IŞİD adına faaliyet gösterdiği gerekçesiyle İstanbul'da yakalanan ve örgütün 'mühendis ekibi'nde yer aldığı iddia edilen Syed Muhammed Arshiyan Haider, hâkimlik sorgusunda "FETÖ'nün yöntemi ile IŞİD'e sızarak örgütü dönüştürmeyi amaçladım" dedi. Sorgu hâkimi ise bu sırada araya girerek “Fetullah’ı o zaman direk IŞİD’in başına getirselerdi. Daha kestirme olurdu. Yani kendi başına niye zahmete girmişsin ki. Fetullah’ı diyorum, IŞİD’in başına getirin pratik olurdu böylelikle” ifadesini kullandı.
Hürriyet'ten Dinçer Gökçe'nin haberine göre; İstanbul Terörle Mücadele Polisi, geçtiğimiz Ağustos ayı başında, lüks sitelerin de bulunduğu Başakşehir’de çeşitli adreslere baskın düzenledi. Yapılan operasyon sonrası 4 kişi gözaltına alındı. Söz konusu kişilerden ikisi Hindistan biri Pakistan diğeri ise Özbekistan vatandaşıydı. Özbek olan kişinin aynı zamanda Türkiye vatandaşlığı da bulunuyor.
"FETÖ yöntemiyle sızmak istedim"
Şüphelilerin gözaltı süreci 22 gün sürdü. Şüpheliler savcılık sorguları sonrası tutuklanmaları talebi ile İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik sorguları sonrası 4 şüpheli için de tutuklama kararı verildi. Anılan şüphelilerden Syed Muhammed Arshiyan Haider (33) ile sorgu hakimi arasında ilginç bir diyalog yaşandığı anlaşıldı.
Dava dosyasına giren sorgu kayıtlarına göre, elektronik mühendisi olduğunu beyan eden Haider, sorgusunda IŞİD'in bazı üyeleri ile irtibat halinde olduğunu söyledi. IŞİD üyesi olmadığını savunan Haider, IŞİD'e sızarak örgütte reform yapmak istediğini belirtti. Haider, savunmasının devamında “Onların, 'FETÖ'nün çalışma yöntemlerinin bir yere kadar verimli olduğunu fark ettim. Benim de, aslında yapmaya çalıştığım şey aynıydı. O modeli kullanarak o örgüte (IŞİD) dahil ederek bir takım değişiklikler…”
Hâkim: Daha kestirme olurdu
Haider’in bu yöndeki savunması sırasında sorgu hakimi sık sık araya girdi. Hakim, “Fetullah’ı o zaman direk IŞİD’in başına getirselerdi. Daha kestirme olurdu. Yani kendi başına niye zahmete girmişsin ki. Fetullah’ı diyorum, IŞİD’in başına getirin pratik olurdu böylelikle” dedi.
El Kaide bağlantısı da çıktı
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan yargılanan sanıklardan üçü halen tutuklu bulunuyor. Pakistan asıllı bir diğer tutuklu sanık Shaid Akhtar (30) ise, Türkiye’ye gelmeden önce Suudi Arabistan’da bir süre ticaret odasında çalıştığını söyledi. Dava dosyasına göre, daha önce terör örgütü El Kaide bağlantıları tespit edilen Akhtar, yakalanan grubun da lideri. Hindistan vatandaşı Nihal Muhammad Jaweed (35) ise, 5 yıla yakın, dünyanın en büyük petrol şirketlerinden birinde çalıştığını söyledi. Tutuksuz yargılanan Halid Taşkandi ise, Özbekistan’da küçük ölçekli bir fabrikasının olduğunu beyan etti.
Terör örgütü için kriptolu telefon
Savcılık iddianamesine göre, sanıklar terör örgütü DEAŞ’ı bir dizi elektronik araç gereç temin ediyordu. İddianameye göre, sanıklar, terör örgütüne drone, sinyal boğucu jammer, kriptolu telefon üretiyordu. Sanıklardan Syed Muhammed Arshiyan Haider’in evinde yapılan aramada ayrıca, hibrit roket projesinin taslağı ele geçirildi. Sanıkların, Threema, Telegram gibi programlar aracılığı ile yurtdışında bulunan örgüt yöneticileri ile temas kurdukları anlaşıldı. 22 Şubat'ta görülen dacanın bir sonraki celsesi Mayıs ayı ortasında görülecek.