Haşdi Şabi (Halk Seferberlik Güçleri) IŞİD'in 2014'te Musul'u ele geçirmesi ardından, Iraklı farklı milis güçlerinin bir araya gelmesiyle kuruldu.
Musul saldırısı ardından Irak'ın Şii dini lideri Ayetullah Sistani tüm Irak halkına hitap eden tarihi bir fetva yayımladı.
Söz konusu fetvada Sistani, Irak'ta eli silah tutan herkesi ülkelerini savunmaya ve kutsal mekanlarını savunmaya çağırdı.
Bu fetvanın ardından farklı milis güçleri Haşdi Şabi çatısı altında bir araya geldi.
Bünyesindeki örgütler
Haşdi Şabi'nin büyük bölümü Şii milislerden oluşuyor ancak bünyesinde Sünni milisler de var.
Economist dergisinin, doğruluğu teyit edilmemiş verilerine göre Haşdi Şabi'de savaşan milislerin yaklaşık 120 bini Şii, 16 bini ise Sünni Iraklılar.
Bu rakamların çok daha fazla olduğunu belirten açıklamalar da bulunuyor.
Haşdi Şabi bünyesinde yer alan onlarca örgütlerden öne çıkanlar şunlar: Bedir grubu, Asaib Ahl El-Hak, Barış Tugayları (Mukteda El Sadr'ın grubu), Hizbullah Tugayları, Seyyid El Şuhada Tugayları, Kataib El İmam Ali, Ebu El-Fadl El-Abbas Güçleri, Harakat Hizbullah El-Nucaba.
Haşid Şabi'de, Türkmenlerden oluşan gruplar da bulunuyor.
Irak hükümetiyle ilişkisi
Haşdi Şabi Bağdat tarafından doğrudan destekleniyor.
Bağdat örgüte, para ve silah yardımı yapıyor.
Bununla birlikte Haşdi Şabi'nin tam olarak hükümetin kontrol altında olmadığı düşünülüyor.
Hatta dönem dönem bazı milis gruplarının hükümeti, bazı hükümet üyelerininse milis gruplarını eleştirdikleri durumlar oldu.
BBC Farsça Servisi'nden Kasra Naji Haşdi Şabi ve Bağdat arasındaki ilişkiyi 'zayıf' olarak değerlendiriyor.
IŞİD'in Irak'ta tamamen yenilmesi durumunda Haşdi Şabi'nin ne olacağı konusu ise belirsiz.
İran'la ilişkisi
Haşdi Şabi bünyesindeki örgütlerin büyük bölümünün İran'la yakın ilişkileri bulunuyor.
BBC Farsça Servisi'nden Kasra Naji, örgütün İran Devrim Muhafızları tarafından teşkilatlandırıldığını, bünyesindeki grupların liderlerinin genelde, Tahran'la ve de İran'daki kutsal Kum şehriyle yakın ilişkileri olan din adamları olduğunu söylüyor.
Naji, "Danışmak için düzenli olarak İran'ı ziyaret ediyorlar. Ve paranın ve silahların bir bölümü İran'dan geliyor. Bu yüzden ilişkileri ideolojik olarak da, maddi destek açısından da ve diğer diğer bağlamlarda da oldukça güçlü" diyor.
Bir tarafta kahraman algısı bir tarafta insan hakkı ihlali eleştirileri
Yapılan araştırmalar Irak halkının belli bir bölümünün IŞİD'le mücadelede Haşdi Şabi'yi desteklediğini ortaya koyuyor.
Özellikle Şii Iraklıların önemli bir bölümünün gözündeyse milisler kahraman olarak algılanıyor.
Sünni Iraklıların Haşdi Şabi'yi mezhepçi olarak gördükleri biliniyor.
Irak'ta Şiiler içinde de Haşdi Şabi'yi İran'la ilişkisi üzerinden eleştirenlerin olduğu bildiriliyor.
Örgüt operasyonlarda çok sert olmakla ve insan hakkı ihlallerine yol açmakla da suçlanıyor.
[Haşdi Şabi milisleri.] Image copyrightGETTY IMAGES
Özellikle 2015'te, Sünnilerin yoğun yaşadığı Tikrit'in IŞİD'den geri alındığı operasyonda Haşdi Şabi'ye yönelik insan hakkı ihlali eleştirileri yöneltilmişti.
Birleşmiş Milletler özellikle bu yaz gerçekleştirilen operasyonlarda örgütü eleştirmişti.
Uluslararası Af Örgütü ve HRW (İnsan Hakları İzleme Örgütü) gibi kurumlar bazı raporlarında, Irak'taki bazı bölgelerde sivillerin önce IŞİD tarafından sonra da IŞİD'i yenilgiye uğratan milisler tarafından baskıya uğradığını' belirtiyor.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nden de dönem dönem Haşdi Şabi'yi eleştiren açıklamalar geldi.
Türkiye de Haşdi Şabi'yi sık sık eleştiriyor ve özellikle Sünnilerin yaşadığı bölgelerde örgütün operasyonlara katılmamasını savunuyor.
Haşdi Şabi ise bu suçlamaları kabul etmiyor ve genelde bunların propaganda olduğunu söylüyor.