Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "FETÖ Çatı Davası"nın dün (6 Haziran 2018) görülen duruşmasında, esas hakkındaki mütalaaya karşı son sözlerini söyledi. Karaca, "Önder Aytaç bizde program yaptı. Parasını ödedik. İyi de AK Parti'den Naci Bostancı, Yasin Aktay niye yazılmıyor? Onlar da program yaptı? Onlar da bizden para aldı. Avni Özgürel, Etyen Mahçupyan, Ahmet Taşgetiren, Derya Sazak, Saygı Öztürk, bunların hepsi yaptıkları program karşılığında Bank Asya üzerinden parasını alan insanlar" dedi.
Oda TV'de yer alan habere göre, üye olduğu bir vakfın, iş yaptığı tavukçuluk şirketlerden birisinde hakkında tahliye kararı veren eski hakim anne ve babasının hissesi olmasıyla kendi arasında bağlantı kurulup, bu şirketle, "Mustafa Başar paraya boğuldu" şeklinde haber yapılmasına tepki gösteren Karaca, şunları söyledi:
"Bu vakıfta benim dışımda 30 küsur insan var. Neden sadece bana soruluyor? Vakfı ben mi kurdum? Tavuk işi yapılmış. Hakim ailesinin yaptığı ticaret beni ne ilgilendirir. Kaldı ki, dosyadaki hesaplardan para kazanmadıkları, aksine vakfa borçlu oldukları görülüyor. Biz tavuklarla mı bu ülkeyi yıkacağız ya? Kimler var bu vakıfta, şu anki TRT Genel Müdürünün babası, Hayrettin Karaman, Mehmet Fatih Saraç, Murat Ülker, Ömer Bolat. Peki korsan denilen hakkımda tahliye kararının verildiği 2014'teki yönetim kurulu başkanı kim, AK Parti milletvekili İsrafil Kışla. Öncelikle şunu belirteyim, tahliye kararı hukukidir. Ben şu anda tutuklu değilim, rehin tutuluyorum. Eğer Mustafa Başar paraya boğulduysa, AK Parti milletvekili İsrafil Kışla'ya sormaları lazım."
"Zalimler için yaşasın cehennem"
Karaca, üç davadan yargılandığına dikkat çekerken de, "Fiiller değil, failler yargılanıyor. Bomba atan İBDA-C'ciler bırakıldı. 28 Şubat'ın paşalarına paşa hukuku uygulandı. Hidayet Karaca kürek mahkumu" dedi.
Karaca, 3.5 gündür yaptığı savunmasını şu sözlerle tamamladı:
"Evet, STV'de çalıştım. Bu şirketler suç işlemek için kurulmadı. Bu şirketlerde suça ortaklık edildiğine tanık olmadım. Ben yalnızca yayıncılık yaptım. Herhangi bir şiddet eylemine katılmadım. Silahlı olmadım. Hiçbir sorunu silahla çözmedim. Darbe davalarına, polis davalarına da bakıyorsunuz. Bir tanesiyle aramda bir ilişki yok. Birilerinin yanlışını, ihanetini Hidayet Karaca'ya ödettiremezsiniz. Bu darbe olmasa, böyle mi yargılanacaktık? Bu nasıl bir darbe ise, hangi mantık, hangi geri zekalılıksa Boğaz Köprüsünü kapatıyor. Darbe bize yapıldı. Ondan dolayı şakır şakır yargılanıyoruz. Beraat edeceğimiz davalardan şakır şakır cezalar geliyor. Darbe başarılı olsa memleketi kim idare edecekti? Nerede bunlar? Hiç tahliye, beraat talebinde bulunmadım. Dışarıda olsam ne olur ki, içeride masumlar varken. Nerede Hz. Ömer'in adaletini söyleyenler? Hz. Ömer'in, Hz. Ali'nin adaletini arıyorum. Zalimler için yaşasın cehennem! Kararınızı açıklayabilirsiniz. Karar sizin. Hüküm ise Yüce Allah'ındır."