HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Özel gündemlerin başında seçimler geliyor. Biliyorsunuz HDP’nin seçimlerde ne yapacağı merak ediliyor, konuşuluyor. Seçimlerle ilgili tutumumuzun temelinde yeni bir başlangıç yapma hedefi yatıyor. Biz seçimleri önemsiyoruz elbette. Bu seçimlerin ülkenin geleceği açısından çok önemli bir rol oynayacağını, etki yaratacağını sahadaki buluşmalarımızdan büyük bir memnuniyetle gördük. Halkımız seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, seçim hangi şartlar altında gerçekleşirse gerçekleşsin buna hazırdır." dedi. Sancar partisine açılan kapatma davasına ilişkin olarak ise, "Kapatma davası gündemimizde bu açıdan yoktur. Yani, kapatma davasının siyasi gücümüzü Türkiye’nin geleceğini belirleme konusunda kullanmamıza engel olması söz konusu değildir." yorumunu yaptı.
"HDP’liyiz Her Yerdeyiz” programınının ardından HDP Eş Başkanı Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında Ankara’da değerlendirme toplantısı yapıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Sancar, şunları söyledi:
"Moralimizi de inancımızı da halkın desteğinden ve cesaretinden alıyoruz"
Bundan yaklaşık 2 ay önce yeni programı uygulamaya başlamıştık. Biz eşbaşkanlar, partimizin her kademedeki yöneticileri, parti emekçileri ve milletvekilleri hep birlikte sahadaydık. Her yerde, her kesimle buluşmaya çalıştık. “HDP’liyiz Her Yerdeyiz” sloganının hakkını vermeye çalıştık. Doğrusunu isterseniz bu konuda kendimizi övmemizin bir sakıncası da yoktur. Çok başarılı bir çalışma dönemi geçirdik. Ve bu çalışma temposunun yoğunluğunu, en büyük yükünü ve sorumluluğunu siz sevgili eşbaşkanlarımız ve ilçe yöneticilerimiz üstlendi. Hepinize bu açıdan partimiz adına teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz. Sağ olun, var olun!
Sahaya çıkarken belli hedeflerimiz vardı. HDP’nin yeni dönemde nasıl bir yol izleyeceğine dair bizi dahil etmeyen tartışmaları her kesim her platformda yürütüyor. Bizim asıl zeminimiz halktır ve halkımızla tartışmak, halkımızla istişare etmek ve onların görüş ve önerilerini almak için yola çıktık. Gördük ki halkımız HDP’ye yönelik bütün insafsız baskılara rağmen partisine inançla ve kararlılıkla sahip çıkıyor. Moral yüksek, kararlılık sağlam. Bu da bizim siyasi gücümüzün, değişim idealimizin, hedeflere yürümemizin en güçlü kaynağıdır. Biz moralimizi de inancımızı da halkın bu desteğinden ve cesaretinden alıyoruz. Her gün yeni operasyonlarla uyandığımız böyle bir dönemde il ve ilçe teşkilatlarımız dimdik ayakta. HDP, sizin emekleriniz sayesinde dimdik ayakta.
Yani umut ve cesaret dimdik ayakta. Bunu görmek bizleri fazlasıyla mutlu etti, daha da fazla çalışmaya mecbur olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Bize moral verdiği kadar sorumluluk da yükledi. Şimdi daha fazla çalışma zamanı, şimdi daha güçlü yürüme zamanı. Ve şimdi daha da büyüme zamanı. Önümüzdeki dönemde neler yapacağımızı tartışırken 3 ana başlık belirlemiştik. Bunlardan birincisi ülkenin temel sorunlarına yaklaşım, ikincisi acil meselelere çözüm önerileri ve üçüncüsü özel gündemlere dair tutum. İşte meydanlarda halkımızın sesini dinleyerek, salonlarda STK temsilcileriyle istişare ederek, her mekanda bulduğumuz her fırsatta akil insanlarımızla, seydalarımızla konuşarak bu başlıklarla ilgili veriler topladık. Şimdi bunları kurullarımızda tartışmak ve kararlılığa dönüştürme zamanı.
İlk olarak bu toplantıyı gerçekleştiriyoruz. Çünkü esas olarak sahayı sizler yaşıyorsunuz ve biz de sizlerle sahaya inebiliyoruz. O nedenle ilk değerlendirme toplantımızı il eş başkanlarımızla yapıyoruz, dün kadın il eş başkanlarımız toplandı. Bugün, karma toplantımızı gerçekleştiriyoruz. HDP’nin varoluş amacı yeni yaşamı inşa etmektir. Evet, yola bu sloganla çıkmıştır HDP. Biz yeni yaşamı inşa etme hedefine yürüyeceğiz demiştik. Yeni yaşamın ne olduğunu farklı vesilelerle, farklı bakış açıları ve başlıklarla anlatmaya çalışıyoruz. Yeni yaşamı inşa konusunda bugüne kadar aldığımız mesafenin hiç de az olmadığına hepimizin inanması gerekiyor. Bunu şimdi toplumun tüm kesimlerine daha açık ve anlaşılır bir şekilde aktarma görevi de yine bizlerindir.
"Kürt meselesine demokratik çözüm yine HDP’nin varoluş hedefidir"
Önümüzde temel sorunlar var. Bu sorunların başında Kürt meselesi geliyor. Kürt meselesine demokratik çözüm yine HDP’nin varoluş hedefidir. Kürt meselesine demokratik çözüm aynı zamanda bu ülkenin demokrasi ve yoksulluk sorununa, ekoloji, kadın ve gençlik sorununa çözümle bütünleşmiştir. Ancak bunların hepsini bir arada ele aldığımızda yeni yaşam yolunda daha sağlam ilerleme imkanımız olur. Bu nedenle önümüzdeki dönem, bu sorunların tümüne dair yaklaşımımızı, temel bakışımızı daha da somutlaştırarak toplumun tümüyle paylaşacağız.
"Halkın sofrası yanıyor, ormanlar yanıyor, dereler taşıyor, kentler yok oluyor"
Yine acil meseleler var. Bu acil meselelerin ülkenin yangın yerine dönmüş olmasıyla açıklanabileceğini görüyoruz. Evet, halkın sofrası yanıyor, ormanlar yanıyor, dereler taşıyor, kentler yok oluyor, milyonlarca canlı ormanlardaki yangınlarla birlikte yok oluyor. İnsanlarımızın canı gidiyor ayrıca. Ve tabii her alanda yürütülen savaş politikaları. Bunlar hepsi bu yangın yerinin, yangın yerine dönmüş ülkedeki sorunların temel kaynağıdır. İşte biz bu acil sorunlara da çözüm önerilerimizi bu toplantıyla başlayarak somutlaştırmaya çalışacağız.
"Seçimlerle ilgili tutumumuzun temelinde yeni bir başlangıç yapma hedefi yatıyor"
Özel gündemler de var. Bu özel gündemlerin başında seçimler geliyor. Biliyorsunuz HDP’nin seçimlerde ne yapacağı merak ediliyor, konuşuluyor. Seçimlerle ilgili tutumumuzun temelinde yeni bir başlangıç yapma hedefi yatıyor. Biz seçimleri önemsiyoruz elbette. Bu seçimlerin ülkenin geleceği açısından çok önemli bir rol oynayacağını, etki yaratacağını sahadaki buluşmalarımızdan büyük bir memnuniyetle gördük. Halkımız seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, seçim hangi şartlar altında gerçekleşirse gerçekleşsin buna hazırdır. Kapatma davası gündemimizde bu açıdan yoktur. Yani, kapatma davasının siyasi gücümüzü Türkiye’nin geleceğini belirleme konusunda kullanmamıza engel olması söz konusu değildir.
"Yol haritamızı ortaya koyan deklarasyonu eylül ayı içinde tamamlayıp halkımızla paylaşacağız"
Yine gördük ki; halkımız HDP'nin her türlü imkânı kullanarak siyasi gücünü ülkenin geleceğini belirleme noktasında kullanacağına tamamen güveniyor. Bu güveni boşa çıkarmayacağız. Bundan sonra diğer kurullarımızla toplantılar yapacağız. Parti Meclisimizi, Kadın Meclisimizi toplayacağız. Elbette MYK toplantımız olacak. Elbette Meclisi Grubumuz ile de bir araya geleceğiz. Böylece istişareleri tamamlayıp kararlılığımızı, bu başlıklarla ilgili temel yaklaşımımızı bir metne dökeceğiz. Bir deklarasyon yayınlayacağız. Bu söylediğim üç başlıkla ilgili temel yaklaşımımızı içeren önerilerimizi, deyim yerindeyse yol haritamızı ortaya koyan deklarasyonu eylül ayı içinde tamamlayıp halkımızla paylaşacağız.
Artık sadece kaybettirme değil kazanma hedefini de herkesin önüne koyması lazım
Değerli arkadaşlarım, bu seçimler elbette önemlidir. HDP’nin siyasi olarak kilit güç olduğunun farkında sadece biz değiliz, herkes bunun farkında. Bu seçimleri; ülkeye, ülkenin halklarına ve topluma kazandırmanın önemli bir imkanı olarak değerlendiriyoruz. Evet, iktidara kaybettirme hedefimiz devam ediyor. Artık sadece kaybettirme değil kazanma hedefini de herkesin önüne açık ve net koyması gerekiyor. Biz seçimlerde tüm ülkeye, tüm topluma, tüm halklara ve özel olarak Kürt halkına kazandıracak yolları inşa edeceğiz. Bunu sizden aldığımız fikir ve destekle mutlaka da başaracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Seçimleri yeni yaşama giden yolda bir vesile, yeni bir başlangıç yapmak için büyük bir imkan olarak değerlendireceğiz. Yeni bir başlangıç, gerçek bir demokrasi ve sağlam bir barışla yürüyebilir. Gerçek demokrasi güçlendirilmiş parlamenter sistemi içeriyor; katılımcılığı güçlendirmeyi, denetim mekanizmalarını sağlamlaştırmayı gerektiriyor. Ama gerçek demokrasi aynı zamanda işleyen bir güvenceli yerel demokrasiyi de gerektiriyor. Buna bütün ülkenin ihtiyacı vardır.
"İktidara kaybettirmek için onu ayakta tutan politikalara karşı cesur adımlar atmak gerekir"
Sadece kaybettirmek yetmez diyoruz. Pek çok yorumcuya bakarsak iktidar zaten kaybediyor, eriyor. Doğrudur; anketler ve saha bunu gösteriyor. Ama hiçbir iktidar, hele de böylesine otoriterleşmiş, baskıyı, talanı, rantı böylesine yaygınlaştırıp derinleştirmiş bir iktidar sadece seyredilerek gitmez. Yani bu iktidarın oylarının düşüyor olması bizim bu iktidarı seyrederek kaybettireceğimiz anlamına gelmez. İktidara kaybettirmek için muhalefet güçleri olarak topluma güçlü bir ufuk, sağlam bir gelecek vaadi sunmamız lazım. Bunun temeli iktidarı ayakta tutan politikalara karşı cesur adımlar ve cesur öneriler ortaya koymaktır.
Değişim, yeni başlangıç o kadar kolay değil. Cesaret ister, dirayet ister, risk almayı gerektirir. Türkiye’nin bütün muhalefeti, burada muhalefet deyince yandaş basın sürekli sanki millet ittifakına hitap ediyormuşuz gibi çarpıtıyor. Hayır, biz Türkiye'de bu düzen ve iktidardan rahatsız olan herkesi muhatap alarak konuşuyoruz. Muhalefet dediğimiz zaman, mevcuttan canı yanan, mevcut iktidardan rahatsız olan, bu düzenden acı çeken bütün kesimleri kastediyoruz. Bütün bu kesimlerin bir araya geleceği yolları inşa etmeye çalışıyoruz. Bunun adına demokrasi ittifakı dedik. Demokrasi ittifakı ancak toplumun en geniş kesimlerini kapsamakla anlam kazanabilir.
İşte, bu dönemde yeni bir başlangıç yapmanın yolu tam da buradan geçiyor. Bu yolda yürüyebilmek için herkesin cesaretli olması lazım. Cesarete her zamankinden fazla ihtiyaç var. Değişim kolay değildir, yeniyi başlatmak kolay değildir. Risk almadan bu yolda yürümek de mümkün değildir. HDP her türlü riski ve bedeli göze alarak yeni bir başlangıç için yoluna şaşmadan devam ediyor. Bedeller ödüyoruz. Her gün yeni gözaltılar oluyor. Binlerce yoldaşımızın rehin tutulduğu bir baskı düzenine karşı kararlılığımızdan en ufak bir taviz vermeden, yolumuzdan şaşmadan mücadeleyi yürütüyoruz.
Bu ülkenin halklarına, emekçilerine, kadınlarına, gençlerine vaat edeceğimiz en tutkulu hedef barışı birlikte inşa etmektir. İktidarın varlığını dayandırdığı savaş, ayrıştırma, düşmanlaştırma, nefret ve ırkçılık politikalarının karşısına halkların eşitliğini, barışı ve sağlam demokrasiyi koyarak yürümek zorundayız. Eğer bunu başarırsak emin olun anketlerden ortaya çıkan sonuçların çok ötesine giden bir halk kazanımı ortaya çıkacaktır. Bu yolu bıkmadan, usanmadan inşa etmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyor ve Türkiye'nin bütün mağdurlarına, bütün mazlumlarına, bütün yoksullarına adalet, demokrasi, barış içinde eşit yaşamı arzulayan her kesimine bu yolun inşasında sorumluluk alma çağrısı yapıyoruz.
"Devletçi bir yenilenmeye değil halkçı bir yönetimin inşasına ihtiyacımız var"
Sadece iktidarı değiştirmeyi hedefleyen bir stratejinin yeterli olmayacağını da her fırsatta söylüyoruz. Bugünkü iktidarı ve buna benzer iktidarları yaratan ve sürekli üreten bir düzen var. Bu düzen 1996’da Susurluk’ta su yüzüne vurdu, patladı diyebiliriz. Bir suç imparatorluğu yaratmıştı. Sonra yeni iktidarlar geldi, bir süre belki patlamanın enkazını toplamayı denediklerini göstermeye çalıştılar, sanki toparlıyormuş gibi yaptılar. Ancak gördük ki 2015’te bu düzen çok daha güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
1999 depreminde sadece on binlerce bina çökmedi, sadece şehirler çökmedi, sistem de çöktü. O çöküşte her kesimin canla başla dayanışmayı nasıl ördüğünü gördük. Bu dayanışmadan güçlü ve yeni bir siyasi alternatif üretmeyi başaramadı toplumsal muhalefet. Şimdi ormanlar yanıyor, ormanları söndürecek uçaklar yok. Ve bunun sebebini hepimiz çok iyi biliyoruz. Çünkü halkın kaynakları savaşa, Saray'a, ranta, yandaşa gidiyor. Bizim devletçi bir yenilenmeye değil halkçı bir yönetimin inşasına ihtiyacımız var. HDP, halkçı bir yönetimin inşasında temel güç olarak her türlü görev ve sorumluluğu üstlenmeye hazırdır. Evet, devletçi restorasyon değil, halkçı yönetim istiyoruz. Bu seçimler de bunun için ciddi bir imkandır. HDP olmadan halkçı bir yönetimin kurulma şansı ve imkanı olmadığını da aklı başında herkes görüyor.
İşte biz bu yeni dönemde yeni başlangıcı Türkiye’nin yönetimine ortak olarak gerçekleştirmek istiyoruz. Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halkları için Türkiye’de yeni kurucu aklın parçası olmaya hazırız. Bunu başaracağımıza dair hiçbir şüphemiz yok. Eylül ayı içerisinde açıklayacağımız deklarasyonla temelsiz spekülasyonlara, dedikodu niteliğinin ötesine geçmeyen siyasi polemiklere nokta koyacağız. Göstereceğimiz hedef, yeni bir başlangıç hedefidir. Yeni başlangıç için de barış olmazsa olmazdır. Kapsamlı ve güçlü bir demokrasi olmazsa olmazdır, adalet olmazsa olmazdır. İşte bununla ilgili genel yaklaşımımızı bu deklarasyonda bütün kesimlerinin değerlendirmesine sunacağız. Değişimde etkili olacak her çevreye, sorunların çözümünde rol alacak her aktöre çağrımız olacaktır. Bazen soruyorlar ne diyeceksiniz diye. Bunun cevabı açık. Daha istişarelerimiz devam ediyor.
Şimdi yeni başlangıç dönemidir: Güçlü demokrasi, sağlam barış, eşit ve ortak yaşam
Biz bunu oturup parti genel merkezinde belirleyecek değiliz. Önce sokakta halkla istişare edeceğiz dedik bunu yaptık. Şimdi bunu kurullarımızda değerlendireceğiz. Değişim cesaret ister. Şimdi yeni başlangıç dönemidir ve söz uzadığında en iyi yol, sözü en iyi kullananlara atıf yapmaktır. Bunlardan biri de Mevlana’dır. Mevlana’nın bir şiirinin sadece son dizelerini okuyarak konuşmamı bitireceğim ve sözü size bırakacağım. “Gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne dair. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Yeni bir başlangıç, gerçek güçlü demokrasi, sağlam barış, eşit-ortak yaşam. İşte buraya doğru hep birlikte yürüyoruz. Başaracağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Buldan: 1 Eylül’de ciddi mesajlar vereceğiz
Toplantının basına kapalı kısmında konuşan Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “1 Eylül’de önemli mesajlar vereceğiz. Her yerde ifade ediyoruz. Ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesi Kürt sorunudur. Kürt soruna ilişkin 1 Eylül’de yapacağımız çağrılar ve daha sonraki çalışmalarımızda Kürt sorunuyla ilgili görüşlerimizi ve çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Kürt sorununun çözümsüzlüğün önündeki en büyük engel AKP-MHP iktidarıdır” dedi.
"Bu dönem AKP’nin yenildiği dönem olacak"
Tecrit önemli bir meseledir. Tecridin kırılması için de bu dönem çalışmalarımızı daha yoğun sürdürmeliyiz. Tecrit kalkmadan bu ülkeye demokrasinin gelmeyeceğini, hakkın hukukun olmayacağını biliyoruz ve yeni bir dönemi başlatmamız gerektiğini bilmeliyiz. Bu süreçte tecride dair taleplerimizi eylem ve etkinliklerimiz ile gösterdik. Öcalan hala ailesiyle ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Hala cezaevlerinde rehin olarak tutulan siyasetçilerimiz, milletvekili arkadaşlarımız, seçilmişlerimiz var. Hala kayyımlar belediyelerimizde oturmaya devam ediyor. Şengal’deki, Rojava’daki tehlike devam ediyor. Kürt halkına yönelik bu politika elbette ki bizlerin ortaya koyacağı yeni yaşam stratejisiyle kırılabilir. Bize inanan ciddi bir halk kitlesi var. Biz biliyoruz ki, halkımız partisine sahip çıkıyor. Yeter ki biz onlara ulaşıp ellerini tutabilelim. Bu dönem gerçekten artık Kürt halkının ve Türkiye halklarının AKP’yi yeneceği dönem olacaktır. Bir erken seçim gündemi hep vardır. Bu çalışmalarda da hepinize başarılar diliyorum. Kazanacağımız günlere az kaldı. Hep birlikte başaracağız."