış olduğunu doktora açıklamış ve ayrıca doktorun profilaksi (HIV geçişini engelleyen tedavi) kullanması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca kendi enfeksiyon hekimini arayıp, cerrah ile görüştürmüş ve cerrahın rahatlamasını sağlamıştır.
Nihayetinde cerrah profilaksi yazdırmak için kendi çalıştığı hastanesinin enfeksiyon birimine gitmiştir. Orada durumu anlatınca ilgili birimdeki hekim bunun adli bir vaka olduğunu, profilaksiyi yazmak için aynı zamanda hastane polisine haber vermeleri gerektiğini söyleyerek polisi çağırmıştır. Ameliyata giren cerrah ifadesinde başvurucudan şikayetçi olmadığını belirtmesine rağmen başvurucu hakkında taksirle yaralamadan soruşturma açılmıştır. Soruşturmada başvurucunun dernekten aldığı hukuki danışmanlıkla hazırladığı savunması sonucu takipsizlik kararı verilmiştir.”
Ya mal varlığın ya ifşa
Raporda bir kısmını da boşanma davaları sırasında yaşanan hak ihlalleri yer alıyor. Derneğe bu konu hakkında başvuran kişiler, eşleri tarafından HIV statülerinin ifşa edilmesiyle tehdit edildiğini belirtiyor. Bu kişilere mal varlığını karşı tarafa bırakması konusunda şantaj yapıldığı kaydediliyor.
Ayrımcılık en çok sağlık alanında, sağlık çalışanlarından
Pozitif-iz Derneği’nin kurucu üyelerinden Çiğdem Şimşek, rapordan çıkan sonucun Türkiye’de HIV ile yaşayan kişilerin yaşadığı sorunların genel bir fotoğrafının çektiğini ifade etti. 2006’dan beri raporlama yapıldığını ifade eden Şimşek, “Bu hiç değişmedi, en çok sağlık alanında ve sağlık çalışanları tarafından ihlal yapılıyor” dedi. Şimşek, HIV ile yaşayanlara "haklarını çok iyi öğrenme" çağrısı yapıyor.
Ne yapılabilir?Derneğin raporunda ayrıca özetle şu öneriler yer alıyor: HIV ile yaşayan kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+lar gibi çoklu ayrımcılığa maruz bırakılan gruplar için özel ihtiyaçlar tespit edilmeli ve HIV’e dair politika geliştirilirken göz önğnde bulundurulmalıdır. Tüm HIV ile yaşayanlara ücretsiz tedavi hakkı tanınmalıdır. Kolluk kuvvetleri ve yargı mensuplarına yargısal süreçlerde mahremiyet algısının yükseltilmesi için eğitimler verilmelidir. İşe girişlerde HIV testi istenmesinin ve işçinin HIV ile yaşaması sebebiyle iş sözleşmesinin feshinin önüne geçilmelidir Evlilik işlemlerinde eşlerden yasal dayanağı olmayan şekilde HIV testi istenmesi engellenmeli ve HIV pozitif olmanın evliliğe engel olmadığı bilgisi yaygınlaştırılmalıdır. |