T24 Haber Merkezi
Bursa Mudanya’ya yapacağı ortopedi ve travmatoloji hastanesi projesini, belediyenin çeşitli gerekçeler göstererek geciktirdiğini söyleyerek belediye binası önünde 17 gündür açlık grevi yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Kayhan Turan, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'dan çözüm konusunda sonuç alamaması sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na açık mektup yazarak, " Depremler gösterdi ki bir gün dahi beklenemez, duruma el koymanızı diliyorum!" dedi.
Dr. Kayhan Turan, Türkiye'nin en büyük ortopedi ve travmatoloji merkezi olacağını duyurduğu projenin Mudanya Belediyesi tarafından geciktirildiğini belirterek 17 gün önce açlık grevine başladı. Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı sonu olarak belirlediği hastaneyi hizmete açmak için gereken sürenin dolmasına 3 yıldan az bir süre kaldığına sıkça vurgu yapan Turan, belediye başkanı Türkyılmaz'ın kendisiyle "hakaret ve aşağılamalarla dolu konuşmalar yaptığını, sorularına cevap vermek yerine ya çarpıtma ya da yanlış açıklamalarda bulunduğunu" belirtti. Yaptığı son basın açıklamasında konuyu Türkyılmaz'ın mensubu olduğu CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a taşıyacağını açılayan Turan, destek istedi.
Kılıçdaroğlu'na mektup yazan Turan, "Sayın Belediye Başkanından talebimiz; yasa ile kendisine verilmiş bir yetkiyi kullanması ve zamana karşı olan yarışımızda bize destek olmasıydı. Yani yasal olmayan bir talepte bulunmadık. Ancak kendisinden 'size ayrıcalık tanıyamam, normal prosedürü işletiyoruz. Bekleyin' gibi karşılıklar aldık. Biz de hep bekledik. Ancak son deprem bize gösterdi ki, bırakınız aylarca/yıllarca beklemeyi… Bu ülkenin bu tür yatırımlar için bir gün dahi beklemeye tahammülü kalmamıştır. Ben bu düşünceyle, birçok kişiye göre hiç zamanı değilken, açlık grevine başladım" dedi.
Kılıçdaroğlu'ndan "duruma el koymasını" isteyen Dr. Turan, "Şehrine değer katma mücadelesi veren bir doktora, parti yöneticilerinizin, milletvekillerinizin, belediye başkanı ve meclis üyelerinizin böyle bir tutum sergilemelerinin karşısında, siz de şaşırıp düş kırıklığı yaşayabilirsiniz. Onaylamayacağınızı biliyorum. Buna inanmak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Dr. Turan'ın Kılıçdaroğlu'na yazdığı mektup şöyle:
"Sayın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu,
Ben Dr. Kayhan Turan,
25 yıldır Bursa’da Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak hizmet veriyorum.
Mudanya’da, dünya standartlarında bir Ortopedi Hastanesi yapmak için yıllardır hazırlık yapıyoruz.
Kadrolarımızı oluşturduk. Binlerce saat eğitim aldık.
Bugün Ortopedi alanında, dünya hangi noktadaysa, biz de o noktadayız. En son gelişmeleri günü gününe kendi hastalarımıza uygulayabilme bilgi ve deneyimine sahip olduk.
"Sürenin dolmasına 3 yıldan az bir süre kaldı"
Verdiğimiz hizmeti daha üst seviyelere taşıyacak olan bu Ortopedi Hastanesi için Mudanya’da, mülkiyeti bize ait olan ve 1/5000’lik planda 'Özel Sağlık Alanı' olarak belirlenmiş arsamızda, gerekli jeolojik ve jeofizik çalışmalar da dahil olmak üzere, tüm mimari ve mühendislik çalışmaları tamamlayıp, Mudanya belediyesinden inşaat ruhsatı aldık.
Ancak imar planlarının yapılmasında Mudanya ve Bursa Büyükşehir Belediyeleri arasındaki yetki ve görüş ayrılıkları yüzünden mahkemelerin uzaması nedeniyle, yıllardır bekliyoruz.
Ve bekleme süresi uzadıkça, zaman kaybediyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı sonu olarak belirlediği, hastaneyi hizmete açmamız gereken sürenin dolmasına 3 yıldan az bir süre kaldı.
Mudanya Belediye Başkanı’na, yapılacak olan Ortopedi Hastanesinin sadece Mudanya ve Bursa’ya değil, aynı zamanda ülkemize ve tüm dünyaya, en yüksek kalitede ve ulaşılabilir maliyetle hizmet sunacak, çok özel bir hastane olduğunu defalarca anlattık.
Kendisinden, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24. Maddesindeki yetkisini kullanmasını ve bir an önce, süremiz dolmadan, inşaat iznini vermesini talep ettik.
Ancak, bu talebimiz Belediye Başkanınca hiçbir zaman kabul edilmedi.
Başka bir ifade ile Sayın Belediye Başkanından talebimiz; yasa ile kendisine verilmiş bir yetkiyi kullanması ve zamana karşı olan yarışımızda bize destek olmasıydı.
Yani yasal olmayan bir talepte bulunmadık.
Ancak kendisinden 'size ayrıcalık tanıyamam, normal prosedürü işletiyoruz. Bekleyin' gibi karşılıklar aldık.
Biz de hep bekledik.
Ancak son deprem bize gösterdi ki, bırakınız aylarca/yıllarca beklemeyi… Bu ülkenin bu tür yatırımlar için bir gün dahi beklemeye tahammülü kalmamıştır.
"Belediye Başkanı, mesnetsiz ve hak etmediğim açıklamalarla karşılık verdi"
Ben bu düşünceyle, birçok kişiye göre hiç zamanı değilken, açlık grevine başladım.
Amacım, Sayın Belediye Başkanını kentine ve ülkemize böyle bir eserin kazandırılması için bir an önce harekete geçirebilmek ve yetkisini kullanmasını sağlamaktı.
Ama olmadı.
Sayın Belediye Başkanı, bana karşı çok sayıda mesnetsiz ve hiç hak etmediğim açıklamalarla karşılık verdi.
Kendi onayladığı ve bodrum katlar dahil 8 kat olan projemizi, kamuoyuna 11-12 kat olarak lanse etti.
Yine, imar planlarında “Özel Sağlık Alanı” olan ve kendi döneminde onaylanan hastane projemize “imarsızdır” deyiverdi.
Hatta kamuoyuna yaptığı açıklamalarda “yasadışı taleplerde bulunuyor” bile dedi.
Durup dururken, kendisiyle, basına açık tartışmalarımız başladı. Kamuoyuna verdiği yanlış beyanları düzeltmekten yorgun düştük.
Yetmezmiş gibi, demokratik hakkımı kullanarak yaptığım, hiç kimseyi rahatsız etmeyen açlık grevi, partinizin mensubu olan bu Belediye Başkanı tarafından zabıta marifetiyle baltalanmak istendi.
Açıkçası eyleme başlarken bunları öngörememiştim.
Daha medeni ve insan haklarına saygılı bir iletişim kurabileceğimizi umduğum, Mudanya Belediye Başkanı Sayın Hayri Türkyılmaz ise tam tersi bir tutum izledi.
Sayın Genel Başkan,
Bizim hiçbir zaman yasal olmayan ya da yasal olarak mümkün olmayan bir talepte bulunmadığımızı, özellikle bilmenizi isterim.
Yasal olarak mümkün olmayan bir konu için, açlık grevi gibi, insanın hayatını ortaya koyduğu, ciddi bir eyleme başvurulur mu?
"Siz bir ideal uğruna, Ankara’dan İstanbul’a yürüdünüz; ben de açlık grevi yapmayı seçtim"
Siz bir ideal uğruna, Ankara’dan İstanbul’a yürüdünüz.
Ben de haklı davam için açlık grevi yapmayı seçtim. Hepsi bu…
Belediye Başkanımız, bunu anlamadı.
İlçesine, kentine ve ülkesine böyle bir eser kazandırmak için bizimle birlikte mücadele etmesi, böyle bir yatırımı fırsat olarak görmesi gerekirken, konuyu bireyselleştirip gerçekliği olmayan dedikoduları konuşması ve yasal zeminde bir çözüm yolu aramaması, inanılır gibi değil.
Kendisiyle görüşmeye giden yakınlarıma; “İşlerim yoğun bir de bu zırtapozla uğraşıyorum” diyerek söze başlaması, sonra da “ister açlık grevi yapsın ister takla atsın” demesi,
Ardından da masasını yumruklayarak konuya çözüm bulmak gayretinde olan yakınlarımı odasından kovması,
Açlık grevim gündeme gelince “aslında yemek yiyor, kilo bile almış” gibi ciddiyetten ve insani hassasiyetten uzak açıklamalar yapması,
Hakkımda “halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten” savcılığa suç duyurusunda bulunması,
Arıca kendi verdiği hastane inşaat ruhsatını, kendi döneminde verilen izinlerle yapılan konutları yok sayıp ya da görmezden gelip; planda sağlık tesisi yapılmak üzere belirlenmiş alana “zeytinliktir” diyerek ucuz çevrecilik mesajları vermesi, parselimizle hiç alakası yokken “yangın sonrası boşalan alanda inşaat yapmak istemekle” itham etmesi,
Hastane projemizin imar işlemlerinin bir kısmı Mudanya Belediyesi tarafından ve bir kısmı da Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığı halde, bizi birtakım “çıkar ilişkileri içinde olmakla” itham ederek, herkesi töhmet altına sokması,
Ayrıca açlık grevim sırasında haberdar olduğum, benim hastane projemden bile daha acil olduğunu düşünerek hemen harekete geçtiğim, Belediye Başkanının Mudanya’daki 112 Acil Sağlık Hizmeti 3 nolu İstasyonuna yer tahsisindeki duyarsızlığı,
"Tüm bunlar CHP’nin hangi ilkesi ile bağdaşıyor olabilir ki?"
Hatta daha önce Mudanya’daki bazı inisiyatif gruplarının Belediye Başkanı ile yaptıkları görüşmeler ve kendisinin gösterdiği benzer tutum ve tavırların anlatıldığı, size kadar iletilen “dosyalar”…
Tüm bunlar CHP’nin hangi ilkesi ile bağdaşıyor olabilir ki?
Peki, bunlar cereyan ederken, CHP Bursa İl Başkanlığı ne yapıyor?
Hiçbir şey!
Bu duyarsızlığın nedeni kendi partilerinin bir mensubu olan Belediye Başkanı ile aynı çizgide olmaları mıdır?
Yoksa, hiçbir şey olmamış gibi davranıp geçiştirilmesini sağlamak mıdır?
Örgütünüzün bu halini anlamayan ve hayal kırıklığı yaşayan binlerce vatandaş gibi ben de şaşkın durumdayım.
Siz bir Genel Başkan olarak, kalkıp dünyanın her yerindeki bilim insanları ile görüşürken, ülkemize yeni bir vizyon kazandırmaya çalışırken; yerel örgütünüz bilimsel olarak dünya ile yarışan ve hemen yanı başlarında olan bir doktorun açlık grevine, yardım çığlığına hiçbir tepki vermedi.
Bu hem beni hem de ülkesini seven herkesi hayrete düşüren bir durumdur ki aynı zamanda, partinizin ortaya koyduğu yaklaşımların -haklı olarak- sorgulanmasına neden olmaktadır.
Beklerdim ki, konu size hiç intikal etmeden; projemizin depreme hazırlık, insan sağlığı, doğaya saygı, bölgeye sosyal ve ekonomik faydaları açısından değeri anlaşılsın, biz de ülkemize bir eser kazandırmış olalım.
Ama olmadı.
"Yıllardır bir idealin peşinden koşuyorum"
Sayın Genel Başkanım,
Belki siz hatırlamayabilirsiniz ama, bu yolculukta sizin desteğinizi de gördüm. Ben Bursa SSK hastanesine sizin döneminizde tayin oldum. Size olan minnetimi her zaman hatırlar ve herkese anlatırım.
Bir idealin peşinde koşmanın ne kadar değerli bir yaşam olduğunu; General Mac Arthur'a ait olan hiç aklımdan çıkmayan şu sözler ile idrak etmeye başlamıştım;
" İnsan belirli bir süre yaşadığı için değil, bir ideale yüz çevirdiği için yaşlanır. Yıllar kişinin yüzünü, bir ideale yüz çevirme ise ruhunu kırıştırır."
İşte ben yıllardır bu düşüncelerle bir idealin peşinden koşuyorum.
- Ne para,
- Ne makam mevki,
- Ne şan, şöhret,
- Ne de benzeri şeylerin benim hayatımda bir değeri olmadı.
Ben dünyanın en iyi hastanelerinden birini kurarak ülkeme Ortopedi alanında kurumsal bir bilim merkezini miras olarak bırakmak istiyorum.
"En büyük idealimi başarmak için başladığım açlık grevinin 17. günü doldu"
Sayın Genel Başkan, biliniz ki ben herkes için ‘eşit ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sağlama’ idealimden hiç vazgeçmeyeceğim ve umudumu hep yaşatacağım.
Ama en büyük idealimi başarmak için başladığım açlık grevinin 17. günü doldu.
Hastalarım, ekibim ve idealist dostlarım ile her görüş ve düşünceden Mudanya halkı yanımda. Ama ne yazık ki etkili ve karar verici noktada olanlar ortada yok.
Tamam, Türkiye’nin gündemi çok yoğun… Belki onlarca önemli konu var gündemde.
Ama Bursa İl Başkanlığının bana ve projeye ayıracak yarım saati mi yoktu?
En azından bir kişi bile bizi dinlemeyecek mi?
Kimden ve neden korkuyorlar?
Halkın ve ülkenin yararına yapılacak, depreme dayanıklı bir Ortopedi Hastanesinden kim, neden rahatsız olur?
Kendi fikir ve inançlarından başka bir pusulası olmaması gerekenler, çok yoğun olmanın arkasına gizlenemezler, değil mi?
Bu kadar önemli bir projeye karşı bu ilgisizliği, duyarsızlığı hiç kimse anlayamıyor.
Ben de gerçek sebebi bulmadan rahat edemeyeceğim. Bunu hem kendi mücadelem hem de beni sevip destekleyen yüzlerce insan için yapmam gerekiyor.
Sayın Genel Başkan,
Bu duruma el koymanızı diliyorum.
Şehrine değer katma mücadelesi veren bir Doktora, Parti Yöneticilerinizin, Milletvekillerinizin, Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerinizin böyle bir tutum sergilemelerinin karşısında, siz de şaşırıp düş kırıklığı yaşayabilirsiniz.
Onaylamayacağınızı biliyorum. Buna inanmak istiyorum.
Eğer ilgilenirseniz, Ankara’ya gelip her türlü açıklamayı yapabilirim. Konuya ilişkin dilekçeleri, basın açıklamalarını, hukuksal görüşleri ve videoları talep etmeniz halinde derhal iletebilirim.
Ülkemizin içinde bulunduğu bu olağanüstü günlerde ve bu kadar sorumluluğunuz varken bile, bu konuyla ilgileneceğinize dair umut taşıyorum.
İlginizi bekliyor, size, ailenize ve bu vesileyle tüm halkımıza sağlık ve esenlik dileklerimi sunuyorum.
En derin saygılarımla."