*Hakan Özyıldız
Hazine nakit dengesi kamu borçlanmasının en önemli göstergesidir. Bu veriler, devletin kasasına giren ve harcanan parayı çıplak olarak gösterir. Bütçe verilerinde olduğu gibi, muhasebe kuralları gereği, parasal olmayan işlemleri içermez. Dolayısıyla, nakit dengesine bakarak borçlanmanın resmini görmek daha kolaydır.
Bu bağlamda, hem 2016 yılının son çeyreğindeki büyüme rakamları hem de son aylarda referandum için yapılan harcamaların seyrini görmek amacıyla, Ekim 2016 ile Mart 2017 arasındaki döneme ait, Hazine nakit dengesini çıkardım. Tabloyu aşağıda göreceksiniz.
Tabloya bir karşılaştırma yapabilmek için geçen yılın toplam verilerini de ekledim. Her ne kadar 2016’nın toplam verileri Ekim- Aralık arası dönemi de içeriyor olsa da bir bakış açısı verebilmesi açısından yararlı olabileceğini düşündüm.
Gelelim özet detaylara.
Hazine’nin son altı aylık nakit gelir performansı kötü değil. 284,5 milyar lira gelirine ek olarak 7 milyar lira kadar özelleştirme geliri elde edilmiş.
Ancak harcamalardaki performans da güzel. Faiz dışı harcamalar 305 milyar lira kadar. Üçer aylık rakamlar hemen hemen eşit. Ama dikkat çeken gelişme, Aralık 2016’yı da ekleyince son dört ayda 216 milyar lira faiz dışı harcama yapılmış.
Bu bağlamda, özelleştirme gelirleri hariç faiz dışı dengesi, geçen yılın yaklaşık dört katı. Yani mali disiplinden dikkat çeken bir sapma var. Sadece son iki ayın faiz dışı açık toplamı 20 milyar lira kadar.
Bunun doğal sonucu olarak nakit dengesi de bozulmuş. Geçen yılın toplamında 38 milyar lirayı geçen açık, Ekim 2016 – Mart 2017 arasındaki son altı ayda, geçen yılın toplamını geçmiş, 40 milyar lirayayaklaşmış. Kesenin ağzı açılmış. Ne kadar açıldığını anlamak için, sadece Şubat ve Mart 2017 aylarındaki nakit açığı toplamının, 32 milyar lirakadar olduğuna dikkatinizi çekmek isterim.
Peki bu kadar açık nasıl kapatılmış derseniz, tablonun borçlanma rakamlarına bakmanız gerekir.
Hazine son aylarda, piyasaya ödediğinin oldukça üstünde borç alıyor. Yazıya konu olan altı aylık dönemde, toplam net borçlanma (= toplam borç kullanımı – toplam borç geri ödemesi) 29 milyar lira. Neredeyse 2016’nın toplamı kadar.
Burada üzerinde durulması gereken veri, net dış borçlanma toplamı. Hazine harcamalarını yapabilmek için, son altı ayda 17,7 milyar lira dış borçlanma yapmış. Hani dış borç geri ödemeleri için yapıyor desek, önceki borçlarından geri ödemeleri toplamı, sadece 9 milyar lira. Dışarıya ödediğinden 8,8 milyar lira fazla borçlanmış.
İç borçlanma da az değil, 20 milyar lira kadar net borçlanma yapılmış.
Bunlara ek olarak, TMSF’den 584 milyon lira ile garantili borç geri ödemelerinden 1,1 milyar lira da Hazine kasasına girmiş.
Kasa demişken, T.C. Merkez Bankası bilançosunda, son altı dönem içinde 2 Aralık itibariyle 48 milyar liraya yaklaşan kamunun döviz ve TL mevduatları toplamı, Mart 2017 sonunda 28 milyar liraya düştüğü görülüyor.
Özetlemek gerekirse, kamu bir yandan büyümeyi desteklemek diğer yandan referandum için harcamaları hızlandırmış. Nakit dengesi açık vermiş, açık borçla ama daha çok dış borçla kapatmış.
Sonuç basit: dış borçla büyüyen ekonomi, finanse edilen seçim harcaması! Eğer kısa bir süre sonra bu eğilim biterse piyasalar anlayışla karşılar. Ama devam ederse... Ne diyeyim? “Ben harcadım, gerisini torunlar düşünsün.”
Son söz: Borç, asil bir adam için acı bir köleliktir. (Publius Syrus)