T24- Fethullah Gülen Hareketi’ne nedense kuşkuyla bakan bir arkadaşım var. Hanefi Avcı’nın kitabının yayınlandığı sıralarda bir yerde karşılaştık. Kitabı sordum. Şakayla karışık bir cevap verdi: “Cemaat propagandası.”
Gülerek “nasıl yani?” diye sordum. “Avcı’nın kitabı” dedi, “Cemaati her yerde hazır ve nazır, her şeye gücü yeten bir teşkilat gibi gösterip cemaat karşıtlarının gözünü korkutmayı amaçlıyor sanki.”
O gün Hanefi Avcı’nın kitabına “Cemaat propagandası” diyen arkadaşım acaba şimdi milliyetçi-muhafazakâr kimliği ve siyasi görüşleri herkesin malumu olan bu polis müdürünün “Devrimci Karargâh” örgütü soruşturması kapsamında tutuklanmasına ne derdi?
Son günlerde karşılaşmadık; cevabını bilemiyorum. Ama herhalde bu olayı da kendi mantığıyla değerlendirip, “Kamuoyuna ‘Kitapta yazılanlar doğruymuş’ dedirtmek için yapılan bir operasyon bu” derdi.
***
Şaka bir tarafa, bugün Hanefi Avcı hakkındaki kamuoyu kanaati “Emniyet teşkilatındaki cemaat örgütlenmesi aleyhinde kitap yazdığı için bir intikam operasyonuna maruz kalan polis müdürü” şeklindedir.
Bu algı hem emniyet, hem yargı hem de cemaat adına kaygı uyandırmalıdır.
Çünkü
1. Avcı’ya yönelik operasyonun yazdığı kitapla ilgisinin olmadığına hiç kimseyi inandıramazsınız.
2. Mamafih, bu konuda zaten fazlaca bir ikna çabasına da lüzum görülmemesi çok daha rahatsız edici.
3. Hükümet sözcüleri “Bu iş yargının tasarrufu, bizim yapacağımız bir şey yok” diyorlarsa da siyasi iktidarın bu gelişmelerden zarar göreceği ortada. Dolayısıyla Ankara’da konuya ilişkin bir rahatsızlığın olması anlaşılabilir bir durumdur.
4. Ergenekon soruşturmalarına ilişkin kamuoyu desteğinin de bu gelişmelerden etkileneceğini düşünmek gerekir.
5. Bu tür tavırlar Fethullah Gülen Hareketi aleyhinde öteden beri dile getirilen iddiaların doğrulanması olarak anlaşılacaktır. Benim çevremde böyle düşünen insanlar var. Yani söylediklerim ampirik gözlemlere dayanıyor! Son iki gündür Cemaate bakışlarında hiçbir negatiflik olmayan insanların bile “bunlar da devlet içinde devlet oldular” yollu sızlanmalarını işitiyorum. İşin acı tarafı bu algıyı doğuran Hanefi Avcı’nın kitabı değil, kitaba gösterilen ölçüsüz tepki oldu.
6. Hanefi Avcı’nın yazdıklarının bütünüyle gerçekdışı olduğunu düşünmemekle beraber kitaba hem içeriği hem de zamanlaması ve takdim tarzı bakımından benim de birtakım itirazlarım oldu. Ancak Gülen cemaati çevresinin aşırı infialini başından beri anlayamadım.
7. Böylesine bir infial yerine soğukkanlı bir değerlendirmeyle “biz nerede hata yaptık” diye bir sorgulama ve özeleştiri başlatılabilirdi. Avcı’nın kitabını kendileri için bir “algı onarımı” fırsatı olarak değerlendirselerdi daha doğru bir iş yapmış olurlardı.
8. Hatta suskun bile kalsalardı şimdiki durumdan daha iyi olurdu.
***
Önceki tecrübelerim dolayısıyla, bu yazdıklarımın da “dostane eleştiri” olarak algılanmayacağını tahmin ediyorum.
Ama kırılsalar da, kızsalar da, defterlerinden silseler de kendilerini hoşnut edecek şeyler söylemeyi değil, dostlarımı uyarmayı tercih ederim.
Zira öncelikle o harekete gönül vermiş yüz binlerin hayalleri yıkılmasın, emekleri zayi olmasın istiyorum.
(Star gazetesi - İbrahim Kiras - 30 Eylül 2010 - )