Brüksel saldırısını gerçekleştiren IŞİD’li canlı bomba Brahim el-Bakraoui’nin de ‘yabancı savaşçı’ şüphesiyle deport edildiği Risk Analiz Merkezi’nde, Atatürk Havalanı’ndan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Fındık, sistemin nasıl işlediğini anlattı.
"Atatürk Havaalanı’nda iki giriş noktası var. Araçla gelen yolcular ve metro girişi. Her iki yolcu tipi için de havaalanına adımını atar atmaz sıkı bir güvenlik kontrolü başlıyor" diyen Fındık, "Personel, fiziksel ve teknolojik olarak üçe ayrılıyor. Bu ifadelerin bizler için karşılığı görünen ve görünmeyen ekipler. Aralarında istihbarat ve terör uzmanları var. Yurtiçi ve yurtdışında suçlu profilleri konusunda özel eğitimler alıyorlar. Dünyada etkin suç ve terör örgütlerine göre bu bilgiler ve eğitimler güncelleniyor. Ancak ilk olarak suçlu profiline odaklanılıyor. Gelen her yolcu bakışlarla ‘süzülerek’ suçlu profiline uyup uymadığı kontrol ediliyor" diye konuştu.
Karar gazetesinden Hilal Öztürk'e konuşan Mehmet Hakan Fındık'ın açıklamaları şöyle:
"Kesintisiz göz takibi"
Ekibin içinde resmi polisler de var yolcuların arasına karışan siviller de. Yüz ifadesi, tavır ve davranışları, hatta giydiği ayakkabıdan giysi seçimine kadar, gizlilik gerekçesiyle açıklanamayan bir dizi standart ‘süzme’ kriteri ile yolcular inceleniyor. Bu kriterlere uyan yolcular takibe alınıyor ve kontrol noktalarındaki geçişleri an be an izleniyor. Kesintisiz gözle takip ve kontrol güvenlik sisteminin anahtarı.
"Bin kamera ile sıkı takip"
Plaka kontrollerinde, iki ayrı noktada X Ray cihazlar, anında zoom yapma imkanı sağlayan CCTV adı verilen kapalı devre kamera sistemi gibi yine güvenlik gerekçesiyle çok detaylandıramadığımız güvenlik ekipmanları kullanılıyor. Atatürk Havaalanı’nda toplam bin güvenlik kamerası bulunuyor. Polis ve özel güvenlik olmak üzere 3 bin personel sistemin parçası. Tüm bu güvenlik sisteminin, uluslararası havacılık kriterlerinin dışına çıkmaması için de özen gösteriliyor. Güvenlik kontrollerinin yolcuyu bunaltmaması, baskı yapmaması için hassas davranılıyor.
"50 soruda 'terörist' teşhisi"
Avrupa’nın örnek gösterdiği yabancı terörist savaşçılarla ilgili uygulama güvenlik sisteminin en hassas noktası. Dış hatlar terminali içinde bir merkez, yabancı terörist savaşçılara göz açtırmıyor. Merkeze sadece özel kartlarla giriş yapılabiliyor. Kimi sivil, kimi resmi giyimli polisler çalışıyor. İki ayrı sistem işliyor. Havaalanına girişinden itibaren şüphe çeken yolcular pasaport kontrolü sırasına alınıyor. Bir yandan pasaportlar kontrol edilirken, diğer yandan da şüpheliler ile birebir görüşme yapılıyor. Yabancı terörist mi, turist mi ayrımı yapmak için 50 farklı soru yöneltiliyor şüphelilere. Bu sorular, teröristlerin hazırlıklı gelmemesi için sır gibi saklanıyor.
"'Turistim' ısrarı ele veriyor"
Risk Analiz Merkezi’nde görevli polisler kendi tabirleriyle ‘şüpheliyi çözmek’ için uyguladıkları yöntemi şöyle özetliyor: Geldikleri ülkeler, görüntüleri, davranış kalıpları birbirinden farklı. Ancak hepsinde benzer olan ve bizim de onları yakalamamıza neden olan şey, bizi abartılı şekilde turist olduklarına ikna etme çabaları. Bunun için her yolu deniyorlar. Biz de sorularımızla onları açıyoruz.
"Kod adı 'İnad Timi'"
Rakamlarla Risk Analiz Merkezi
- Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarında 7/24 nöbet tutan ‘İnad Timi’nde 70personel görev yapıyor.
- 2014 yılında kurulan Risk Analiz Merkezleri hali hazırda 37 havalimanında faaliyet gösteriyor. Personel sayısı, yolcu yoğunluğuna göre değişiyor. Yaz aylarında bu sayı artıyor.
- Risk Analiz Merkezleri’nin çalışmaları sonucu 1 Ocak 2014-15 Temmuz 2015 tarihleri arasında yabancı terörist savaşçı şüphesi taşıyan 724 kişi deport edildi.
- Teröre göz açtırmayan merkezlerde bugüne kadar 4 bin 500 kişi IŞİD şüphesiyle sorgulandı.
Merkezde ‘riskli yolcu’ ve ‘yabancı savaşçılar’ ile mücadele eden ekibe ‘İnad timi’ adı veriliyor. Kavram bir havacılık terimi olan ‘İnad yolcu’dan üretilmiş. Son yıllarda IŞİD ve PYD ile literatüre giren yabancı terörist savaşçılar da riskli yolcular arasında.
‘İnad timi’nde görevli polisler, yabancı savaşçı profilinin kişiden kişiye değiştiğini anlatıyor. Kiminin kamuflaj elbiselerle, bölge koşullarına uygun giysilerle geldiğini kiminin Havai’ye gider gibi turist kıyafetleriyle havaalanına indiğini anlatan görevliler, ekliyor: Bu daha çok yabancı savaşçının zeka potansiyeline bağlı bir durum. Kimisi çok profesyonelce kendisini gizleyebiliyor, kimisi daha çabuk çözülüyor. Ama sonuçta yakalıyoruz.”
"AB ile fiber bağlantı"
Risk Analiz Merkezleri’nin daha işlevsel kullanılması için önemli bir adım geçen hafta atıldı. AB uyum süreci çerçevesinde Uluslararası İrtibat Ofisi kuruldu. Bu birim sayesinde sadece yabancı savaşçılarla değil, riskli görülen her yolcu veya durumla ilgili başta AB olmak üzere yabancı ülkelerle fiber hızla irtibat kurulabilecek.