Gündem

Hatay'da ve Bitlis'te kaybolan iki çocuğun cansız bedenine ulaşıldı

Ağrı'da kaybolan 4 yaşındaki Leyla ile Ankara'da kaybolan 8 yaşındaki Eylül'ün ölü bulunması sonrası, iki kayıp çocuğun daha cansız bedenlerine ulaşıldı. Hatay'da 8 gün önce kaybolan 6 yaşındaki Ufuk Tatar ile Bitlis'te Cumartesi günü kaybolan 2 yaşındaki

08 Temmuz 2018 15:12

Hatay'da 8 gün önce kaybolan 6 yaşındaki Ufuk Tatar ile Bitlis'te Cumartesi günü kaybolan 2 yaşındaki Sami Yusuf Marangoz'un cansız bedenlerine ulaşıldığı bildirildi.

Ufuk Tatar, Hatay'ın Hassa ilçesinde ailesiyle yakınlarını ziyareti sırasında engelli bir yakını ile ormanlık alandan su almaya gittiğinde kaybolmuş, Tatar'ın bulunması için arama çalışmaları başlatılmıştı.

Tatar, kaybolduğu noktadan yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki bir arazide, arama çalışmalarına katılan güvenlik korucuları tarafından bulundu. Bitlis'in Ahlat ilçesine evinin önünde oynarken kaybolan Sami Yusuf Marangoz'un cansız bedenine ise, evine yaklaşık 4 km uzaklıktaki ağaçlık alanda ulaşıldı.

Yetkililer, iki olayla ilgili soruşturma başlattı.

Türkiye son günlerde kamuoyuna sıkça yansıyan çocuklara yönelik kaybolma, istismar ve cinayet vakalarını tartışıyor.

Ağrı'da bayram ziyareti için gittiği dedesinin köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir 18 gün sonra bir dere kenarında ölü bulunmuş, Ankara'da kaybolan 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara'nın ise bir hafta süren arama çalışmaları sonrası cansız bedenine ulaşılmıştı.

Eylül Yağlıkara'nın öldürülmeden önce cinsel istismara uğradığı belirlenmiş, Ağrı Valiliği ise, Leyla'nın 10 güne yakın aç bırakıldığı için öldüğünü açıklamıştı.

Öte yandan kadın hakları savunucuları, çocuklara yönelik cinayet ve cinsel istismara karşı protestolar düzenlemişti.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, 2008 ila 2016 yılları arasında 105 bine yakın çocuğun kaybolduğu bildirildi.

Hükümet, cinsel istismarın önüne geçmek için "cinsel katastrasyonu" devreye sokmaya hazırlandıklarını söyledi.

Çocuğa yönelik istismara karşı cezaların artırılması çağrılarına karşın, bazı hak savunucuları ise çocukların korunması ve ailelerin bilgilendirilmesi gibi önlemlere öncelik verilmesi gerektiğini savunuyor.