Erken seçim ve çatışma süreciyle ilgili yazılı bir açıklama yapan HDP Kars Milletvekili Şafak Özanli, Kars Kağızman ilçesinde askerlerin özel güvenlik bölgesi adı altında 19 köyün muhtarına zorla imza attırıp belli bölgeleri boşaltmaya çalıştığını söyledi. 64 köy muhtarına imzalatılan belgelerle yayla yasağı konulduğunu ifade eden Özanli, “Cumhurbaşkanı muhtarları ve muhbirleri karıştırıyor herhalde… Keşke bir cumhurbaşkanı olarak muhtarlardan hangi evde kim kalıyor, ne yapıyor yerine; hangi evde hangi yardıma muhtaç oturuyor gibi bilgiler isteseydi” dedi.
"Çözüm sürecini Cumhurbaşkanın kendi iktidar hırsı uğruna ‘buzdolabına almasıyla’ beraber ülke genelinde büyük bir şiddet, büyük bir vahşet sarmalının içine girmiş olduk. “Savaşta önce gerçekler ölür” sözü son zamanlarda yaşadığımız çatışmalı süreçte hakkını bulmuş ve insan olmamızdan kaynaklı sahip olduğumuz insanlık onuru ayaklar altına alınarak, vahşet görüntüleri ile karşı karşıya kaldık ve kalmaya devam ediyoruz.
'Saray tüm savaşı sayısal bir istatistiğe indirgemiş durumdadır'
Siyasi iktidar hesaplarını “savaş üstü” bir konuma koyan birisi için ne anaların göz yaşları önemlidir ne de savaşta katledilen, öldürülen gençlerin, kadınların sayısı, acısı önemlidir. Saray tüm savaşı sayısal bir istatistiğe indirgemiş durumdadır.
Çatışmada ölenlerin nasıl öldükleri, hikayeleri nedir çok da umurunda değildir. Vicdan duygularını yitirmiş, ölen asker ve gerillaların , katledilen bedenlere uygulanan vahşetin yaptırdıkları anketlere nasıl yansıdıklarıyla ilgilenen bir iktidar ile karşı karşıyayız. Ülkeyi AKP iktidarı belasından kurtaracak tek yol çatışmasızlık, barış ortamıdır.
Tüm siyasi kariyerini savaş sanatı üzerine kurmuş olan bu iktidar, içine girdikleri yolsuzluk, işkence, hak ihlalleri ile ülkeyi dış siyasette yalnızlaştıran, iç siyasette de her kesimi kutuplaştıran bataklık, çözüm sürecinde yaşanan çatışmasızlık süreci ile açık bir şekilde ortaya çıkmış ve bunun bedelini de 7 Haziran seçimlerinde ödemiştir. Şimdi ise seçim yenilgisinin bedelini Türkiye halklarından savaş çıkartarak almaya çalışmaktadır. Hızlı seçim sürecinde çatışmalı ortam daha da şiddetlenerek, HDP kriminalize edilmeye çalışılacak ve baraj altında bırakılma hesapları içine girilecektir. Cumhurbaşkanı ebediyete kadar savaşıp ülkenin topraklarını gençlerin kanları ile yoğurmayı kafasına koymuştur. Biz ise barışın hızlı bir seçimden daha önemli olduğuna inanmaya devam ediyoruz.
'19 köyün muhtarına askeriye zorla imza attırıp belli bölgeleri boşaltmaya çalışmıştır'
AKP geçici hükümeti ülke genelinde yüzden fazla bölgeyi özel güvenlikli bölge ilan etmiştir ve seçim sürecinde bunun daha da artacağı yönünde büyük bir kaygı vardır. Askeri özel güvenlikli bölgeler ile kırsal kesimler insansızlaştırılmaya çalışılmıştır. Özel güvenlikli bölgeler adı altında 90’lı yıllarda şahit olduğumuz köy ve yayla boşaltmaları işlemine tekrardan başlanılmış bulunmaktadır. Ülke genelinde özelikle Kars, Dersim, Hakkari , Ağrı ve bir çok ilde yüzlerce köy ve mezra boşaltılmaya çalışılmıştır. Kars Kağızman ilçesinde özel güvenlik bölgesi adı altında 19 köyün muhtarına askeriye zorla imza attırıp belli bölgeleri boşaltmaya çalışmış hala da çalışmaktadır. 19 köy yasaklı bölgeler içerisinde kalmakta olup, askeriye köylülerin hareket kabiliyetlerini düşürüp köylerini boşaltmaya zorlamaya devam etmektedir. 64 köyün muhtarına da, imzalatılan belge ile yayla yasağı konulmuştur. Halkın güvenini kaybeden ve kolluk kuvvetlerine güvenmeyen cumhurbaşkanı, sürekli muhtarları toplayıp muhtarlardan ajan çıkarmanın peşindedir. Cumhurbaşkanı muhtarları ve muhbirleri karıştırıyor herhalde…Keşke bir cumhurbaşkanı olarak muhtarlardan hangi evde kim kalıyor, ne yapıyor yerine; hangi evde hangi yardıma muhtaç oturuyor gibi bilgiler isteseydi.
Seçim yaklaştıkça geçici hükümet tarafından önce çatışmalar alevlendirilerek, sonrasında da güvenlik bahanesi ile kırsal kesimde oy kullanmanın önüne geçilmek istenilmektedir. Amaç HDP’ye yüksek oy çıkan tüm köy seçmenlerini şehir merkezlerine dağıtıp oy kullanmalarının önüne geçmektir. Peki, bu insanlardan oy istemeye giderken utanmadan “ OHAL vardı biz kaldırdı, onlar konuşur AKP yapar” mı diyeceksiniz tekrardan."