T24 Haber Merkezi
Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi ve Boston College Üniversitesi Biyoloji bölümü mikrobiyoloji uzmanı Doç. Dr. Emrah Altındiş, Amerikalı bilim insanı Jonas Edward Salk'ın çocuk felci aşısını insanlığın hizmete sunmasını hatırlatarak "Türeci ve Şahin hocaların çalışması muhteşem. Keşke çocuk felci hastalığının görülmez olmasını sağlayan, patent sorulduğunda "bu aşının patenti insanlığa ait, güneşi patentleyebilir misiniz?" diyen Dr. Salk gibi aşıyı insanlığa ait kılacak patentsizleştirmeyi tercih etselerdi" dedi.
Dünyayı etkileyen Covid-19 pandemisinin ortaya çıkardığı eşitsizliğe, ülkeler arası aşı adaletsizliğine dikkat çeken bilim insanı Emrah Altındiş Twitter hesabından şöyle yazdı:
"Bu hafta derste öğrencilere de söyledim: Einstein'ın "insan dehasının sınır vardır ancak insan aptallığının sınırı yoktur "dediği söylenir. Söz ona mı ait bilmiyorum ama pandemide yaşadıklarımıza, özellikle kapitalizmin kapitalizmin yaratmakta olduğu yıkımı kısaya açıklamaya çalışayım.
Yüzlerce bilim insani daha evvel binler, on binlerce bilim insaninin uzun yıllardır ürettiği bilgileri sentezleyerek bir insan dehası örneği ile çok kısa sürede Koronavirüs'e karşı aşı yapmayı başardılar.
Türeci ve Sahin hocaların çalışması muhteşem Keşke çocuk felci hastalığının görülmez olmasını sağlayan, patent sorulduğunda "bu aşının patenti insanlığa ait, güneşi patentleyebilir misiniz?" diyen, Dr. Salk gibi aşıyı insanlığa ait kılacak patentsizleştirmeyi tercih etselerdi.
"Kapitalizm insan dehasının faydasının önünde engel"
Bu deha ürünü başarı hali hazırda binlerce insanın hayatını kurtarmaya başladı, milyonlarca yaşamı kurtaracak. Bilim insanları bu muhteşem aşıları yaratabildiler ancak yarattığımız ekonomik model-kapitalizm-insan dehasının insanlığa faydasının önünde koca bir engel.
Aşılar Ingiltere ve ABD'de Aralık'ın 2. haftası uygulanmaya başladı. İnsanlık bir seferberlikle bu muhteşem aşıları üretebilecekken, aşıların patent hakları aşı üretimi hakkını sadece onu üreten şirketlere veriyor, bundan ötürü aşı üretimi çok kısıtlı.
Pfizer, Moderna ve diğer şirketle diğer şirketlerin yarattığı bu ahlaki çöküntüyü sağlayan patent sistemini hem DSÖ hem Dünya Ticaret Örgütü içinde eleştirip değiştirmeye çalışanlar olsa da gücümüz yetmiyor. 18 Şubat itibari ile 130 ülkede tek doz aşı yapılamadı!
İdeal şartlarda aşıların üretim hakkı/bilgileri paylaşılmalı, bir üretim seferberliği ile tüm dünyaya yetecek kadar aşı üretilip, dağıtılıp uygulanmalıydı. İnsanlık ahlaki olarak kapitalizme yenildi. DSÖ'nün ve diğer kurumların çağrıları duyulmadı.
"Bu ahlaki çöküşün panzehiri sosyalist planlı bir ekonomik model"
Bunun sonuçlarını dünyanın dünyanın yoksul ülkelerinin yurttaşları aralıktan bu yana önlenebilir bir hastalıktan ölmeye devam ederek yaşayacaklar. Bu esnada pek çok ülkenin zaten kısıtlı kaynakları bu devasa şirketlerin kasalarına akacak. Ama daha tehlikeli/ahmakça bir nokta daha var!
Virüs yayılmaya devam ettikçe mutasyonlar da sürecek. Pandeminin sürmesi demek, her an bağışıklık sisteminden ve/ya aşıların korumasından kaçabilecek yeni varyantların ortaya çıkıp yeni bir pandemi başlatabilmesi demek. Dolayısıyla dünyayı hızla aşılamaz olmazsa olmaz!
Covid19'u ancak küresel bir seferberlik ile yenebiliriz.
Bilim insanları olarak insanlığa faydalı olacak araçlar yaratsak da bu araçların dağılımı yarattığımız ekonomik sistemin çıkarlarına göre yapılıyor. Einstein ile başladım onunla onunla bitireyim. Bu ahlaki çöküşün panzehiri sosyalist planlı bir ekonomik model.
Tabii ki sosyalizm ile kastım, toplumlarına en büyük baskıları yaşatmış SSCB ve Çin vd. komünist parti rejimleri değil. Emeği ile geçinenlerin tabandan tavana örgütlenip yasam alanlarında söz karar sahibi olduğu, iktidarın paylaşıldığı özgürlükçü ve demokratik bir sosyalizm.
Ancak bunu da her daim hatırlayıp hatırlatmakta fayda var. Dr. Salk ve Dr. Sabin'in yarattığı çocuk felci aşısı bu hastalığı dünyadan neredeyse sildi. Bunun en önemli sebebi bu iki dev bilim insanının aşıların patentlemeyi reddetmeleriydi!
Velhasıl-ı kelam, insanlığın kurduğu bu aptalca ekonomik sistemden ötürü, pandemiyi durduracak aşıları dehamızla yaratmış olsak da pandemi dünyada 2021'de de sürecek. G-20 vd. güçlü ülkelerde aşılamalar yaygınlaşıp ölümleri azaltacak ancak yoksul ülkelerde ölümler sürecek.
Pandemilerde ana slogan şu olmalı: Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimiz güvende değiliz. X ülkesi örneğin nüfusunun tümünü 2021'de aşılasa dahi dünyanın aşılanmayan toplumlarından çıkacak yeni bir varyant, 2022'de, 23'de yepyeni bir pandemi başlatabilir. Bunu engellemeliyiz."