31 Mart Yerel Seçimleri’nde kazandığı 69 belediyeden 24’üne İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atanan ve 19 belediye eş başkanı tutuklanan HDP'nin açıkladığı deklerasyonda"Yerel yönetimler dahil, yaşamın bütün alanlarında kapsamlı, sistemli ve çok yönlü bir saldırıyla karşı karşıya olan HDP, hiçbir mücadele alanından çekilmeyecek, demokratik ve meşru zeminlerde mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürecektir" denildi. HDP'nin belirlediği yol haritasını KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ile T24 Yazarı Murat Sabuncu 'Sayıların Dili'nde yorumladı.
Kürt hareketinin 'baskı ve itişle zor bir yolda' yürüdüğünü ifade eden Murat Sabuncu HDP'nin demokratik siyaseti koruma kararının önemli olduğunu dile getirdi.
Murat Sabuncu, 'HDP'ye ağır bir misyon yüklendiğini belirterek, "HDP, Türkiyelileşmek kararını alınca bu heyecan yarattı. Ancak son dönemde HDP, Türkiyelileşmekten kendi kimliklerini korumak zorunda bıraktığımız bir harekete dönüştü. Milletvekilleri görevlerini yapamıyorlar. Meydanlarda kalkanlarla yürüyorlar. Çok büyük bir yük HDP'nin üzerine bırakıldı. HDP, özellikle Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da kriminalize edildi, bazı yöneticileri içeride... Bu ağır bir yük. Belki de bu noktada Kürtler, dayanışacağı siyasi aktörleri muhalif aktörler olarak gördüler" ifadelerini kullandı.
HDP'nin demokratik siyaseti koruma kararının Türkiye için fırsat olduğunu dile getiren Ağırdır da "Biraz da bizim onlara el uzatmamız lazım. Bu eziyetin içinde hâlâ diri duruyor ve hâlâ 'Türkiye' diyorlarsa, bu çok değerli. CHP'nin de İyi Parti'nin de ön kabullerini bırakıp el uzatmaları lazım" diye konuştu.
Kürtlere 'onurlu yurttaş hakkını' tanımadan problemin devam edeceğini ve kalıcılaşacağını vurgulayan Ağırdır, "Küresel aktörlerin müdahalesi olmadan onurlu yaşam hakkı için Kürtlerle barışmak, yeni bir yaşam inşa etmek zorundayız. Bunun yolu da siyaset ve elimizde HDP var. Kürt meselesinde uzlaşma olacaksa bunun adresi HDP ve Türkiye olacaktır. Meseleye 'bizim problemimiz' diyerek yaklaşmalıyız" diye konuştu.
Sabuncu da "Yüksek siyasetten konuşuyoruz ancak yalnızca onları değil seçmeni ele almak da önemli. Oy veriyorlar kayyım atanıyor; Kürtçe konuşuyorlar, tepki görüyorlar. Ruh hallerini, sosyolojik ve psikolojik olarak düşünmek gerek" dedi.
Kürt meselesinin küresel bir sorun hale geldiğinin altını çizen Bekir Ağırdır, "Ancak PKK 'Bu yöntemlerle devam edeceğim' dediği sürece Kürtlerin refah içinde yaşayıp yaşamadığı dünyanın umurunda olmayacak" yorumunu yaptı.
HDP'nin erken seçim çağrısını da yorumlayan Ağırdır, "Erken seçimin mümkün olacağını sanmıyorum. Bunun için iktidar kanadının da yönetemediğini kabullenmesi lazım ancak henüz o noktada değiller. Bunu, 2021 yılının sonuna doğru tartışacağız gibi geliyor bana" yorumunu yaptı.
Ağırdır, "Kürt meselesi denen şeyi şöyle tarif etmek de mümkün; Türkler, kendilerine dair kararlara katılım haklarından kendi rızalarıyla fedakarlık ediyorlar. Kürtler de aynı haklara sahip olmasın diye kendi yetki ve sorumluluklarından vazgeçiyorlar. Dolayısıyla Kürt meselesi artık yalnızca Kürtlere değil Türklere ve Türkiye'ye de dair bir mesele" diye konuştu.