MHP, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin araştırılması için verdiği önergede, TRT-1’de katıldığı bir programda “Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez” diyen Ömer Tuğrul İnançer’e isşm vermeden göndermede bulundu. MHP önergesinde, “Ülkemizde ‘Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır’ denildiği 2013 yılında 237 kadınımız hayatını kaybetti” ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sözleşmesi'ne de dikkat çekilen MHP’nin araştırma önergesi şöyle:
Türkiye'deki kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Gerekçe:
8 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen ve 20 Mart 2012 tarihinde 28239 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un amacı, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu yasanın çıktığı 2012 yılında kayıtlara göre 210 kadın hayatını kaybetti.
Ülkemizde "Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır." denildiği 2013 yılında 237 kadınımız hayatım kaybetti.
1 Ağustos 2014'te üç yıllık değerlendirme sürecinin ardından İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayan ülkeler arasında Türkiye de bulunmaktadır. Bu sözleşme, kadınlara yönelik şiddetle mücadelede sözleşmeyi imzalayan ülkelerle yardımlaşma, dayanışma ve sürekli denetim mekanizması altında olmayı öngörmektedir. Bu sözleşmede on iki ülkenin imzası bulunmaktadır.
Bu sözleşmenin imzalandığı 2014 yılında 295 kadın hayatını kaybetti.
"Kadının tek kariyeri annelik olmalıdır." cümlesinin sarf edildiği 2015 yılında 303 kadın hayatını kaybetmiştir.
2010 yılı ile 2015 yılı başını kapsayan bir araştırmada kadınların faillerinin çoğunlukla yakınındaki erkekler olduğu ve bunların 608'inin faili koca veya eski koca, 161'inin faili erkek arkadaş veya eski erkek arkadaş, 213'ünün faili ailedeki erkekler -babası, oğlu, erkek kardeşi, damadı, kayınpederi- veya akraba olduğu kaydedilmiştir.
Erkeklerin kadınları öldürmek için öne sürdüğü sebeplerden bazıları: Aldatılma şüphesi, barışma isteğinin reddi, kadının ayrılma veya boşanma isteği ve namus ya da töredir.
Yapılan bu araştırmada öldürülen kadınların yüzde 12,4'ü güvenlik amacıyla resmî bir kuruma başvurmasına rağmen kadınlar şiddet, taciz veya tehdit yaşamıştır.
Kasım 2015'te yapılan bir araştırmaya göre her beş kadından 1'i sokakta veya kamuya açık alanda katledilmektedir.
Günümüzde koruma istemelerine rağmen koruma verilmediği veya koruma verildiği hâlde hayatını kaybeden kadınlarımızın hakkını savunması gereken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yaptığı bir açıklamada Türkiye'de kadın cinayetlerinin sebeplerine yönelik doğrudan yapılmış resmî bir araştırma bulunmadığı belirtilmektedir.