Gündem

Hayrunnisa Gül: Birazcık sükûnet sorunları çözer

Hayrünnisa Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde 47 ülkenin temsilcilerine ilk hitap eden first lady oldu.

08 Ekim 2010 03:00
T24 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde 47 ülkenin temsilcilerine ilk hitap eden first lady oldu. Gül, uçakta gazetecilerle sohbetinde de başörtüsü konusunda konuşarak, “Bizim nesil bu olayı yaşadı. Ayrımcılık kadar insanın içini acıtan bir şey yok. Bizler bunun acısını yaşadık. Şimdi bırakalım da bir sükûnet olsun diyorum. Bakın kendi kendine bu iş hallolabiliyor” dedi.


Hayrunnisa Gül'ün Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel'in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, 2007 yılında Çankaya Köşkü’ne çıktıklarından beri ilk kez başörtüsü konusunda samimi açıklamalarda bulundu. Köşk’e çıkan ilk başörtülü cumhurbaşkanı eşi olan Hayrünnisa Gül, 2002’de üniversiteye kaydı yapılmadığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı, ancak eşi Dışişleri Bakanı olduktan sonra 2004’te geri çektiği başvuru ile de çok tartışılmıştı. Hayrünnisa Gül, yıllar süren sessizliğini, o meşhur başvurunun adresi olan AİHM’nin yargıçlarını seçen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (AKPM) yapacağı konuşma öncesinde bozdu. Strasbourg yolunda uçağına davet ettiği gazetecilerin başörtüsü de dahil olmak üzere bir çok konudaki sorularını açıklıkla yanıtlayan Hayrünnisa Gül, dünkü konuşması ile AKPM kürsüsünden 47 ülkenin temsilcilerine hitap eden ilk first lady oldu. Hayrünnisa Gül’ün gazetecilerle yaptığı samimi sohbetin satır başları şöyle:


"Biz çok acı yaşadık"

Bizim nesil bu olayı yaşadı. Bu gerçekten acı. Ayrımcılık kadar insanın içini acıtan bir şey yok. Bizler gerçekten bunun acısını yaşadık. Şimdi bırakalım da bir sükunet olsun diyorum. Bakın kendi kendine bu iş hallolabiliyor. Gelecek nesillere gerçekten çok yazık. Benim bütün duam gelecek nesiller bunu yaşamasın. Geriye dönüp bir bakalım neler yaşandı? Türkiye her alanda çok saygı duyulan bir ülke haline geldi, herkes Türkiye’yi konuşuyor. Gurur duyuyorsunuz. Biz enerjimizi boşa harcamışız. Böyle konular, lüzumsuz konular olmasa daha neler yapılacak. Yazık değil mi, niye enerjimizi bunlara harcayalım? Değer mi? Değmez.


"Kendi hallolacak"

Hep beraber, iç içe birbirimizi severek hoşgörüyle bunu aşalım. Sessiz kalalım. Kendi kendine hallolacak. Buna gerçekten inanıyorum. Sağduyu ve hoşgörü bunu çözecek. Sadece bu konuda değil, halledilmesi gereken bütün konularda böyle. Biz eğer sağduyu, sevgi ve hoşgörüyle yaklaşırsak hepsi çözülecek. Birbirimizi seversek hiçbir sorun kalmayacak Türkiye sıçrama yapacak.

"Ailede her türlüsü var"

Bence ötekileştirmeyi sadece bir kısım insan yapıyor. Artık onlar da yapmayacak. Hepimizin ailesinde her türlü insan var, hepimiz iç içe yaşıyoruz, hepimiz ailemizi çok seviyoruz. Bir parçasından vazgeçebilir miyiz? Vazgeçemeyiz. Bir elin parmakları eşit değil. Ben bunların zenginlik olduğuna inanıyorum ve hayran oluyorum. Anadolu bunu böyle hallediyor. Çeşitlilik bizim zenginliğimiz.


"Okula başlardım"

Okuma isteği çok kutsal. Amerika’da küçük oğlum Mehmet’in okuluna (Harvard Üniversitesi) gittik. İnanın gerçekten şu yaşımda zamanım olsa hiç üşenmem yeniden okula başlarım. O kadar seviyorum ki. Okulun yaşı yok. Oradaki atmosfer o kadar cezbediyor ki. Gittiğimiz gün Mehmet çalışmaktan sadece 1.5 saat uyudu. Hep çok çalışkandı, ama şimdi ‘Anne ben Türkiye’de okul okumamışım’ diyor. O kadar çalışıyorlar.


"Abdullah Bey’e dede demeyin"

Genel kurul salonunda engelli çocuklar temalı bir konuşma yaptığı AKPM’nin, Hayrünnisa Gül’ün yaşamında önemli yeri var. Abdullah Gül’ün 10 yıl boyunca kesintisiz her yıl Türkiye’yi temsil ettiği AKPM, kendisine pro merito madalyasını getirmiş, eşine ise yıllardır süren dostlukların kapısını açmış. Hayrünnisa Gül o günleri şöyle anlattı: “İlk gittiğimizde küçük oğlum Mehmet 3 aylıktı. Hiç unutmuyorum İsmail Cem’le beraber. O zaman sosyal faaliyetler oluyor ben de kucağımda bebekle katılıyordum. İkincisinde İspanya’ya gitmiştik. Her gittiğimiz ülkeye 40-50 kişilik grupla gidiyorduk. Mehmet grubun maskotu olmuştu.” Ta o yıllardan alışık olduğu AKPM’de konuşma yapmayı da yadırgamayan Hayrünnisa Gül, “Konuşma için eşinizden taktik aldınız mı?” sorusunu, “Keşke biraz kendimize vakit ayırabilsek” diye yanıtladı. O sırada söz torununa geldi. “Torunu göremedim son zamanlarda. 7 aylık oldu. Çok az vakit ayırabiliyorum. Ben anneanne olmaktan memnunum ama Abdullah Bey’e dede dedirtmeyebilirim. Bilmem ne diyecek? Her gittiğim ilde yuvaları da ziyaret ediyorum. Önceki gün gittiğim Trabzon’daki yuvada ‘Abla’ dediler. Onlarla oynayınca Cumhurbaşkanı eşi gibi değil de içlerinden biri gibi gördüler. Ben de onlara dedim ki, ‘Size bir sır vereyim çocuklar, Cumhurbaşkanınız gelince de ona ağabey deyin olur mu.’ Çok hoşumuza gidiyor. Kendimizi genç hissediyoruz.