HDP'nin 2. olağan kongresi Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapıldı.
Kongreyi izlemek için gelenler, güvenlik güçlerinin yanı sıra HDP görevlileri tarafından da bir çok noktada aranarak salona alındı.
HDP flamaları ile süslenen salonda, davetlilerin oturdukları bölümün arka tarafında Türkçe ve Kürtçe sloganların yer aldığı afişler bulunuyor.
Kongrede eş genel başkanların yanı sıra 100 asıl, 50 yedek üyeden oluşacak Parti Meclisi, 7 asil, 2 yedek üyeden oluşacak Merkez Disiplin Kurulu ile 5 asil, 2 yedek üyeden oluşacak Uzlaşma Kurulu seçilecek.
"AKP siyasi iktidarı kurmak deyince kendi çıkarlarına dayalı bir tahkim ve düzenlemeyi ön görüyorlar" diyen Yüksekdağ, bu koşullar bütün ezilenler olarak böyle bir gidişata yol vermelerinin mümkün olmadığını vurguladı. Yüksekdağ, "Kendisinin dışında bütün kesimlere teslimiyet dayatan bir iktidara karşı direnmek meşrudur. Bizler de direndik direnmeye devam edeceğiz" dedi.
Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Mevcut iktidar tarafından topluma her gün ırkçılığın zehri enjekte edilirken, yalanla, sansürle gerçeğin boğulması yoluyla kendilerine bir iktidar alanı kurmaya çalışırken, bizim yolumuz sözün ve hakikatin yolu olacaktır. Bizler sözümüzde hakikatin dilini kullanıyoruz. Hakikatin bu kadar saldırıya uğradığı koşullar içerisinde bu hakikat için direnmek, söz söylemekten ve yeni cümleler yeni bir yaşama açılmaktan başka bir seçeneğimiz yok. Bizler yeni yaşamın gücünü yeni sözler söyleyerek ve yeni cümleler kurarak bir güce dönüştürmeye yöneldik. Yeni yaşam bizler için yaşama dair ve bugün toplumsal düzene dair güçlü sözler söylemek ve bunun gerektirdiği direnişi de ortaya koymaktır.
'Demokratik Cumhuriyete sımsıkı sarılacağız'
Bizler, nefretin sözü karşısında bütün Türkiye halklarının kucaklaşmasının sözünü söyleyeceğiz, hareketini örgütleyeceğiz. Bugün Sur'da, Cizre'de, Silopi'de bizim bu sözümü ve irademiz vardır. İşte bu sözün hareketi vardır. Artık geldiğimiz tarihsel kavşakta bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Bu değişimin HDP'nin temel ekseni olan radikal demokrasidir. Yeni yaşamın bu temeller üzerine kurulması için zulüm iktidarına rağmen kararlı yürüyüşümüzü büyüteceğiz. Onlar bize diktatöryaya dayalı bir cumhuriyet dayatıyorlar, bizler demokratik cumhuriyete sımsıkı sarılacağız. Bizim demokratik cumhuriyetimizde reddedilen, iradesi yok sayılan olmayacak, adaletin, eşitliğin özgürlüğün yani büyük insanlığı evrensel değerlerinin hükmü olacak. Bügün kü siyasi iktidar evrensel değerlerden tamamıyla uzaklaşmış durumda.
'Bizler yeni bir başlangıç yapmak için bir araya geldik'
Saraydakinin de bir model anlayışı var. Önerdiği model bir tek adam ve tek parti rejimidir. Parlamenter sistemin tasfiye edildiği, demokratik kriterlerin mumla arandığı bir modeli dayatıyorlar Türkiye'ye halkına. Türkiye'de inşa edilecek bir diktatörlük bütün Ortadoğu'da savaşın derinleşmesi anlamına gelir. Bütün Türkiye halklarının bu savaşın bir parçası olması anlamına gelir. Ama demokratik ulus insanlıktan yana yeni bir kapının açılması anlamına gelir. Bizler yeni bir başlangıç yapmak için bir araya geldik.
'Gençlerin enerji ve dinamiğiyle geliyoruz'
Bizleri siyasetten dışlamak isteyenlere karşı, her bir sokakta, mahallede kadınıyla, genciyle bir halkı katletmeye çalışanlara karşı bizler gücümüzün birlikten geldiğini bilerek yeniden daha güçlü yürüyeceğiz. Bugün gerçekleştirdiğimiz kongrede HDP'nin siyasette daha güçlü ve kararlı ilerleyen iradesini temsil ediyor. Kadın meclisleriyle kadınlarla yaşamın yarısı ve hatta yaşam enerjisinin üreticiyle geliyoruz. Gençlik meclisleriyle geliyoruz. Yarını bugünden kuracağımız o gençlerin enerji ve dinamiğiyle geliyoruz. İşçilerin emek mücadelesiyle geliyoruz. Sömürüye karşı bir ekmeğe muhtaç edilen, diri diri toprağa gömülen o işçinin hesap sorma hakkıyla geliyoruz. Doğayı savunanların kararlığıyla geliyoruz.
'Bu savaşın tek bir kaybedeni var AKP-saray iktidarı'
Bizler Gever'den Bizler, Taksim'den Bizler Ege'den Akdeniz'den Karadeniz'den, Biz'ler yaşamın her alanında yeniyi yaratma gücüne sahip olanlar olarak geliyoruz. Bu yeninin karşısında zalimlerin gücü başarılı olamayacak. AKP-saray iktidarının sırf iktidarının korumak, despotizminin inşa etmek için açtığı bu savaşın sonu yok. Bu savaşın asla ve asla kazananı olamaz ama kaybedeni olur. Bu savaşın tek bir kaybedeni vardır, AKP-saray iktidarı. Onlar kaybettiler.
'Yarınımıza bugünden sahip çıkalım'
Bir halk karşısında hiçbir diktatör daha kazanamadı. Bugün bu savaşın galibi de olamayacak AKP iktidarı. Ama bizler halkların çözüm iradesinin adresi olacağız. Bizler, halklarımızın ortak yaşam alanını daha da güçlendirerek, büyüterek, hep birlikte geleceğimizi kuracağız. Yarını bugünden kurmayı başaramazsak, emin olun ki bugün bu zalim iktidar yarımızı zapteedecek. Bir kere daha bütün Türkiye halklarına yarını için bugünden direnmeye, birleşmeye davet ediyorum. Hep birlikte yarınımızı bugünden kuralım. Yarınımıza bugünden sahip çıkalım diyorum."
Konuşmasında PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride de dikkat çeken Yüksekdağ, "Bugün ağır tecrit altında olan Sayın Öcalan'ın bir mesajını paylaşmak istiyorum. Bugün ne yazık ki kendisi kongremize mesaj gönderemedi çünkü aylardır çok yoğun bir tecrit altında tutuluyor. Siyasi iktidarın sorumsuz yaklaşımından dolayı barış ve müzakere sürecinin geliştirilmesi için bu fırsat önemli oranda ortadan kaldırıldı. Ben bugün o sürecin olanaklarını yeniden hatırlamanın ve Dolmabahçe Mutabakatı ile gelinen düzeye yeniden dönülerek, sürecin yeniden başlamasının önemine dikkat çekmek istiyorum" dedi.
Yüksekdağ, daha sonra Öcalan'ın HDP'ye ilişkin değerlendirmelerinin yer aldığı önceki dönemlere air bir mesajını okudu. Mesaj salonda "Bê Serok Jiyan nabe" sloganlarıyla selamlandı.
Mesajın ardından Yüksekdağ konuşmasına şöyle bitirdi: "Bizleri muhatap kabul etmeyenlere inat halk kendi muhataplığını bunun iradesini ortaya koymuştur. Halkımızın ortaya koyduğu yeni bir düzey üzerinden barışın ve demokratik cumhuriyetin kapısını açacağız. Bu yeni kapıdan bütün Türkiye halkları olarak ilerleyeceğiz."