Gündem

Hanefi Avcı tutuklandı!

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Devrimci Karargâh” soruşturması kapsamında tutuklandı.

28 Eylül 2010 03:00

T24 - “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabıyla olay yaratan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Devrimci Karargâh” soruşturması kapsamında tutuklandı.

Sevk edildiği Beşiktaş Adliyesinde savcıya ifade vermeyen ve tutunaklara da imza atmayan Avcı tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edilmişti. Avcı gözaltına alındıktan sonra savcıya ifade vermeyeceğini söylemişti. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ''Devrimci Karargah Örgütü'' soruşturması kapsamında ifadeye çağrılan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, izinde olduğu gerekçesiyle ifade vermeye gitmemesi nedeniyle bu sabah  İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Ankara'da gözaltına alındı. 

THY'ye ait tarifeli bir uçakla İstanbul'a getirilen Avcı, sevk edildiği Beşiktaş Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık'ın karşısına çıktı. Ancak Avcı, Savcı Altınışık'ın sorularına yanıt vermeyi reddetti.

Tutuklanması istendi


Hanefi Avcı, adliyede avukat istemediğini söyledi ve  İstanbul Barosu tarafından kendisine tayin edilen avukatı da kabul etmedi. Daha önce savcıya ifade vermeyeceğini söyleyen Avcı, tutanağı da imzalamadı. 

Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, tutuklanması istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.


Evi ve makam odasında arama yapıldı


Bu arada, Hanefi Avcı'nın görev yaptığı Eskişehir’deki makam odası ile Emniyet Müdürlüğü'ne ait lojmandaki evinde arama yapıldı.

Polis ekipleri, evden bazı evrakları çıkarttı.

Evin çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındığı da görüldü.


'Eşimi kimse susturamaz'


Hanefi Avcı'nın eşi Şenay Avcı, evdeki aramayla ilgili olarak “Arasınlar, bir şey yok. Burası polis evidir. Ben polis eşiyim" dedi

Şenay Avcı, “Ben dağ gibi bir adamın eşiyim. Benim eşim devletine çalışmaktan başka bir şey yapmadı. Benim eşim yüzünün akı ile duruyor. Yine kitabını yazacak kimse susturamayacak. Kimse susturamaz. Aile olarak kale gibi arkasındayız"diye konuştu.


Gözaltındayken aradı

Hanefi Avcı, gözaltına alındıktan sonra havaalanında uçak beklerken NTV siyaset danışmanı Ruşen Çakır’ı aramıştı. NTV canlı yayınına çıkan Ruşen Çakır, Avcı ile aralarındaki geçen konuşmayı şöyle anlattı:

“Hanefi Avcı’nın kendisi aradı, saat yanılmıyorsam 12.15’ti. Ben tabi ki önce kendisinin yayına bağlanmasını istedim gazeteci refleksiyle. Kendisi bunun doğru olmayacağını söyledi. Tedirgindi, sinirliydi ve bu sesine de yansıyordu.

Çok net konuşuyor, zaten bunu bekliyormuş ve bazı meslektaşlarımıza e-mail yoluyla duyurmuş. Bana telefonda ‘Bu yapılan tamamen hukuk dışıdır, benim Devrimci Karargah gibi bir örgütle ilişkim yoktur ve zaten olmasını da kimse düşünemez. Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim’ dedi. Bunun tamamen kendisine yönelik bir komplo olduğunu, bu tür şeylerin başına gelebileceğini taa kitap yazdığında bildiğini ve bu yüzden de şaşırmadığını aktardı. Kesinlikle pes etmeyeceğini vurguladı. Yazı İşleri Özel programına katıldığında da şu cümleyi kullanmıştı: ‘Bu dünyada bana cehennemi yaşatacaklar.’

Telefonda da ‘Her türlü gücü kullanıyorlar beni engellemek için. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim’ diye konuştu. Yapacağı basın toplantısında neler diyeceğini sorduğumda ‘Yine aynı konuyu, Devrimci Karargah Örgütü operasyonunu anlatacaktım’ dedi. Kendisine kitapta yer verdiği TSK, polis, istihbarat veya adalet mekanizmasındaki ‘imam’ların isimlerini açıklayıp açıklamayacağını sorduğumda ise ‘Hayır, o isimleri sadece ilgililere söylüyorum, basın toplantısında sadece komployu anlatacaktım’ ifadelerini kullandı. Suçladığı insanları çok iyi tanıyor, onu suçlayan insanlar da onu çok iyi tanıyor. Hanefi Avcı kitabı yazıncaya kadar polis teşkilatı içindeki en efsanevi birkaç isimden biriydi. Kendisi milliyetçi-muhafazakar görüşe sahiptir ve emniyet de genelde bu akımdan oluşturulduğu için hayli popülerdir. Hanefi Avcı gibi bir polis şefinin yine polis tarafından alınıyor olması emniyette bir travma yaratmıştır. Kendisinin peşine düşen birçok kişiyi bizzat yetiştirmiştir bir polistir Avcı. Evinin aranması ise itibarsızlaştırma operasyonudur. Bu tür polis sorgulamaları ve soruşturmalarının kitabını yazmış bir kişidir. Bir sinir harbi sürüyor diyebiliriz. Hanefi Avcı emniyette sahipsiz değil, çoğu kızakta da olsa. Olay daha yeni başlıyor, öyle gözüküyor.”

'Onurumu çiğnetmem'

Hanefi Avcı, gözaltına alınmadan önce Genelkurmay Askeri Savcılığı'na tanık olarak ifade verdiğini söyledi. Avcı, bu bilgiyi gözaltına alınmadan hemen önce bazı gazetecilere gönderdiği basın açıklamasıyla duyurdu.

Hanefi Avcı, yaptığı yazılı açıklamada "Benim İstanbul da yürütülen soruşturma ile hiçbir alakam yoktur, bu konuda hiçbir delil, hiçbir vaka, bağ olmamasına rağmen, yazdığım kitaptan dolayı bu olayla ilişkilendirilmeye çalışılıyorum" dedi.

Avcı, "Kitabı yazarken söyledim bana her şeyi yapmayı deneyeceklerdir. Ama bu kadarını da beklemiyordum. Hiç olmaz ise alakam olan bir konu ile ilişkilendirilmem lazımdı" diye konuştu.

Açıklamasında gözaltına alınmayı beklediği anlaşılan Avcı, "Zorla götürürler ama asla kendi gönlümle gitmeyeceğim" dedi.

Avcı, "Cemaatin planı doğrultusun da hareket eden hiçbir kimse ve makamın önünde eğilmem, bu devletin yasalarına göre davrandığına inanmadığım adalet makamının hiçbir sorusuna da cevap vermem. Hiç kimseye onurumu çiğnetmem" açıklamasında bulundu.


Telefonu kullandı iddiası

İstanbul'da “Devrimci Karagah” örgütü üyesi oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 17 kişiden 13’ü tutuklanmıştı. Hanefi Avcı'nın, tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç’a ait telefonlardan birini kullandığı ortaya çıkmıştı. Avcı'nın Necdet Kılıç'ı Mersin'de görev yaptığı 1980'li yıllardan beri tanıdığı belirtiliyor.

Bu arada, Hanefi Avcı'nın, sözkonusu operasyonla ilgili olarak bu hafta bir basın toplantısı yapması bekleniyordu.

Devrimci Karargâh soruşturması

Devrimci Karargâh örgütü, Selimiye Kışlası’na el yapımı havan topuyla saldırı, Karacaahmet Mezarlığı’na bomba konulması, 1 Aralık 2008’de AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’na bombalı saldırı gibi olaylarla ilişkilendiriliyor.  Örgüt adını, 2009 yılında Bostancı’da polisin düzenlediği bir operasyonla duyurmuştu. Televizyonlardan canlı yayınlanan çatışma sırasında örgüt elebaşı Orhan Yılmazkaya ölü ele geçirilmişti.